Mesajda şu ifadelere yer verildi:
Muharrem ayı…Bereket, bolluk, mağfiret ve hüzün ayı… Bu ayda tufanlar son buldu, bu ayda tövbeler kabul edildi, bu ayda ateşten kurtulundu, bu ayda görmeyen gözler gördü, bu ayda kuyudan çıkıldı, bu ayda Kızıl Deniz yarıldı ve bu ayda Kerbela hüznü yaşandı…
Kerbela şehitlerini rahmetle ve hüzünle anıyoruz. İhanetin çemberinde bir avuç inanmış zulme direniyor. Bir taraftan saltanat, güç, kibir, gurur, makam, mevki ve ihtişamlı saraylar, öte yandan tevazu, inanç ve samimiyet. Bir taraftan Yezidi ve taifesi, beri taraftan Hz. Hüseyin ve zürriyeti. Bir taraftan zulüm, bir taraftan masumiyet. Ab-ı hayatın kendilerinden esirgendiği inananlar var olma ve hakkı canları pahasına savunma savaşındalar. Ve Yezidin mızrağının ucunda Hz. Hüseyninin kanlı başı… İki cihanın serveri Hz. Muhammed’in (SAV) okşadığı, yüreğine bastığı, kokladığı ve öptüğü baş, artık bedeninden yoksundu. Suskundu imamlar, suskundu alimler, sofiler… suskundu halk. Can korkusu, makam ve mevki hırsı ve kaygısı susturuyordu beş vakit namaz kılanları, teheccüde kalkanları, Kur’an okuyanları, hatim indirenleri…
Yezidiler sırçalı köşklerinde, paha biçilmez saraylarında yaşıyor ve halen zulmediyor dünyanın dört bir yanında hakkı temsil eden ve savunan Hüseynilere. Suskunuz, tıpkı bizden öncekiler gibi. Hüseyniler kurbanlıklar gibi kesilirken, topraktan kan fışkırırken, başlar önümüze atılırken, suskunuz işte.
“Ve zalim ve inanmış ve Kerbela”
Muharrem Ayımız kutlu olsun. Tuttuğumuz oruçlarınız, kıldığınız namazlarımız, okuduğumuz Kur’an-ı kerimler ve ikram ettiğimiz aşurelerimiz kabul olsun.