İnsan hakları izleme örgütü Human Rights Watch (HRW) ses getirecek 2024 Dünya Raporu yayınlandı.
Yayınlanan yeni raporda Türkiye’de insan hakları, hukuk devleti ve demokratik kurumların giderek zayıfladığına dair tespitler yer aldı. AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın otoriter yönetiminin daha da pekiştiği, medya ve yargı üzerindeki baskıların artarak sürdüğü vurgulanan raporda liseli kızların yargılandığı Kız Çocukları Davası’na da yer verildi.
MEDYA İLE MUHALEFETİN SESİ BASTIRILIYOR
Bold'da yer alan habere göre raporda, seçimlerin adil ve özgür bir ortamda yapılmadığına dikkat çekiliyor. Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) ile Avrupa Konseyi gözlemcilerinin raporlarına atıf yapan HRW, hükumetin medya üzerindeki kontrolü nedeniyle muhalefetin sesinin bastırıldığını vurguluyor. TRT ve diğer kamu yayın organlarının Erdoğan ve iktidar partisine açıkça destek verdiği, muhalefet liderlerine ise kısıtlı yer verildiği aktarılıyor. Raporda eleştirel yayın yapan kanallara RTÜK tarafından verilen ağır para cezalarına yer verildi.
GAZETECİLER TERÖR SUÇLAMASIYLA CEZAEVİNDE
Bağımsız gazeteciler üzerindeki baskılara vurgu yapan raporda, en az 43 gazetecinin terör suçlamalarıyla cezaevinde olduğu belirtiliyor. Özellikle Kürt gazetecilerin hedef alındığı Diyarbakır ve Ankara’daki davalar, uzun süreli tutuklulukların ve haksız yargılamaların devam ettiğini ortaya koyuyor. Raporda ayrıca, internet üzerindeki içeriklerin sık sık sansürlenmesi ve sosyal medya platformlarındaki eleştirilerin hukuki yaptırımlarla cezalandırılması eleştiriliyor.
KIZ ÇOCUKLARI DAVASI HUKUKSUZLUĞA ÖRNEK GÖSTERİLDİ
HRW’nin raporunda 15 Temmuz sonrasında başlatılan kitlesel tutuklamaların ve insan hakları ihlallerinin devam ettiği vurgulanarak, Hizmet Hareketi gönüllüsü olduğu iddia edilen on binlerce kişinin, keyfi ve adaletsiz yargılamalar sonucunda cezaevlerinde tutulmaya devam ettiğine dikkat çekiliyor.
Raporda özel olarak yer verilen “Kız Çocukları Davası”, Türkiye’nin hukukun üstünlüğünden ne denli uzaklaştığını gösteren en çarpıcı örneklerden biri olarak öne çıkıyor. 7 Mayıs 2023’te düzenlenen operasyonlarda Hizmet Hareketi’yle bağlantılı oldukları iddiasıyla çok sayıda genç kadın, kız çocukları ve anneler gözaltına alınması raporda sert bir şekilde eleştiriliyor.
KAÇIRMALAR VE KEYFİ GÖZALTILARIN SÜRMESİ ELEŞTİRİLDİ
Raporda, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) Yalçınkaya v. Türkiye kararının Türkiye’de adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini tescillediği belirtiliyor. Yalçınkaya davasında, yalnızca ByLock isimli bir mesajlaşma uygulamasını kullanmak suçlamasıyla verilen mahkûmiyet kararının keyfi olduğuna hükmedilmişti. AİHM, bu tür yargılamaların yasallık ilkesine aykırı olduğunu ve örgütlenme özgürlüğünü ihlal ettiğini vurgulamıştı.
Kararın, benzer durumdaki binlerce mağdur açısından emsal niteliğinde olduğu belirtilirken, Türkiye’nin bu karara rağmen hukuksuz uygulamalarını sürdürmesi eleştiriliyor. Raporda ayrıca, Hizmet Hareketi'yle bağlantılı olduğu iddia edilen kişilerin uluslararası hukuka aykırı şekilde kaçırılarak Türkiye’ye getirilmeye devam edildiği ifade ediliyor. Emsal Koç ve Koray Vural’ın Tacikistan’dan yasadışı yollarla kaçırılarak Türkiye’ye götürülmeleri, bu uygulamaların en güncel örnekleri olarak raporda yer alıyor.
GÖSTERİ HAKLARI İHLAL EDİLİYOR
HRW, Türkiye’de barışçıl toplantı ve gösteri haklarının sistematik olarak ihlal edildiğini rapor ediyor. Özellikle Kürt gruplar ve sol görüşlü aktivistlerin düzenlediği gösterilerin polis müdahalesiyle dağıtıldığı ve katılımcıların gözaltına alındığı belirtiliyor.
CAN ATALAY’IN TUTUKLUĞUNA DA YER VERİLDİ
Osman Kavala davasına özel bir yer ayrılan raporda, Kavala’nın haksız yere müebbet hapis cezasına çarptırıldığı ve Avrupa Konseyi’nin ihlal prosedürlerine rağmen serbest bırakılmadığı eleştiriliyor. Gezi Parkı davasında yargılanan Can Atalay’ın milletvekili seçilmesine rağmen tahliye edilmemesi, Türkiye’de yargının siyasallaştığının bir başka göstergesi olarak değerlendiriliyor.
İŞKENCE VE KÖTÜ MUAMELE YAYGIN
Raporda, gözaltında işkence ve kötü muamelenin yaygın olduğu belirtiliyor. Özellikle deprem sonrasında yağmacılık suçlamasıyla gözaltına alınan kişilerin işkenceye maruz kaldığına dikkat çekiliyor. Ahmet Güreşçi’nin işkence sonucu yaşamını yitirmesi, bu tür vakaların cezasız bırakılmasının yarattığı vahim tabloyu gözler önüne seriyor.
KADIN VE KIZ ÇOCUKLARINA YÖNELİK ŞİDDET ARTTI
Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmesinin ardından kadın ve kız çocuklarına yönelik şiddetin arttığı belirtilen raporda, 2023’ün ilk 10 ayında 254 kadın cinayetinin yaşandığı aktarılıyor. LGBT+ bireylerin hedef alınarak ötekileştirildiği, Onur Yürüyüşü gibi etkinliklerin yasaklandığı ve nefret söyleminin meşrulaştırıldığı ifade ediliyor.
AİHM KURALLARINA UYULMASI ÇAĞRISI YAPILDI
HRW raporunda Türkiye’nin, Avrupa Birliği ile mülteci anlaşmaları çerçevesinde finansal destek almasına rağmen demokratik standartları sağlamadığı ve insan hakları ihlallerine devam ettiği eleştiriliyor. Özellikle Suriyeli mültecilerin zorla sınır dışı edilmesi ve keyfi tutuklamalara maruz kalması uluslararası hukukun ihlali olarak değerlendiriliyor.
Raporda, Türkiye’nin hukukun üstünlüğünü yeniden tesis etmesi, ifade özgürlüğünü koruması ve AİHM kararlarını uygulaması gerektiği vurgulanıyor. Özellikle Kız Çocukları Davası ve Yalçınkaya Kararı üzerinden, keyfi tutuklamaların sonlandırılması ve mağdurların haklarının iade edilmesi gerektiği belirtiliyor.
TÜRKİYE’DE DEMOKRASİ KRİZİ DERİNLEŞİYOR
Human Rights Watch’ın raporu, Türkiye’nin demokratik kurumlarının zayıflatıldığını ve temel insan haklarının sistematik olarak ihlal edildiğini ortaya koyuyor. Türkiye’nin uluslararası yükümlülüklerini yerine getirmesi ve insan haklarına saygı duyması için uluslararası toplumun daha güçlü bir baskı uygulaması gerektiği çağrısında bulunuluyor.