Saldırı sonrası uygulanan engellemenin nedeni, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) tarafından uygulanan bant daraltma uygulamasıydı. "Bandwidth" olarak bilinen "Bant Genişliği", herhangi bir haberleşme kanalının kapasitesini ifade etmek için kullanılıyor. "Bant daraltma" denilen uygulama ile bu kapasite azaltılınca haberleşme kanallarına erişim kısıtlanıyor.
Büyük sosyal medya şirketlerinin internet sitelerinin trafiğini rahatlatmak için bant genişliği yüksek trafik satın aldıklarını ve kullanıcıların da böylece sosyal medya hesaplarına akıcı bir şekilde girdiklerini söyleyen iletişim danışmanı Mehmet Şafak Sarı, ancak "Toplumsal olaylardan sonra bazı ülkeler, çeşitli paylaşımların yayılmaması için bant genişliğini daraltıcı hamleler yaparlar. Yani şeritleri azaltırlar ve inanılmaz bir trafik oluşur. Bu öyle bir noktaya gelir ki sosyal medyaya giremez hale gelirsiniz" diyor. İstiklal Caddesi'ndeki saldırıdan sonra da benzer bir durum yaşandığını ifade eden Sarı'ya göre, bant daraltma uygulaması ile sosyal medya kullanıcıları haberleşme kanallarına girmelerini engelleyecek bir duvarla korku ve paniğe itiliyor. Sarı, Söz konusu girişimlerin haber alma hakkına yönelik keyfi müdahaleler olduğu kanaatinde.
"Beş şeritli otobanda tek şeritli yola düşüyor"
Alternatif Bilişim Derneği'nden Avukat Faruk Çayır da bant daraltma uygulaması için "Beş şeritli bir otobanda tek şeritli bir yola düşüyorsunuz. Akan trafikte bir anda daralmış bir trafiğe giriyorsunuz" sözlerini kullanıyor. Uzmanlar, bant daraltma uygulamasının ilk olmadığını, HDP'ye yönelik 4 Kasım Operasyonu, Soma Katliamı ve Çorlu Tren Kazası gibi toplumsal olaylardan sonra da yapıldığını hatırlatıyor.
Uygulamanın yasal dayanağı olduğunu ama hukuki olmadığını dile getiren Avukat Faruk Çayır, "Daha önce gördüğümüz uygulamalardan farklı bir şey yok. Bunun yasal altyapısı daha önce yoktu, şimdi 'Yasal dayanağına uygun yaptık' diyorlar ama bu habercilik anlamında büyük bir sansüre yol açan bir uygulama" diyor.
Çayır'ın bahsettiği yasal dayanak 2020 yılında hayata geçirildi. "İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanun"da yapılan değişiklikte, "Devlet Sırlarına Karşı Suçlar ve Casusluk suçlarına konu internet içeriklerini oluşturan veya yayan faillere ulaşmak için gerekli olan bilgileri talep eden savcılık veya mahkemeye verilmemesi durumunda yurt dışı kaynaklı sosyal ağ sağlayıcısının internet trafiği bant genişliğinin yüzde doksan oranında daraltılması talebiyle Ankara Sulh Ceza Hâkimliğine başvurulabilir" ifadeleri yer alıyor.
Faruk Çayır'a göre, Türkiye'nin taraf olduğu uluslararası sözleşmelere ve Anayasa Mahkemesi kararlarına aykırı olan bant daraltma uygulaması bir yandan iktidarın iddia ettiğinin aksine dezenformasyonun artışına sebep olurken diğer yandan da doğru bilgiye erişimi ve gazetecilik faaliyetlerini engelliyor. Çayır, "Cumhurbaşkanlığının ya da bakanlıkların talebi üzerine bant daraltma da getirilebiliyor. BTK, memuriyet aslında. Bir memurun vermiş olduğu bir kararla tüm ülkedeki interneti engelleyebiliyorsunuz. Vatandaşlar, sivil toplum örgütleri, gazeteciler doğru bilgiye devletin engellemelerini atlayarak ulaşmaya çalışıyor" ifadelerini kullanıyor.
CHP suç duyurusunda bulunacak
BTK Başkanı Ömer Abdullah Karagözoğlu'nun BTK'nın bant daraltma uygulamasından sonra Taksim'de hayatını kaybedenlere başsağlığı dilemesi kamuoyunun tepkisini çekti. CHP İstanbul Milletvekili Gürsel Tekin, sosyal medyanın hukuka aykırı şekilde erişime kapatıldığı gerekçesiyle BTK Başkanı Karagözoğlu ile sorumlu kamu görevlileri hakkında suç duyurusunda bulunacaklarını açıkladı.
Tekin, "Ülkenin en büyük şehrinin merkezinde bir patlama olmuş. İnsanların ölmüş, yaralanmış, herkes merak içinde ama toplumun buna ilişkin haber alma hakkı yok. Neden? BTK Başkanı uygun görmüyor da ondan. Ama kendisi başsağlığı mesajını Twitter'dan yayımlamayı biliyor" dedi.
"Seçim günü YSK'nın talebi üzerine engellenebilir"
Taksim'deki bombalı saldırıdan sonra bant daraltma uygulaması nedeniyle sosyal medya platformlarına yaşanan erişim sorunu, seçim sürecinde benzer bir durumla karşı karşıya kalma ihtimalini akıllara getirdi.
Avukat Faruk Çayır, "Seçim günü Yüksek Seçim Kurulu'nun (YSK) talebi üzerine tüm Türkiye'de sosyal medya hesaplarına erişime engellenebilir, internet engellenebilir. Engellenmeyeceğini garantisi yok. Peki BTK her talep eden kurumun talebini yerine getirme makamı mı?" diye konuşuyor. Mehmet Şafak Sarı da Türkiye'de erişim engellerine ilişkin oluşan toplumsal hafızaya atıfta bulunuyor: "İnsanlar şunu diyor: 'Sosyal medyaya giremiyorsam, çok kötü bir şey oldu ve bilinmesini istemiyorlar'. Bu paniği bir de seçim günü yaşadığımızı düşünün."