Bakanlıktan yapılan açıklamada, “Özel Temsilci Malley ve küçük bir heyet, 7-10 Eylül tarihlerinde Rus ve Avrupalı ortaklarımızla İran'ın nükleer programı ve Kapsamlı Ortak Eylem Planı’na uymaya karşılıklı dönüş konusunda bir anlayışa hızla ulaşma ve uygulama ihtiyacı konusunda istişarelerde bulunmak üzere Moskova ve Paris'e seyahat edecek” denildi.
Reuters haber ajansına bilgi veren Amerikalı bir yetkili ABD'nin, İran'la dolaylı görüşmelerin ne zaman yeniden başlayabileceğini ve Tahran'ın nükleer programında süren gelişmeleri bilmediği için, bu hafta Paris ve Moskova'da yapılacak görüşmelerde İran konusunda ilerlenecek yol konusunda bazı ortaklarına danışmak istediğini söyledi.
Adının açıklanmaması koşuluyla konuşan yetkili, ABD'nin İran Özel Temsilcisi Rob Malley'nin görüşmelerinin Birleşmiş Milletler’e bağlı Uluslararası Atom Enerji Dairesi’nin (IAEA) yaklaşan yönetim kurulu toplantısına değineceğini, ancak gezinin çok önceden planlandığını ve görüşmelerin "İran’la nükleer diplomasi ve bundan sonra atılacak adımlara" odaklanacağını söyledi.
Uluslararası Atom Enerji Dairesi bugün, İran'ı geçmiş faaliyetlerle ilgili bir soruşturmayı engellemek ve önemli izleme çalışmalarını tehlikeye atmakla, muhtemelen İran nükleer anlaşmasına ilişkin müzakereleri sürdürme çabalarını karmaşık hale getirmekle eleştirmişti.
Reuters tarafından incelenen üye ülkelere yönelik iki IAEA raporunda, iki temel konuda ilerleme kaydedilmediği yer alıyor. Bunlardan birincisi, birkaç eski ve bildirilmemiş bölgede bulunan uranyum izlerinin açıklanması. İkincisi de dairenin, İran'ın nükleer programının bazı kısımlarını takip etmeyi sürdürebilmesi için bazı izleme ekipmanlarına acil erişiminin sağlanması.
Uranyum izlerine ilişkin soruşturma bir yıldan fazladır devam ederken diplomatlar, IAEA'in hafıza kartlarını değiştirmek için ekipmana acilen erişmesi gerektiğini, böylece uranyum zenginleştiren santrifüjler için parça üretimi gibi faaliyetlere ilişkin gözlemlerinde herhangi bir boşluk olmaması gerektiğini söylüyor.
Böyle bir izleme ve bilgi sürekliliği olmadan İran, silah veya reaktör yakıtı yapmak için kullanılabilecek bu teçhizattan bilinmeyen miktarlarda üretebilir ve gizleyebilir.
Raporlardan birinde, "Daire’nin bilginin sürekliliğini koruyabileceğine olan güveni zamanla azalıyor ve artık önemli ölçüde de azaldı" denildi ve IAEA’in her üç ayda bir bu teçhizata erişmesi gerekirken, 25 Mayıs’tan beri erişimin olmadığı da kaydedildi.
Eski Başkan Donald Trump, İran'ın yaptırımların kaldırılması karşılığında nükleer faaliyetlerini kısıtlamayı kabul ettiği 2015 anlaşmasından ABD’yi çekmişti. Tahran, ABD'nin çekilmesine ve yaptırımları yeniden uygulamaya koymasına, bu kısıtlamaların çoğunu ihlal ederek yanıt verdi.
ABD ve İran arasında, her iki ülkenin de anlaşmaya uymasına ilişkin dolaylı görüşmeler, İran’da sertlik yanlısı İbrahim Reisi cumhurbaşkanlığı görevine başlarken durdu. Fransa ve Almanya, İran'ı masaya yakında geri dönmeye çağırdı. Reisi, Tahran'ın buna hazır olduğunu, ancak Batı'nın "baskısı altında" olmadığı yanıtını verdi.
IAEA'in iki rapordaki eleştirileri, ABD ve Avrupalı müttefiklerinin, İran'a boyun eğmesi için baskı yapan 35 uluslu IAEA Yönetim Kurulu'nun gelecek hafta yapılacak toplantısında bir karar alınması için bastırıp-bastırmama konusunda anlaşmaları gerektiği anlamına geliyor.
Ancak Tahran genellikle bu tür hamlelere karşı sert tepki verdiğinden, böyle bir karar, anlaşmayla ilgili görüşmeleri sürdürmeyi de zorlaştırabilir.