"Hürriyet ve Cumhuriyet'in yazmadıkları" başlıklı yazısında Reza Zarrab'ın para kaynağını belirten Oğuz Karamuk, paranın transferi ve yapılan yardımlar ve Türkiye'deki siyasilerin rolü ile ilgili çarpıcı ifadeler kullandı.
Reza'nın akladığı paraların ucu SETAD Vakfı'na uzanıyor. Bu vakıf Suriye'de Esad'ın yanında savaşan devrim muhafızlarının finansörü. İktidar hem Esad'ı devirmeye çalışıyor hem de finansal destek sağlıyor.
Son günlerde önce Hürriyet ardından da Cumhuriyet 17 Aralık yolsuzluk ve rüşvet soruşturmasının devamı ve ayrıntıları niteliğindeki bazı haberleri üst üste gündeme getirmeye başladı. Haberleri küçümsemek, yani bizim meslekte çokça yapıldığı gibi haris bir tavırla önemsizleştirmek amacını taşıdığımı düşünmeyin. Tam tersine Hürriyet ve Cumhuriyet'teki arkadaşların her ne amaçla olursa olsun gündeme getirdiği bu konuyu daha da genişletmek için birkaç ekleme yapmak şart oldu. Her şeyden önce 17 Aralık sonrasında yaşanan ve bir dönem benim de içinde bulunduğum Taraf gazetesinde yayımlananların çok küçük birer parçası. Son haberlerin nerelere uzandığını anlamak için birkaç ayrıntı vermek istedik:
17 Aralık dosyası, Reza Zarrab ve rüşvet çarkı nedir?
17 Aralık dosyasındaki Reza Zarrab olayı sadece Türkiye, İran ve Dubai değil, Rusya, Çin, Tacikistan ve Malezya'nın da içinde yer aldığı uluslararası bir karapara aklama operasyonunun Türkiye bacağıdır. MASAK'ın raporlarına göre aklanan paranın sadece 5 yılda 89 milyar Euro yani 100 milyar dolar olduğu tahmin ediliyor.
Kimin paraları aklanıyor?
Aklanan para İran'ın ambargo kapsamındaki petrol paraları dışında Humeyni döneminde ülkeden kaçan laikler ve gayrimüslimlerin mallarına el konulması yoluyla kurulan SETAD Vakfı'nın parası olduğu belirtiliyor. İran'da Devrim Muhafızları'nın, silah programının da finansörü olan bu vakıf, İran devletinin Ortadoğu'daki yayılmacılığının da bir numaralı mali destekçisi konumunda. Suriye'de Esad'ın yanında savaşan İran Devrim Muhafızları da bu vakfın paralarından finanse ediyor. Yani Türkiye Hükümeti bir yandan Esad'ın iktidardan gitmesi için dolaylı savaş verirken, bir yandan da Esad'ı iktidarda tutacak mali gücün sağlanmasına yardımcı oluyor.
Türkiye bu karapara aklama işine nasıl bulaştı?
ABD Kongresi'nin 2010'da araştırıp 2011'de karara bağladığı rapora göre, İran'ın yasaklı paraları yıllar boyunca HSBC, Standard Chartered ve Bank Of America gibi İngiltere ve ABD'nin en büyük bankaları üzerinden sahte işlemler aracılığıyla aklanıyordu. Kongre bunu tespit edince işlemleri yasakladı ve söz konusu bankalara milyar dolarları bulan cezalar kesti. Bu olayların hemen ardından Türkiye'den İran'a altın satışı patladı. 17 Aralık'ta ortaya çıkan dosyalar daha önce uluslararası bankalar aracılığıyla yapılan karapara aklama işleminin Türkiye merkezli olarak sürdüğünü gösterdi.
Zarrab ve ortağı olduğu belirtilen Babek Zencani'nin bu konuyla ilgisi nedir?
Babek Zencani hem İran'ın dini lideri Hamaney hem de eski Cumhurbaşkanı Ahmedinejad döneminde yıldızı parlayan en zengin İranlı işadamı olarak tanınıyor. Zencani'nin İsmi ABD Kongresi'nin karapara aklama dosyalarında da yer alıyor. Paranın aklanması işinde İran ve diğer ülkeler arasında bağlantıyı sağlayan asıl isim olarak görülüyor. Zencani'nin, Reza Zarrab'la bağlantısı sadece Hürriyet'te yayınlanan Gümrük Bakanlığı raporunda geçmiyor. Örneğin Zarrab'ın Atatürk Havalimanı'ndan kaçırdığı 1.5 ton altın taşıyan uçağın da Zencani'niye ait havayolu şirketine ait olduğunu biliniyor. Zencani'nin Türkiye'de sadece Zarrab'la değil kara taşımacılığı yapan Ulusoy Grubu'yla da Tacikistan'da otobüs terminalı işletmeciliği nedeniyle iş ilişkisi bulunuyor. Karapara aklama zincirinde Tacikistan Merkez Bankası'nın, Zencani'ye resmi belge sağladığı da süreç içinde ortaya çıkan bir başka ayrıntı olarak gündeme gelmişti.
Türkiye'de Zarrab ve siyasiler dışında karapara aklama zincirinin başka ayakları var mı?
Evet. Örneğin 17 Aralık sürecinde özellikle Halkbank'ın ismi gündeme gelirken bunun dışında 4 bankanın daha söz konusu para trafiğinde yer aldığı raporlara girdi. Bunlar arasında dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan'ın damadı olan Berat Albayrak'ın yönetiminde olduğu bir gruba bağlı banka da yer aldı.
Özetle, 17 Aralık dosyası iktidar tarafından ne kadar üstü örtülmeye çalışılsa da örtülemeyecek kadar büyük. Bugün Hürriyet ve Cumhuriyet, yarın New York Times veya Wall Street Journal bir şekilde bu dosyanın pimini çekecek. Ayrıca, İran'ın Batı'yla yaptığı nükleer anlaşmayla başlayan yeni dönem de bu konunun uluslararası toplum ve mahkemelerin gündemine gelmesini sağlayacak koşulları oluşturuyor. Yüzde 4 komisyon için Suriye'de düşmanlarının kan akıtmasına dahi el altından destek veren siyasilere geçmiş olsun…