Deutsche Welle Türkçe'de yer alan ve Kayhan Karaca imzası taşıyan habere göre Fransa'da geniş yankı uyandıran ve kısaca “bölücülük yasası” olarak adlandırılan “Cumhuriyet İlkelerine Saygıyı Güçlendiren Yasa Tasarısı” parlamentonun alt kanadı olan Millet Meclisi'nde oy çoğunluğuyla kabul edildi. Tasarı, Meclis genel kurulunda iki hafta ve 80 saat süren oturumlar sonunda yapılan oylamada 151’e karşı 347 oyla kabul edildi.
Cumhurbaşkanı Macron’un iktidar partisi ve iktidar partisine destek veren merkez partiler tasarı lehinde oy kullanırken, Mecliste ana muhalefet partisi konumundaki merkez sağ eğilimli Cumhuriyetçiler (LR) ve sol çizgideki Boyun Eğmeyen Fransa (LFI) değişik gerekçelerle tasarı aleyhinde oy kullandılar. LR “İslamizmi düşman olarak tanımlamadığı ve yeterince ileri gitmediği” gerekçesiyle metne karşı çıkarken, LFI genel olarak “Müslümanları hedef aldığı” için metne karşı tavır koydu. Sosyalistler, komünistler ve aşırı sağcı lider Marine Le Pen’in Milli Bütünleşme (RN) partisi de değişik nedenlerle oylamada çekimser kaldı.
Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un talebi üzerine hükümet tarafından hazırlanan yasa tasarısı Fransız ceza, dernekler, medeni, eğitim, vergi, spor ve basın kanunlarında değişiklikler yaparak, “radikal İslamcılıkla” daha etkin mücadele edilmesini öngörüyor.
Meclisten geçen metinde; kamu hizmetinde tarafsızlık ve cumhuriyet ilkelerine uygunluk, poligami (çok eşlilik) ve zorla evlendirme, evden eğitimin kısıtlanması, zorunlu eğitim yaşına ilişkin düzenleme, sözleşme dışı okulların durumu, spor kulüplerinin denetimi, gettolaşmanın önlenmesi, internet üzerinde yasa dışı içerikler ve nefret söylemleri, dini derneklerin faaliyet ve finansal planda saydam ve denetlenebilir olmasıyla ilgili hükümler yer alıyor.
Yasa tasarısında ön plana çıkan unsurlar
Mecliste kabul edilen tasarı yeni bir "bölücülük suçu” kavramı meydana getiriyor. "İnancı nedeni ile tamamen veya kısmen farklı bir uygulamadan yararlanmak için bir kamu görevlisi veya kamu hizmetini ifa etmekle yetkili bir kişiye karşı tehdit, şiddet veya her türlü sindirme eylemi kullanan kişilerin 5 yıl hapis ve 75 bin euro para ile cezalandırılmaları” öngörülüyor.
Ceza Kanununa eklenecek bir madde ile "bir kişinin özel, aile ya da mesleki yaşamına ilişkin bilgileri, bu kişinin ya da aile bireylerinin, fiziksel ve zihinsel bütünlüklerini ya da mallarını riske atmak amacı ile kimliklerini ya da yerlerini tespit etmeyi mümkün kılacak şekilde herhangi bir yolla ifşa etmek, yaymak ya da iletmek 3 yıl hapis ve 45 bin euro para cezası” ile cezalandırılıyor. Bu madde, Charlie Hebdo karikatürlerini öğrencilerine anlattığı için geçen sonbaharda başı koparılarak öldürülen öğretmen Samuel Paty'yi hedef alan terör eylemi dikkate alınarak hazırlandı.
Camilerde siyasete yasak
Metne göre, ibadet (dini) dernekleri sadece "bir ibadeti yerine getirme amacı ile ve tüzüklerinde belirtilen faaliyet bölgesinde ikamet eden kişiler tarafından kurulabilecek”. Bir diğer deyişle, cami derneklerinesiyaset yasaklanıyor. İktidar, tasarının ana hedeflerinden birinin “siyasal İslam’la mücadele” olduğunu söylüyor.
İbadet için kullanılan tesisler ve bu tesisleri oluşturan ayrılmaz kısımlarda siyasi toplantılar yapmak veya seçim propagandası sergilemek, dağıtmak veya yaymak da yasaklanacak. Bu mekanlarda Fransız veya yabancı ülkelerin seçimleri için oy kullanılamayacak. Örneğin Türkiye’deki seçimlerde bugüne kadar Fransa’nın bazı kentlerinde DİTİB’in tesisleri seçim bürosu olarak kullanılabiliyordu. Yasa geçerse kullanılamayacak. Bu hükme aykırılık 1 yıl hapis ve 15 bin euro para cezası ile cezalandırılacak.
Dini derneklerin hesapları sıkı kontrol atına alınacak, yurt dışından finansman edinmeleri zorlaşacak. Çoğu cami açmak için kurulmuş dini dernekler 10 bin euro'yu geçen her türlü finansmanı beyanla yükümlü olacak. Valiler “toplumun temel çıkarına aykırı görürse” bu finansmana karşı çıkabilecek. Bu dernekler, her beş yılda bir devletten onay almak zorunda kalacak.
Yabancı bir devlet, yabancı bir tüzel kişi veya Fransa’da ikamet etmeyen bir gerçek kişiden temin edilen kaynaklar için ayrı bir kayıt tutulması şart olacak. Bu gibi finansal yükümlülüklerin aksatılması halinde 9 bin euro ceza öngörülüyor. Bu düzenlemeyle Cezayir, Fas, Türkiye gibi ülkelerin Fransa'da bazı camiler üzerindeki “nüfuzlarının” azaltılması hedefleniyor. Fransa’daki 2 bin 600 caminin 800’ünün Faslılar, 600’ünün Cezayirliler, 400’ünün ise Türklerin “denetiminde” olduğu belirtiliyor.
Öte yandan Fransa'da bundan böyle bir kamu kuruluşundan hibe almak isteyen dernekler Cumhuriyet ilke ve değerlerine, özellikle de insan onuruna, kadın-erkek eşitliğine, kardeşlik ilkesine, nefretin reddine ve toplum düzenine saygılı olacaklarına dair bir sözleşme imzalayacaklar.
İmamlara sıkı denetim
Dini dernekler bünyesinde işlenecek bazı suçların cezaları da artıyor. Vaaz/hutbe gibi söylemlerde hukukun uygulanmasına karşı direnç, halkı ayaklanmaya kışkırtma, halkı birbirine karşı kışkırtma suçları işlenirse din görevlisine 3 aydan 2 yıla varan hapis cezası öngörülüyor. Kışkırtıcı sloganlar ve şarkıların söylenmesi normalde 1500 euro ile cezalandırılırken, suçun ibadethanelerde işlenmesi halinde ceza 3750 euro olacak. Aynı şekilde, bir gruba ırkı, inancı vs. nedeni ile yapılacak ayrımcılık ve nefret söylemi ve suçu normal şartlarda 1 yıl hapis ve 45 bin euro ile cezalandırılırken, suçun ibadethanelerde işlenmesi halinde ceza 3 yıl hapis ve 75 bin euro para olacak.
Terör suçundan hüküm giyen kişilere 10 yıl süre ile dini derneklerde yönetici olma yasağı getiren metin, illerdeki devlet temsilcilerine, "başkasına veya bir gruba karşı nefreti veya şiddeti kışkırtan veya haklı göstermeye çalışan veya nefrete teşvik eden hakaret, söylem veya düşünceleri yayan ibadet yerlerinin kapatma” yetkisi de tanıyor.
Tasarı kadın ve erkeklerin eşit miras haklarından yararlanmalarını sağlayan, Fransa'da çok eşli yabancı uyrukluların oturum izni edinmesini yasaklayan, bekaret belgesi düzenleyen doktorların 1 yıl hapis ve 15 bin Euro para cezasıyla cezalandırılmalarını öngören, evden eğitimi kısıtlayan, spor kulüplerine sıkı valilik denetimi getiren hükümler de içeriyor.
Meclisten geçen metnin yasalaşması için parlamentonun üst kanadı olan Senato tarafından da kabul edilmesi gerekiyor. Senato dosyayı 30 Mart’tan itibaren görüşmeye başlayacak. Senatoda çoğunluğu elinde bulunduran sağ partiler metni daha da sertleştirmek istediklerini söylüyorlar.