İspanya'da yapılan kamuoyu yoklamaları muhafazakâr Halk Partisi'nin (PP) önde olduğunu gösteriyor. Halk Partisi'nin sağ popülist Vox Partisi ile koalisyon kurması halinde Sanchez'in liderliğinde kurulabilecek sol koalisyona kıyasla parlamentoda muhtemelen daha fazla sandalyeye sahip olacak.
Başbakan Sanchez, İspanya'nın dönem başkanlığına seçimlerin pek de etkisi olmayacağını savunuyor. Haziran ayı başında Madrid'de yaptığı açıklamada da, "Demokrasi hiçbir zaman bir sorun değil. Dönem başkanlığı sırasında seçimlerin olması Avrupa'da bir ilk değil. Daha önce de hükümet değişikliği yaşanmıştı" demişti.
Alışılmadık başlangıç
Fransa, 2022 yılının ilk yarısında AB dönem başkanlığını üstlendiği sırada Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron cumhurbaşkanlığı seçimleri için yeniden aday olmuştu. 2009 yılında da Çek Cumhuriyeti AB dönem başkanlığını yürüttüğü sırada hükümet krizi yaşanmış ve hükümet devrilmişti.
Ancak altı ay sürecek dönem başkanlığının daha ilk haftalarında seçime gidilmesi ve olası bir hükümet değişikliği ilk kez gerçekleşecek. Bu nedenle de Pedro Sanchez, Avrupa Parlamentosu'ndaki yapacağı konuşmayı erteledi.
Sanchez'in seçimlerden önce Strasbourg'da dönem başkanlığı programını tanıtması ve bunun parlamentoda tartışılması öngörülüyordu. Şimdi İspanya'nın dönem başkanlığı programı Eylül ayında yeni seçilecek başbakan tarafından tanıtılacak.
Brüksel'deki İspanyol AB diplomatlar, dönem başkanlığı ile ilgili çalışmaların seçim olsun ya da olmasın planlandığı gibi rutin bir şekilde yürütüleceği konusunda güvence veriyor. Dönem başkanlığı ile ilgili çalışmalara aylardır hazırlık yapıldığını, çalışmaların gelecek yıl dönem başkanlığını devralacak olan Belçika ve Macaristan ile koordinasyon içinde yürütüldüğü belirtiliyor.
İspanyol siyasi analistler ve gazeteciler de, Madrid'de hükümet değişikliği olması ve muhafazakâr-sağ popülist bir koalisyonun iktidara gelmesi halinde bile İspanya'nın AB yanlısı çizgisinde değişiklik olmayacağını ifade ediyor.
La Vanguardia gazetesi, İspanya'nın AB dönem başkanlığını devralacak olmasını "İspanyol hükümeti gelecek altı ay boyunca Avrupa'nın doğrudan karşı karşıya olduğu birçok sınamayı aşmak zorunda kalacak… İspanya geçmişte dönem başkanlıklarını tatmin edici bir şekilde yürütmüştü, yine aynısı bekleniyor" ifadeleriyle değerlendiriyor. 1986 yılında AB'ye üye olan İspanya, beşinci kez dönem başkanlığını üstlenecek.
En önemli görev: Ukrayna ve genişleme
Siyasal bilimler uzmanı Carme Colomina, düşünce kuruluşlarının Madrid'de düzenlediği dönem başkanlığını hazırlık toplantısında, İspanya'yı bekleyen en önemli görevin Ukrayna'ya destek ve Rus saldırganlığına karşı koymak olduğu görüşünde. Colomina, "Ukrayna, AB'nin her tartışmasında, her kararında mevcut" diyor.
AB'nin Ukrayna ve Moldova'nın Brüksel ile katılım müzakerelerine bu yıl başlayıp başlamayacağına karar vermesi gerekiyor. Carme Colomina, Batı Balkanlar bölgesinde AB'ye üye olmak isteyen diğer ülkelerde de hareketlilik gözlemlediğini ifade ediyor.
"Genişleme için güçlü bir ivme var. Bunun başarıya ulaşması için, nasıl kullanacağımızı henüz bilmiyoruz. Bu sadece adaylara değil, bize de bağlı" diyen Colomina, daha fazla üye ile de hareket kabiliyetini sürdürebilmesi için AB içinde yapılması gereken reformlara işaret ediyor.
İspanya Dışişleri Bakanı Jose Manuel Albares Bueno da İspanya'nın AB'nin yeni üye kabul etme kabiliyetini tartışmaya açmak istediğini söylemişti. İspanya Dışişleri Bakanı Madrid'de yaptığı açıklamada, "Entegrasyonun bir sonraki basamağını oluşturacak reformlar hakkında düşünmeliyiz. Dış ve maliye politikalarında çoğunluğun oyu prensibi uygulanması buna bir örnek olabilir. Aday ülkelerin Avrupa umutlarını ihmal etmemeliyiz" şeklinde konuşmuştu.
İspanyol hükümeti yıl sonuna kadar AB içinde bir dizi yasal düzenlemeyi tamamlamayı hedefliyor. Euro Bölgesi içinde borçlanma kurallarına ilişkin yeni düzenleme İspanya'nın gündemindeki konular arasında. Bunun yanı sıra Avrupa Parlamentosu ile müzakere edilecek olan AB'nin dış sınırlarında iltica sürecinin sıkılaştırılması da önemli gündem başlıklarından biri. Elektrik piyasasına ilişkin düzenlemede uzlaşma sağlanması da İspanya'nın hedefleri arasında bulunuyor.
İspanya Başbakanı Sanchez de, düzenlediği bir basın toplantısında AB'nin Çin'den daha bağımsız hale gelmesi, kilit öneme sahip sanayinin Avrupa'ya yerleşmesi veya Avrupa'da tutulması gerektiğini söylemişti.
Sanchez, Latin Amerika ve Karayip ülkeleri ile ilişkilerin yeniden canlandırılmasına da odaklanıyor. Bu kapsamda Güney Amerika Ortak Pazarı'na (MERCOSUR) dahil ülkelerin yanı sıra Şili ve Meksika ile ticaret anlaşmalarının imzalanması öngörülüyor. İspanya'daki seçimlerden önce, 17-18 Temmuz tarihlerinde AB-Latin Amerika zirvesi düzenlenmesi de planlanıyor.
Dönem başkanlığında İspanya'nın selefi İsveç daha tutumlu tavrıyla dikkat çekerken, İspanyol hükümeti bu süreyi ülkenin Avrupa kamuoyuna tanıtmak için de kullanmayı planlıyor. AB'nin olağan toplantıları ve yapılacak olan olağanüstü zirve, aralarında Mallorca ve Kanarya Adaları'nın da bulunduğu 22 farklı yerde düzenlenecek.
İsveç, birkaç istisna dışında toplantıları Stockholm Havalimanı yakınlarındaki fuar alanındaki salonlarda düzenlemişti. Brüksel'deki diplomatlar, farklı yerlerde düzenlenecek toplantılarla İspanya'nın nasıl parlayacağı veya hedeflerini hayata nasıl geçireceğini konusunda şimdiden değerlendirme yapmanın zor olduğu görüşünde.
2009 yılında Avrupa Bakanı olarak Finlandiya'nın dönem başkanlığına tanıklık yapan Alexander Stubb ise, "Dönem başkanları gündemi belirlemek ister ama nihayetinde gündemi dönem başkanlığı süresince yaşanan güncel gelişmeler belirleyici olur" diyor.