Söz konusu kararla mahkeme, temmuz ayında kabul edilen ve yargıçların hükümet kararlarını iptal etmelerini engelleyen reformu ortadan kaldırmış oldu.
Yüksek Mahkeme yargıçları 7'ye karşı 8 oyla yasanın "demokratik İsrail Devleti'nin temel karakterine ciddi ve benzeri görülmemiş zarar verdiği" gerekçesiyle iptal etti.
Muhalifler, Netanyahu'nun makuliyet standardını kaldırma çabalarının yolsuzluğa ve önemli pozisyonlara niteliksiz yandaşların uygunsuz bir şekilde atanmasına kapı açtığını savunuyordu.
Tartışmalı temel yargı düzenlemeleri, yaz aylarında da on binlerce kişinin katıldığı gösterilerle protesto edilmişti.
Yüksek Mahkeme yargıçları ayrıca 12-3 oyla, İsrail için bir tür anayasa işlevi gören ve "Temel Yasalar" olarak adlandırılan önemli mevzuat düzenlemelerini iptal etme yetkisine sahip olduklarına karar verdi.
Yasa, İsrail adalet sisteminde yapılması planlanan revizyonun ilk ayağını oluşturuyordu.
Ancak, 7 Ekim'de Hamas ile başlayan savaşın ardından bu revizyon askıya alınmıştı.
Parlamento "her şeye kadir" değil
Bu karar, yasaların ve diğer kilit kararların yasallığı konusunda son sözü yüksek mahkemenin değil ulusal yasama organının söylemesi gerektiğini savunan Netanyahu ve sertlik yanlısı müttefikleri için önemli bir darbe oldu.
AFP'ye göre yargıçlar, parlamentonun "sınırsız güce" sahip olmadığını da söyledi.
Netanyahu ve müttefikleri bir yıl önce göreve geldikten kısa bir süre sonra kapsamlı revizyon planlarını açıkladı.
Plan, Yüksek Mahkeme'nin parlamento kararlarını gözden geçirme yetkisinin sınırlandırılmasından yargıçların atanma şeklinin değiştirilmesine kadar yargıçların yetkilerinin kısıtlanmasını öngörüyor.
Netanyahu'nun müttefiki ve düzenlemenin mimarı olan Adalet Bakanı Yariv Levin, mahkemenin "bugünlerde cephedeki askerlerimizin başarısı için gerekli olan birlik ruhunun tam tersini" gösterdiğini söyleyerek kararı eleştirdi.
Kararın hükümetin cesaretini kırmayacağını söyleyen Levin, hükümetin kısa vadede planını yeniden canlandırmaya çalışıp çalışmayacağı konusunda detay vermedi.