On binlerce İsrailli başkent Tel Aviv ve diğer kentlerde sokaklara döküldü. İsrail’in en büyük sendikası genel greve gitti. İş dünyası liderleri, banka yöneticileri, pilotlar, yedek askerler, akademisyenler, eski komutanlar ve kanaat önderleri plana karşı çıkıyor.
Peki İsrail bu noktaya nasıl geldi? Toplumda infiale yol açan yargı paketi neyi kapsıyor?
Bu noktaya nasıl gelindi?
Üç ayrı davada yolsuzluktan yargılanan İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu 2019 yılından bu yana ülkedeki siyasi çalkantının merkezinde.
Hükümetteki eski ortakları, Netanyahu aleyhinde iddianamenin hazırlanmasının ardından İsrailli siyasetçiye desteğini çekti.
Netanyahu istikrarlı ve kalıcı bir koalisyon kuramadı, İsrailliler dört yılda beş kez seçime gitti.
18 ay sonra aşırı milliyetçi ve ultra-Ortodoks müttefikleriyle bir koalisyon oluşturan Netanyahu iktidara döndü. İsrail tarihinde bugüne kadarki en sağcı hükümet kuruldu.
Tepkiye yol açan yargı paketi neyi kapsıyor?
Başbakan Netanyahu’nun Likud Partisi hükümet ortaklarıyla birlikte iktidara geldikten sonra yargı sistemini değiştirmek istedi.
Yüksek Mahkeme yargıçlarının sol eğilimli ve elitist olduğunu iddia eden hükümet, mahkeme yargıçlarının atanmasında kendisine daha fazla yetki veren yasa tasarısını geçirmek istiyor.
Yargı paketini eleştirenler, aşırı sağcıların ideolojik gündemini daha az yargı denetimiyle hayata geçirmeyi amaçladığını savunuyor.
Muhalefet hükümetin aşırı milliyetçi ortaklarının Batı Şeria gibi işgal altındaki topraklarda Yahudi yerleşimlerinin arttırılması için Yüksek Mahkeme’nin gücünün azaltılmasını istediğini belirtiyor.
Koalisyondaki aşırı sağcı partiler dindar kesimin zorunlu askerlik hizmetinden muaf olmasını öngören bir yasayı da geçirmek istiyor. Aşırı sağcılar böyle bir yasaya, yetkileri azaltılmazsa, Yüksek Mahkeme’nin itiraz edeceğini söylüyor.
Yargı planına karşı çıkanlar değişikliklerin İsrail’deki hassas denge-denetleme mekanizmasını sarsacağı görüşünde.
Bir anayasanın olmadığı İsrail’de denge-denetleme mekanizmaları hassas bir dengede. Yalnızca temel kanunlar olarak adlandırılan yasalar demokratik değerleri koruyor.
Yasa tasarısını eleştirenler, Netanyahu’nun hakkında yolsuzluk davası varken hukuk sistemini şekillendirmeye çalışmasında bir çıkar çatışması olduğunu da vurguluyor.
Netanyahu ise medyayı yargı reformunu yanlış yansıtarak hükümeti devirmek amacıyla protestoları körüklemekle suçluyor.
Protestolarda gerilim neden yükseldi?
İsrailliler sözkonusu yargı reformunu açıklandığı Ocak ayından bu yana protesto ediyor.
İsrail Başbakanı Netanyahu’nun yargı reformuna karşı çıkan Savunma Bakanı Yoav Gallant’ın görevden almasının ardından protestolar şiddetlendi.
Bir saat içinde onbinlerce kişi Tel Aviv’deki ana yolu bloke etti ve binlerce gösterici Netanyahu’nun Kudüs’teki konutu önünde toplandı.
Savunma Bakanı Gallant yargı paketiyle ilgili anlaşmazlıkların İsrail’in güvenliğini tehdit ettiğini söyleyerek hükümete yasa tasarısından vazgeçilmesi çağrısında bulunmuştu.
Gallant İsrail’de yeni kabinenin en saygı duyulan üyelerinden biriydi.
Netanyahu’nun güvenlik odaklı bir ülke olan İsrail’de ulusal güvenlikten sorumlu olan bakanı hedef alarak kırmızı çizgiyi geçmiş olabileceği ve kutuplaşmış ülkesini herkesin üzerinde uzlaştığı ulusal güvenlik gibi bir konuda birleştirdiği yorumu yapılıyor.
Bundan sonra ne olacak?
Yargı paketi konusunda kararın ertelenmesi gerilimin azaltılmasını sağlayabilir ve Netanyahu’ya uzlaşma için zaman kazandırabilir.
Ancak yargı reformundan tamamen geri adım atılması Netanyahu’nun aşırı sağcı koalisyon ortaklarının tepkisine yol açabilir.
Aşırı sağcı milletvekili Simcha Rothman yargı reformunun durdurulmasının büyük bir hata olacağını söyledi.
Koalisyon hükümeti Yüksek Mahkeme yargıçlarının seçilmesine ilişkin değişikliklerin 2 Nisan’a, yani parlamento bahar tatiline girene kadar onaylanmasını istiyor.
Hükümetin istikrarının tehlikeye girmesi halinde İsrail yeniden seçime gidebilir.
Ciddi hukuki sorunlar ve davalarla karşı karşıya olan Netanyahu’nun ülkeyi yönetip yönetemeyeceğine ilişkin soru işaretleri ve tartışmalar yeniden gündeme gelebilir.
ABD ne diyor?
Gelişmelerden endişe duyduğunu belirten Beyaz Saray taraflara uzlaşma çağrısında bulundu.
Ulusal Güvenlik Danışmanı sözcüsü John Kirby, ABD Başkanı Joe Biden'ın İsrail Başbakanı Netanyahu'yla bu konudaki kaygılarını doğrudan paylaştığını ve "demokratik toplumların denge-denetleme mekanizmalarıyla güçlendiği" yönündeki mesajı tekrarladığını söyledi.
Başkan Biden'ın Netanyahu'ya "uzlaşmaya dayalı ve mutabakatla sonuçlanabilecek bir yolun belirlenmesi ihtiyacını" vurguladığını belirtti.
Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Konseyi sözcüsü Adrienne Watson da, "Demokratik değerler ABD-İsrail ilişkisinin belirleyici özelliği olmuştur, öyle kalmalıdır. Denge-denetleme demokratik toplumları güçlendirir. Demokratik sistemde temel değişiklikler mümkün olan en geniş halk desteğiyle yapılmalı." dedi.
Açıklamada, "İsrail liderlerini mümkün olan en kısa zamanda uzlaşmaya varmaları konusunda teşvik etmeyi sürdürüyoruz. ABD’nin İsrail’in güvenliği ve demokrasisine sarsılmaz desteği devam etmektedir" ifadelerini kullandı.