İstanbul'da bir grup Ermeni vatandaşları taşladı

Dün Narlı Kapı Kilisesi’ndeki etkinlikten çıkıp arabasına binmeye doğru giden Ermeniler ‘sizlere ölüm’ diye bağıran bir grup tarafından taşlandı.

SHABER3.COM

Konuyu ise artigercek.com yazarı Yervant Özuzun gündeme getirdi. Kin ve nefret söylemi ve bizlere yansıyan sonuçları başlıkta yazıda, “Bugün bir yakınımızın Narlı Kapı Kilisesinde etkinliği vardı. Kilise sahil yolunda, sağında, solunda surlar uzanıyor. Kilisenin yan tarafı surların önü de oto park olarak düzenlenmiş. Kiliseden çıkanı, arabasına gideni bekleyen bir sürpriz vardı. Surun üstünden bir grup çocuk aşağıdakilere irili, ufaklı taş atmaya “sizlere ölüm” diye bağırmaya başladılar…Bunun adı “kin ve nefret söyleminin” geldiği noktadır. Bunun adı “Türkiye’nin geldiği” noktadır.” dedi.

İşte o yazı;

KİN VE NEFRET SÖYLEMİ VE BİZLERE YANSIYAN SONUÇLARI:

Türkiye’de azınlıklar, özellikle de Ermeniler nefret söyleminin hedef kitlesidir.

Bu ülkede Ermeni sözcüğü kimilerince küfürle eş değer hale geldi.

Onlar türlü/çeşitli nefret söyleminin doğal muhatabı oldular.

Kızsak da, üzülsek de, alıştık. Bunlarla yaşamayı da öğrendik.

Aslında geçmişten, düne, dünden bugüne değişen bir şey de yok.

Dün millet-i hakim tebaa yanında bir alt statüye indirgenmiş millet-i mahkum tebaaydık. Bugün azınlık statüsüne indirgenmiş, verilen sınırlı haklarla, sözde eşit vatandaşlarız.

Bizler asırlardır bu yaşam tarzına alıştık.

Alıştık ama bu kin ve nefret söylemi devam ettiği sürece, bizleri bekleyen yeni yaşam koşullarına da alışmamız gerekecek.

Bugün bir yakınımızın Narlı Kapı Kilisesinde etkinliği vardı.

Kilise sahil yolunda, sağında, solunda surlar uzanıyor. Kilisenin yan tarafı surların önü de oto park olarak düzenlenmiş.

Kiliseden çıkanı, arabasına gideni bekleyen bir sürpriz vardı. Surun üstünden bir grup çocuk aşağıdakilere irili, ufaklı taş atmaya “sizlere ölüm” diye bağırmaya başladılar…

Bunun adı “kin ve nefret söyleminin” geldiği noktadır.

Bunun adı “Türkiye’nin geldiği” noktadır.

Pazar günleri kiliselerde “pazar ayinleri” yapılır. Ve o kiliselerde ayin bitene kadar görevli polisler bulunuyor.

Devletin görevi vatandaşın mal ve can güvenliğini korumaktır.

Bu bizleri memnun ediyor.

Ancak bir kimsenin vatanında, vatandaşı olduğu ülkede korunması gerekli vatandaş konumunda olması ise bizleri ziyadesiyle üzüyor.

Bunun adı da “kin ve nefret söyleminin” geldiği noktadır.

Bunun da adı “Türkiye’nin geldiği noktadır.

Azınlık diye tanımlanan bizlerin bu ülkedeki nüfusu bir zamanlar milyonlarla ifade edilirdi. Şimdilerde binde bir oranına düştük ve gittikçe de eriyoruz.

Size bir soru:

Bu sonuç seksen milyon insanımızın ne kadarını üzer, ne kadarını sevindirir dersiniz?

Benim yanıtım mı?

Kemani Serkis Efendinin nihavent makamındaki şarkısını ben çok severim. Hele ki, seslendiren Müzeyyen Senar ise:

“Kimseye etmem şikayet, ağlarım ben halime

Titrerim mücrim (suçlu) gibi baktıkça istikbalime

Perde-i zulmet (kara perde) çekilmiş korkarım ikbalime

Titrerim mücrim (suçlu) gibi baktıkça istikbalime”
<< Önceki Haber İstanbul'da bir grup Ermeni vatandaşları taşladı Sonraki Haber >>
ÖNE ÇIKAN HABERLER