Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından temeli 2014 yılında atılan İstanbul'un üçüncü havalimanı inşaatında çalışan işçiler, geçen hafta kötü çalışma koşullarını gerekçe göstererek eylem başlattı. Her şey, işçilerin şantiye alanına gitmek için servis beklerken yağmur altında dakikalarca beklemek zorunda kalmasıyla başladı.
Eylemlerin başlamasına neden olan servis sorunu, işçilerin canına tak etmiş. Bardağı taşıran son damla, eylemlerin başladığı 13 Eylül'de yaşanmış. Babası gibi havaalimanı inşaatında çalışan 26 yaşındaki M., o gün yaşananları şöyle anlatıyor: "Zorunlu mesai çıkışı servislere yöneldik. Yağmur yağıyordu, epey ıslandık. Dakikalar sonra tek servis gelince herkes ona binmeye çalıştı. Cuma sabahı da aynı durum tekrarlanınca eylem başladı.”
"Burası ormanlık alan, haşere çok”
Havalimanı inşaatında çalışan işçiler, barınma, yemek ve ulaşım sorunlarından şikâyetçi… Barınma konusunda oldukça dertli olan M., insani koşullarda çalışmak istediklerini söylüyor: "Ufacık yere çift katlı iki ranza koymaya çalışıyorlar. Sekiz kişi bazen aynı koğuşta kalıyor. Burası ormanlık alan, haşere çok. İş çıkışımızda, 'Siz çıkın, ilaçlayalım' diyorlar. Çıkarsam nerede kalacağım? Gurbetçiyim ben.”
Eylem başlatan işçilerin hazırladığı 15 maddelik listede, servis ve yemekhanede yaşanan sıkıntıların giderilmesi, temizlik sorunun çözülmesi, maaşların düzenli ödenmesi ve ölümlerin engellenmesi için önlem alınması gibi talepler yer alıyor. Servis sırası gibi yemek sırası beklediklerini söyleyen M., yemekhanelerde yaklaşık 45 dakika kuyrukta beklemek zorunda kaldıklarını dile getiriyor.
"Hasta olmamıza da izin yok”
İşçi M., servis sorunu nedeniyle işçilerin sıklıkla hastalandıklarını ancak üç günden az olan hastane raporlarının yetkililer tarafından "ciddiye alınmadığını” söylüyor. "Rapor bir ya da iki gün olduğunda yevmiyeden keseceklerini söylüyorlar. Hasta olmamıza da izin yok” diyor. M., izinli oldukları günlerde de çalışmak zorunda kaldıklarını anlatarak ihmal edilen iş güvenliğine dikkati çekiyor:
"İşe girdiğim günlerde üç işçi kablodan zehirlendi. Kablonun üzerine fare kemirmesin diye zehir atmışlar ama kimse ‘Çıplak elle çekmeyin' demiyor.”
İşçiler, uzun süredir yemek, barınma ve iş güvenliği konusunda şikayette bulunuyordu. İşçi sendikaları da çalışma alanını toplama kampına benzetiyordu.
Şubat ayında Çalışma Bakanlığı havaalanı inşaatının başladığı 2015’ten bu yana 27 işçinin hayatını kaybettiğini açıklamıştı. İşçilerin protestosu Cuma günü 17 işçinin yaralanmasına neden olan iş otobüsü kazasının ardından başlamıştı.
İYİ-SEN Sendikası Başkanı Ali Öztutan, işçilerin işbaşı yapmalarının nedeninin isteklerinin karşılanması olmadığını söyledi.
Öztutan, işçilerin para ödenmeyeceğine ya da tutuklanacaklarına dair tehditler nedeniyle işbaşı yaptığını belirtti.
Dev Yapı-İş Sendikası yöneticisi Özgür Karabulut da protestoların devam edip etmeyeceğinin belli olmadığını kaydetti.
Karabulut, bölgedeki yoğun jandarma ve polis varlığına dikkat çekti ve “İşçilerin nefes bile almalarına izin vermiyorlar” dedi.
Karabulut, 163 işçinin hala gözaltında olduğuna vurgu yaptı.
İstanbul Valisi Pazar günü 401 kişinin gözaltına alındığını açıklamıştı.
CHP’li Veli Ağbaba, yetkililerin kendisine ve diğerlerine inşaat alanının 10 km yakınına yaklaşmalarına izin vermediğini söyledi.
Ağbaba, Çalışma Bakanlığı’nın suçlamaları araştırması gerektiğini de kaydetti.