Yıllardır vatandaşı 'refah seviyesini artırdık, IMF'e borç verdik, milli geliri kat kat artırdık' gibi söylemlerle oyalayan AKP iktidarının aslında hiç bir şey yapmamış olması ve vatandaşın zenginlik bir tarafa borçlanarak fakirleşmesi ortaya çıkmaya başladı. Zaman gazetesi yazarı Mehmet Çetingüleç konuyla ilgili '62 milyar nereye gitti' başlıklı  bir yazı kaleme adı.

Çetingüleç yazısında vatandaşa çarpıtılarak anlatılan ekonomik verileri şu cümleyle özetliyor 'Kişi başına milli gelir, sabit değil cari fiyatlarla kıyaslama yapılması ve hesaplama yönteminin değiştirilmesi nedeniyle artmış görünüyor'.

İşte Çetingüleç'in o yazısı:

"Böylesine devasa bir kaynağı diğer hükümetler elde edememişti.

AK Parti iktidarları 61,8 milyar dolarlık özelleştirme yaptı. Türkiye'nin elinde ne varsa satıldı. Ama ne yatırımlar arttı, ne büyüme. Dolayısıyla gerçek bir refah artışı sağlanamadı.

Bakmayın siz kişi başına milli gelirin 3 bin dolardan 10 bin doların üzerine çıktığı yönündeki iddialara.

Refah seviyesi yükselse vatandaş bunu hissetmez mi?

Ülkede 17 milyon kişi yoksulluk sınırının altında kalır mı?

Gerçek şu:

Kişi başına milli gelir, sabit değil cari fiyatlarla kıyaslama yapılması ve hesaplama yönteminin değiştirilmesi nedeniyle artmış görünüyor.

CHP'nin ekonomi kurmaylarından DPT eski Müsteşarı İlhan Kesici, 1998 yılı dolar fiyatlarına sabitlenmiş bir hesaplamayla gerçek durumu gözler önüne serdi.

Buna göre kişi başına milli gelir; 2002 yılında 4 bin 241 dolarken 2014'te 6 bin 500 dolara yükselmiş.

Eğer 2006 yılından geçerli olmak üzere kişi başı milli gelir bir gecede 1500 dolar artırılmasa bu rakama bile ulaşılamayacaktı.

Yani refah seviyesinde Başbakan'ın söylediği gibi 3,5 misli artış yok.

Aksine Türkiye, yıllardır yerinde sayıyor.

Elde ne varsa satan, ama kazandığı milyarlarca doları yatırımda, üretimde değerlendiremeyen, dolayısıyla milli geliri artıramayan bir yönetimin elinde Türkiye.

Sosyalist Enternasyonal Başkan Yardımcısı ve CHP'li Umut Oran'dan aldığımız bilgiye göre, özelleştirmelerin başladığı 1986 yılından 2002 sonuna kadar toplam 8 milyar dolar gelir elde edilmiş. AK Parti'nin iktidarda olduğu 13 yılda bu gelir 61,8 milyar dolarla önceki yıllara kıyasla 8 misli artmış.

Peki nereye gitmiş bu para?

Yanıtı Umut Oran veriyor:

 “Özelleştirme uygulamalarında tam bir mirasyedi mantığıyla hareket eden AKP, 80 yılda oluşturulan kamu varlıklarını yok pahasına elden çıkararak har vurup harman savurmuş, özelleştirmeler adeta yağma ve talana dönüşmüştür.”

Bir başka soru: Özelleştirmeden elde edilen kaynak büyümeye yansıdı mı?

İlhan Kesici, AK Parti'nin iktidara geldiği döneme kadar büyüme ortalamasının yüzde 5,1, AK Parti dönemlerindeki ortalamanın ise yüzde 4,7'de kaldığına dikkat çekti.

Umut Oran ise “Özelleştirme gelirleri yeni yatırımlara yönlendirilmek yerine, günü kurtarma mantığıyla faiz ödemesi ve açıkların kapatılmasında kullanılmıştır.” dedi.

Oran'ın verdiği bilgiye göre, 61,8 milyar dolarlık özelleştirme gelirine rağmen Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ne ait toplam borç miktarı 650 milyar liraya ulaştı. Bu rakam 80 yılda yapılan borcun 2,5 mislinin son 13 yılda gerçekleştirildiğini gösteriyor.

Daha fazla iç ve dış borç, daha düşük büyüme, yerinde sayan kişi başına milli gelir…

İşte “ekonomik mucize” dedikleri budur…"