İYİ Parti Sözcüsü Kürşad Zorlu, Habertürk canlı yayınında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. Sahanın sesinin anketlerden farklı olduğunu söyleyen Zorlu, İyi Parti'nin oy oranının yüzde 15'in üstüne çıktığının görüldüğünü belirtti.
Zorlu şunları söyledi: "Eve, pazara girdiğimizde pazarcı oradan bağırıyor 'Bir oy Kemal'e bir oy Meral'e' diye. Sinerjinin milletimizde karşılık bulduğunu görüyoruz. Şu anda yüzde 15'in üstüne oy oranının çıktığını söyleyebilirim. Bunun adım adım devam edeceğine inanıyorum. Sahanın sesi anketlerden biraz farklı. Kaygılar, endişeler ortak. Milletimizin geleceğine bakış ortak. Bu ortaklaşmanın insanları yönlendirdiğine inanıyorum.
"PARTİLER KİŞİLERDEN ÖTEDİR"
Partiler kişilerden ötedir, üstündür. Partinin bütünsellik içinde başarıya taşınması İYİ Parti için vazgeçilmezdir. Bugün sayın Kılıçdaroğlu, iki büyükşehir belediye başkanımızla mitingler gerçekleştiriyor. Zaman zaman ortak mitingler yapılıyor. Son 5 senedir anketlerde öne çıkan hangi isim varsa bugün artık hepsi bütün.
Sayın Yavaş sosyal devlet politikaları ve tarımla ilgili, sayın İmamoğlu da şehircilikle ilgili Cumhurbaşkanı yardımcısı görevinde bulunacak. Ülkemizin iki büyükşehir belediye başkanı bizzat bu inşa süreciyle görevlendiriliyorlar. Bu çok anlamlı. Bu sonuçta milletimizin faydasına olacaktır. Devletimizin yaralarını sarma konusunda bize çok ciddi zaman kazandıracaktır.
"CUMHURİYET'İN KAZANIMLARI TEHDİT ALTINDA"
İnsanlarımız bize nasıl bir yetki verecek. O güce uygun olarak hükümetin içinde yerimizi almak istiyoruz. Sayın Bilge Yılmaz'ı bakan olarak görmeyi bir vatandaş olarak da görmek istiyorum. İnsanımızı 'biz kurtarın' noktasına nasıl geldik? Kıymet teyze 'tek emekli maaşımla geçiniyorum ama hepsini bir yana bırakın benim Atatürk'e borcum var' dedi. Sadece iş, aş kaygısı değil. Cumhuriyet'in kazanımları tehdit altında. Milletimiz bugün buzları kırıp yolları açma çaba ve iradesinde.
"İNSANLARIMIZI ÖTEKİLEŞTİRMEYECEĞİZ"
İnanıyorum ki, 14 Mayıs'ta buzlar kırılacak ve yollar açılacak. Üç büyükşehirde İstanbul dahil olmak üzere 6 lider bir arada olacaklar. Bu üç mitingde de çok büyük enerjinin ortaya çıktığını görüyoruz. İnsanların bu ortaklaşmayı çok önemsediğini görüyorum.
Olabildiğince Türkiyemizin bütün çeşitliliğini, insanlarımızı kucaklayacak yönetim modelini arzu ediyoruz. İstiyoruz ki AK Parti'nin yaptığı gibi insanlarımızı ötekileştirmeyeceğiz. Onlara terörist, hain damgası vurmayacağız. 15 Mayıs sabahı hukukun üstünlüğü esas alınacak. Siyasetin tahakkümünden yargıyı kurtarmak mecburiyetindeyiz.
"AYNI GEMİDE OLDUĞUMUZU UNUTMAMAMIZ LAZIM"
İllerde bir siyasi partinin il başkanı, o ilin valisi, ilçe yöneticileri, belediye başkanları, mülki idare amirleri. Bir siyasallaşma bu kadar mı derinleşebilir? İnsanları bir partiye üye olma zorunluluğunu baş başa bırakarak ekmeği ile aşıyla sınıyorlar. 1,5 milyon çocuğumuz maalesef okula aç gidiyor, bu kabul edilebilir bir durum değil. Demokrasilerde en önemli araç seçimlerdir.
Milli egemenliği, iradeyi yansıtan yegane alandır, sahadır seçimler. Seçimlerin dürüst, şeffaf ve güvenli bir şekilde yapılması Anayasamızda esastır. Bu tür tartışmaları açmak çok tehlikeli. Sayın Erdoğan'ın da son günlerde bazı açıklamaları var. Milletimizin feraseti bunu yenecek. İYİ Parti, CHP, Millet İttifakı, Cumhur İttifakı aynı gemide olduğumuzu unutmamız lazım.
"BİZ DE KÜRTLERDEN OY İSTİYORUZ"
Baştan söyleyeyim PKK terör örgütüdür, Öcalan terörün başıdır. Türkiye'nin terörle mücadelesi daha da etkin, rasyonel biçimde devam etmesi gerekiyor. İYİ Parti olarak bu sözün, bu sesin her mecrada savunucusu olacağız. Eğer 85 milyonun hakkını gözetiyorsak, doğusu, batısı, kuzeyi, güneyi, bu ülke, bu vatan, bu bayrağın altındaki herkesi kucaklamak zorundasınız. Terörle, terörizmle insanlarımızın oy verme tercihini ayırmamız gerekiyor. Hiçbir siyasi partinin bir seçmen grubunu tahakküm altına alacağını kabul etmiyoruz. Biz de Kürtlerden oy istiyoruz. Ben bu insanların tırnak içerisinde onlar teröristtir denilerek yapılan yaftalamaları asla kabul etmiyorum.
İYİ Parti olarak milletimizin sesi ve bu anlamda güvencesi olacağız. Irak, Suriye, Mavi Vatan'da zerre geri adım atılmayacağı gibi ülkemizin dış politikada daha yetkin ve sözü güvenilir olmasını sağlayacağız, bu bizim yükümlülüğümüz.
"TEMMUZ AYINDA EN AZ YÜZDE 50 ZAM YAPACAĞIZ"
Merkez Bankası'nın bağımsızlığı, Varlık Fonu'nun kaldırılması, siyasi etik yasasının çıkarılması. Türkiye'nin ekonomisini çok hızlı toparlayacak metinde var. Dün genel başkanımız Mersin'den başlattı çağrıyı. Söz veriyoruz, Temmuz ayında yüzde 50 en az zam yapacağız. Bu zammı oluştururken Aralık ayında Ocak ayı zammının yüzde 55 istemiştik, hükümet yüzde 30 verdi. Enflasyon sebebiyle bütün çalışanların çok ciddi kaybı var. Biz bir defa TÜİK'i düzelteceğiz. Hemen güvenilir isimleri işbaşına getireceğiz. Kamu mühendisleri, şehir plancıları 150 binin üzerinde. Bu insanların maaşları asgari ücretin biraz üzerinde. Onların tazminat haklarını vereceğiz.
"SAVUNMA SANAYİ SİYASETİN MALZEMESİ DEĞİLDİR"
Karabağ savaşı çok ciddi bir başarıdır. Türkiyemizle Azerbaycan'ın birlikte yürüttüğü operasyon alan, halklarımızın bir arada olması, manevi iklimin büyük payı olmuştur. Orada savunma sanayimizin kazanımlarının uygulanmış olması Türk vatandaşı olarak beni gururlandırır.
Elbette bize düşen devlette süreklilik esastır. Hesap verebilirlik, şeffaflık ilkelerini gözetip, bunların daha iyisini yapabilmek hedeftir. Kızılelma benim favorilerimden bir tanesi. Gurur duyarım. Savunma sanayi siyasetin bir malzemesi değildir. Biz iktidara geldiğimizde savuna sanayi başta olmak üzere milli otomobilimizde geri adım olmayacak.
"KAÇAK SIĞINMACILARIN TAMAMINI GÖNDERECEĞİZ"
2 yıl önce milli göç doktrinimizi ortaya koyduk. 2019 yılında sayın Akşener Suriye hükümetiyle görüşülmesi gerektiği, bunu yapamıyorlarsa kendisine bir yetki verildiği takdirde görüşebileceğini söyledi. Bu bizim kararlılığımızın bir göstergesi. 15 Mayıs tarihiyle birlikte hızlı bir şekilde geri gönderme merkezinin sayılarını artıracağız. Kaçak sığınmacıların 1 yıl içinde tamamını göndereceğiz.
2 yılın sonunda da geçici korumayı ortadan kaldırıp, insanları evlerine, vatanlarına göndereceğiz. Orada terör yapılanması kaygısı var. Buralara halel getirmeyecek şekilde uluslararası sistemin bu konudaki projelendirmesini dahil edeceğiz. Geri dönüşü kontrollü bir şekilde gerçekleştireceğiz.