İki mahkeme de, hukuksuzluklar karşısında Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), Anayasa ve Anayasa Mahkemesi’ne atıfta bulundu.
Mahkeme, Tahliye Kararında Anayasa Mahkemesi (AYM) ve AİHM kriterlerine dikkat çekti. Tutukluluğun kanuna aykırı şekilde uzatıldığı vurgulanan gerekçeli kararda, “Tutukluluğun devamına ilişkin kararların tümünün AYM ve AİHM gerekçelerine uygun olmadığı, ilk tutuklama kararı verilmesi şartlarında değişiklik olmaması şeklinde yasanın aramadığı gerekçelerle tutukluluğun uzatıldığı görülmektedir.” denildi.
İstanbul 29. Asliye Ceza Mahkemesi, tutuklu bulunan Samanyolu Yayın Grubu Başkanı Hidayet Karaca ile polislerin avukatlarının 7 ayrı dosyada yaptığı reddihâkim talebini manifesto gibi kararla kabul etti. Hem İstanbul 29. Asliye Ceza, hem de tahliyelere karar veren 32. Asliye Ceza Mahkemesi gerekçeli kararlarında, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (AİHS), Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ve Anayasa Mahkemesi (AYM) kararlarına atıf yaptı.
TUTUKLUĞUN SÜRMESİ AYM VE AİHM KARARLARINA UYGUN DEĞİL: İstanbul 32. Asliye Ceza Mahkemesi, tutukluların tahliyesi yönünde verdiği kararla 10 aydır sulh ceza hâkimlikleri eliyle sürdürülen hukuksuzluğa ‘dur’ demiş oldu. Mahkeme, tahliye kararında AYM ve AİHM kararlarına atıfta bulunarak, “Şüphelilerin, tutukluluk halinin devamına ilişkin kararların tümünün, AYM ve AİHM kararlarında belirtilen gerekçeye uygun olmadığı, ilk tutuklama kararı verilmesi koşullarında değişiklik olmaması şeklinde yasanın aramadığı gerekçelerle de tutukluluğun uzatıldığı görülmektedir.” dedi. Şüphelilerin tutuklanmasının üzerinden geçen uzun süreye rağmen savcının somut deliller toplamadığına ve iddianame hazırlama gibi hususlarda görevini yapmadığına dikkat çekti.
SULH CEZA HÂKİMİNİN RET TALEBİNİ ASLİYE CEZA MAHKEMESİ İNCELER: Kamuoyunda oluşturulmaya çalışılan ‘Asliye Ceza Mahkemesi’nin yetkisi yok’ algısı da mahkemenin gerekçeli kararında çürütüldü. Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 27. maddesinde, “Ret istemi Sulh Ceza Hâkimliği’ne karşı ise, yargı çevresi içinde bulunduğu Asliye Ceza Mahkemesi ve tek hâkime karşı ise yargı çevresi içerisinde bulunan Ağır Ceza Mahkemesi karar verir.” hükmü bulunuyor.
SULH CEZA HAKİMLİKLERİ TARAFSIZLIĞINI YİTİRDİ: Mahkeme, redd-i hâkim kararının gerekçesinde İstanbul sulh ceza hâkimlerinin tarafsızlıklarını yitirdiğini ilan etti. AİHS, İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi ve Venedik Komisyonu raporlarını örnek dayanak olarak sunan mahkeme, “Tutukluluğun devamına ilişkin tüm hâkimlerin benzer şablon kararlar vermesi, hususları bir bütün olarak değerlendirildiğinde; şüpheliler müdafilerinin hâkimlerin tarafsız olmadığı yönündeki iddialarının AİHM’ce çerçevesi çizilen objektif tarafsızlık kriterlerinden haklı sayılabilir yeterli somut nedenin bulunduğu, kanaatine varıldı.” değerlendirmesini yaptı.
AİHS VE AİHM İÇTİHATLARINA VURGU: 29. Asliye Ceza Mahkemesi, AİHS’de düzenlenen adil yargılama hakkına da vurgu yaptı: “Şüpheliler müdafileri tarafından yapılan hâkimin reddi taleplerinin sorgu aşamasında olmadığı, tüm şüphelilerin sorgularının tamamlandığı, şüphelilerin yaklaşık 3-9 aydır tutuklu bulunduğu anlaşıldığından, gerek iç hukuka gerekse AİHM kararlarına göre soruşturma aşamasında hâkimin reddi talebinde bulunulabileceği konusunda kuşku bulunmamaktadır.”
SULH CEZA HÂKİMLİKLERİ GÖRÜŞ GÖNDERMEDİ: 29. Asliye Ceza Mahkemesi, sulh ceza hâkimliklerinden de görüş istendiğini belirtti. Yalnızca 9. ve 10. Sulh Ceza Hâkimlikleri’nden görüş gelirken, bu durumun redd-i hâkim talebi hakkında karar vermeye engel teşkil etmediği ifade edildi. Mahkeme, Yargıtay’ın 2010 yılında eski Başsavcı İlhan Cihaner hakkında verdiği kararı da emsal olarak gösterdi. Ayrıca, tutuklu avukatlarının talepte bulunduğu esnada nöbetçi olması nedeniyle talebin, 29. Asliye Ceza Mahkemesi’nce karara bağlandığı aktarıldı. ZAMAN