Milli Takımı, Euro 2016’da gündeme taşıyan haberler ne yazık ki başarı ve galibiyetler değil, prim tartışmalarıydı. Oyuncular, teknik heyet, federasyon ve futbol kamuoyu herkes bu tartışmadan rahatsızdı. Ama kimse tartışmanın içeriğinin ne olduğuna dair kesin ve net bilgileri paylaşmıyordu. Sorular açıktı:

Primleri kim, nasıl belirlemişti?

Tartışma nereden çıkıyordu?

Terim’in primde rolü neydi?

Adaletsizlik yapılmış mıydı?

Tüm bu soruların yanıtlarını tek tek açıklayacağım. Prim sisteminin ışığında ve elimizdeki verilerle hangi oyuncuların, Milli Takım’dan ne kadar prim aldığını da yazacağım.

İlk sorudan başlayalım, sonrası.

Primleri kim nasıl belirledi?

Terim’in yakın çevresine söylediğine göre prim sistemini Türkiye Futbol Federasyonu belirledi. Türkiye, Euro 2016 elemelerinde 10 maç oynadı.

İzlanda-Türkiye: 3-0

Türkiye-Çek Cum.: 1-2

Letonya-Türkiye: 1-1

Türkiye-Kazakistan: 3-1

Hollanda-Türkiye: 1-1

Kazakistan-Türkiye: 0-1

Türkiye-Letonya: 1-1

Türkiye-Hollanda: 3-0

Çek Cum.-Türkiye: 0-2

Türkiye-İzlanda: 1-0

Toplam 4 puan toplayabildiğimiz ilk 4 maça TFF prim vermedi. Deplasmandaki Hollanda beraberliği ile Kazakistan galibiyetine 50 bin dolar prim verdi. Bu primi futbolculara şu sistemle dağıttı:

İlk 11’de oynayanlara:

%100, 50 bin dolar.

Sonradan oyuna girenlere:

%75, 37 bin 500 dolar.

Yedek bekleyenlere:

%50, 25 bin dolar.

Daha sonra oynadığımız ve 1-1 berabere kaldığımız Letonya maçı için TFF, prim dağıtmamış oyunculara. Ama 3-0 kazandığımız Hollanda maçının primi, 60 bin Euro olarak belirlenmiş. Bu kez sistem değişmiş:

İlk 11’de oynayanlara:

%100, 60 bin Euro.

Sonradan oyuna girenlere:

%60, 36 bin Euro dolar.

Yedek bekleyenlere:

%40, 24 bin Euro.

Gelelim son 2 maça... Yani deplasmanda 2-0 kazandığımız Çek Cumhuriyeti ve Konya’da 1-0 kazandığımız İzlanda maçlarının primlerine...

TFF Başkanı Yıldırım Demirören, millileri kutlamak için İzlanda maçından sonra soyunma odasına indiğinde, primi (Galibiyet ve Euro 2016’ya katılma) 350 bin Euro (Futbolcuların konuştuklarına göre ise 500 bin Euro) olarak belirler.

Burada da sistem aynı:

İlk 11’de oynayanlara:

%100, 350 bin Euro.

Sonradan oyuna girenlere:

%60, 210 bin Euro.

Yedek bekleyenlere:

%40, 140 bin Euro.

Kıyamet işte bu noktadan sonra kopar. Burak Yılmaz, son 2 maçta oynamamış ve tek kuruş prim alamamıştır. Futbolcuların düşüncesi primleri Terim’in belirlediği yönündedir. Ama Fatih Terim’in çevresine anlattıkları bunun tam tersidir.

Terim’in bir inisiyatifi olmadı. Teknik heyet sadece oynayan oyuncuların listesini TFF’ye gönderdi.

Bu durumda tabii ki akla başka bir soru daha geliyor.

Fatih Terim gibi otoriter bir hoca, bırakın Milli Takım Teknik Direktörlüğü’nü, Türkiye Futbol Direktörü sıfatı taşıyan bir hoca nasıl olur da, primlerin nasıl dağıtılacağına dair kendisi bir karar almaz ve topu neden Türkiye Futbol Federasyonu’na atar?

Bu sorunun yanıtını da Terim’in yakın çevresi şöyle veriyor:

Bazı oyuncuların kendisini atlayıp TFF yöneticileri ile primleri konuşması üzerine kendini geri çekti hoca. Hiç karışmadı bu işe. Prim pazarlığı, kavgası, tartışması.. Adına ne derseniz deyin. Eminim ki hepiniz benim kadar sıkıldınız bu konudan. 2018 Dünya Kupası eleme maçları için TFF, şeffaf bir sistem belirleyip bir daha prim tartışmalarına mahal vermemeli...

Gençlik ve Spor Bakanı Akif Çağatay Kılıç, milli halterci Nurcan Taylan’ın biyolojik pasaportunda kan değerlerinin değiştiğinin gözükmesi üzerine, “Dopingle yakalanırsanız cezasını sonuna kadar çekersiniz” dedi.

Dopinge hiç müsamahamaları olmadığını vurgulayan Bakan Kılıç, “Sorunlu olduğunu gördüğümüz bazı arkadaşlarımızı biz olimpiyat havuzundan ayırdık” diye konuştu.