Korona virüsü salgınında birçok ülkenin aksine ‘yumuşak’ bir politika izleyen ve sert karantina tedbirlerine başvurmayan İsveç’te, hükümetin sürü bağışıklığı hesapları tutmadı. Başkent Stockholm’de yapılan bir araştırmaya göre, nisan ayı sonunda virüse yakalanıp antikor geliştirerek bağışıklık kazananların oranı sadece yüzde 7.3’te kaldı. Oysa hükümetin beklentisi, bu oranın yüzde 25’e kadar yükselmesiydi. Öte yandan, İsveç’te son yedi günde hane başına kaydedilen ölüm oranları diğer tüm Avrupa ülkelerinden yüksek çıktı.

İsveç Kamu Sağlığı Ajansı, 1 Mayıs’a gelindiğinde nüfusun yaklaşık yüzde 25’inin enfekte olup bağışıklık kazanacağı öngörüsünde bulunmuştu. Nisan ayında yapılan hesaplamalarda, mayıs başına gelindiğinde Stockholm’de yaşayanların üçte birinin antikor geliştirmiş olması bekleniyordu. Böylece, haziran ortasında başkent nüfusunun yüzde 40 ila 60’ının bağışıklık kazanmış olacağı hesaplanmıştı.

Ancak İsveç Kamu Sağlığı Ajansı tarafından yapılan araştırmaya göre, Stockholm’de bağışıklık oranı yüzde 7.3’te kaldı. İsveç devletinin baş epidemiyolojisti Anders Tegnell, verilerin ‘düşündüklerinden bir miktar düşük çıktığını’ itiraf etti. Tegnell, araştırmanın üç hafta öncesinin sonuçlarını içerdiğini belirterek, gerçek oranın daha yüksek olması gerektiğini savundu.

Söz konusu modeli hazırlayan matematik profesörü Tom Britton ise bu sonuçların kendisini de şaşırttığını söyledi. İsveç gazetesi Dagens Nyheter’e konuşan Britton, ‘ya kendi öngörülerinin çok yanlış olduğunu ya da enfekte olan herkesin antikor geliştirmediğini’ söyledi.

İsveç hükümetinin politikasını onaylamayan doktorlar ise sonuçlara şaşırmadı. Uppsala Üniversitesi’nden enfeksiyon hastalıkları uzmanı Profesör Björn Olsen, ‘sürü bağışıklığının tehlikeli ve gerçeklik dışı’ bir yaklaşım olduğunu söyledi. Olsen, “Sürü bağışıklığının, eğer buna erişebileceksek bile, çok uzak olduğunu düşünüyorum” dedi.

İsveç hükümetiyse, ‘sürü bağışıklığı’ suçlamasını reddediyor ve uygulanan yöntemin, virüsün sağlık sisteminin baş edebileceği bir yavaşlıkta tüm nüfusa yayılmasını, böylece ülkenin ikinci bir dalgadan daha az etkilenmesini amaçladığını savunuyor. İsveç hükümeti bu çerçevede, daha çok vatandaşlarının sorumlu davranmasına bel bağladı. Liseler kapatıldı ve 50’den fazla kişinin katıldığı toplantılar yasaklandı ancak zaruri olmayan seyahatlere kısıtlama getirilmedi; diğer Avrupa ülkelerindeki gibi cezaların eşlik ettiği kısıtlamalar dayatılmadı. Ülkede dükkanlar, restoranlar ve spor salonları da açık kaldı.

Fakat çok sayıda akademisyen tarafından eleştirilen bu yaklaşım sonucunda, ölü sayılarında da ciddi artış yaşandı. Son olarak, ülkede 12-19 Mayıs tarihleri arasında her 1 milyon kişiye düşen ölüm oranlarının diğer bütün Avrupa ülkelerinden daha yüksek olduğu açıklandı.