Euronews'te yer alan habere göre İtalya'nın Demokrat Parti lideri Elly Schlein Salı günü Roma'nın merkezinde sahneye çıkarken kalabalığa "Bölünmelere yeter!" dedi. Ancak tek seferlik bir protesto olarak başlayan bu eylem Meloni hükümetine karşı yeni bir siyasi strateji belirleyebilir.
Meloni'nin sağcı koalisyonu, İtalyan anayasasında iddialı bir revizyonu temsil eden iki önemli reformu hayata geçirmek istiyor. Bunlardan biri, daha önce sadece İsrail'de denenmiş iddialı bir proje olan İtalyan başbakanının doğrudan seçilmesi. Parlamentonun üst kanadı Senatosu Salı günü bu öneriyi kabul etti.
Diğeri ise ülkede bölgesel yönetimlere daha fazla otonomi verilmesini öngören 'bölgelerin farklılaştırılmış özerkliği yasası teklifi.' Tartışmalı yasa tasarısının Temsilciler Meclisi'nde 13 Haziran'da oylanması sırasında kavga çıkmış muhalefetteki 5 Yıldız Hareketi (M5S) milletvekili Leonardo Donno bayrak açmasının ardından yumruklanmıştı.
Her iki öneriye de karşı çıkan M5S'nin lideri Giuseppe Conte, muhalefetin birleşerek protesto etmesini iktidar çoğunluğuna "en iyi cevap" olarak nitelendirdi.
Yetkilerin bölgesel yönetimlere devredilmesini öngören reform Matteo Salvini'nin kuzeydeki kalelerinden bazılarında yeniden destek kazanmaya çalıştığı aşırı sağcı Lig partisinin en önemli önerilerinden biriydi.
Yasa sadece parlamentoda tartışmalara neden olmakla kalmadı, aynı zamanda ülkenin zengin kuzeyi ile yoksul güneyi arasındaki uçurumu derinleştireceği yönünde daha geniş çaplı eleştirilere de maruz kaldı.
Ancak Salı günü bir gösteri düzenleyenler, Meloni'nin deyimiyle "tüm reformların anası" olarak adlandırılan yasanın diğerlerinden daha endişe verici olduğunu düşünüyor. Başbakanın doğrudan seçilmesi Senato'nun onayını aldı ve yasalaşma yolunda belirsiz bir yola girdi.
Kalabalıktan bir kadın "İtalya Başbakanı'nın doğrudan seçilmesine ilişkin reform kabul edilemez" dedi. Bazı protestocular İtalya'nın muhalefet partilerine destek verdi.
Meloni hükümeti, önerdikleri anayasa değişikliklerini hükümetin istikrarını sağlamak, başbakanın rolünü güçlendirmek ve İtalyanlara ülkelerini kimin yöneteceği konusunda daha fazla söz hakkı vermek için bir araç olarak savunuyor.
Bazı milletvekilleri reformun istenen sonuçları getireceğinden şüphe duyarken, bazıları da hem İtalya Parlamentosu'nun hem de İtalya Cumhurbaşkanı'nın rolünün azalması riski konusunda uyarıda bulunuyor.
Bir başbakanın doğrudan seçilmesi alışılmadık bir durum. İsrail 1990'larda böyle bir sistem getirmeyi denedi ve başarısız oldu.