İYİ Parti'nin İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Ümit Özlale, T24'ten Cansu Çamlıbel'in sorularını cevapladı
Özlale, daha önce yaptığı "Farklı ittifaklar olabilir" açıklamasına değinerek "O açıklamayı parti olarak her ilde kendi adaylarımızla çıkaracağımızı resmi olarak ilan ettiğimiz toplantıdan önce yapmıştım. Parti kimliğini, parti tabanını güçlendirmek için her yerde kendi adaylarımızı çıkartırız ama son kertede partinin kurucu değerlerine ve cumhuriyetin kurucu değerlerine aykırı olmayan iş birliklerine de gidilebilir." ifadelerini kullandı.
Özlale, bunun üzerine Çamlıbel'in kendisine yönelttiği "O zaman da tabii şu soru geliyor akla; AKP ile yani Cumhur İttifakı ile iş birliği denklem dışı mı değil mi?" sorusuna ise şöyle yanıt verdi:
"Şu ana kadar AK Parti ile masaya oturmayan tek partiyiz. 2015'te hatırlayın Davutoğlu AK Parti Genel Başkanı iken CHP istikşafi görüşmeler yaptı. HDP zaten ondan önceki süreçte AK Parti ile masadaydı. DEVA ve Gelecek zaten AK Parti içinden çıktı. Dolayısıyla da bir iş birliği için kapı aralansa bile bu iş birliği Cumhur İttifakı'yla olmaz. AK Parti ile masaya oturmadık, oturmayız."
Ümit Özlale'nin sorulara yanıtları şu şekilde:
- Benim baktığım yerden Cumhur İttifakı ile iş birliği yapmayacak olmanızın önündeki en büyük engel sanki AK Parti değil de MHP gibi görünüyor. Bir de şimdi tabii Sinan Oğan faktörü eklendi.
Ben MHP ile de herhangi bir şekilde işbirliğine ya da ittifaka gitmeyeceğimize eminim.
- Mayıs seçimlerinden sonra şöyle bir tablo ortaya çıktı; aslında çok dağınık bir milliyetçi seçmen tabanı var. Milliyetçi seçmen farklı partilere dağılmış durumda ama kaba bir matematikle üst üste topladığımızda yüzde 23'u bulan bir milliyetçi seçmen sosyolojisiden bahsedebiliriz. Siz şimdi MHP ile iş birliğini kategorik reddediyorsunuz ama milliyetçi seçmen 2023 seçimlerinden sonra daha kuvvetli biçimde "neden güçlerini birleştiremiyorlar" diye sormuyor mudur? Bu meşru bir soru değil midir? Tabii bunu partinizin kurucularından Ümit Özdağ'ın kavga gürültü partiden ayrıldığının bilinciyle soruyorum.
Ben yakın bir zamanda böyle bir birleşmenin olmayacağını düşünenlerdenim, hatta uzun ya da orta dönemde de.
- Bunun sebebi lider konumundaki kişilerin kişisel husumetleri mi?
Kişisel husumetler değil. AK Parti'nin uyguladığı ekonomi, kalkınma ve sınır politikaları bizim milliyetçi demokrat ve kalkınmacı anlayışımıza taban tabana zıt. Bugün Türkiye'deki en büyük tehlikelerden bir tanesini düzensiz göç olduğunu biliyoruz. Çok ciddi bir demografik tehlike var. Bu aynı zamanda beraberinde bir milli güvenlik problemini de getiriyor, sınır güvenliği problemini de getiriyor. Sokakta kime sorsanız ilk üçe bunu koyar. AK Parti bu düzensiz göçü hararet hem yurt içinde hem yurt dışında savunuyor. Ve bu politikasına en büyük desteği. Milliyetçi Hareket Partisi'nden görüyor. Dolayısıyla bizim
Milliyetçi Hareket Partisi ile Türkiye'nin en temel sorunlarına bakış ve onların çözümü üzerinden çok temel ayrılıklarımız var. AK Parti'nin bugün Türkiye'ye getirdiği noktayı bir Türk milliyetçisinin kabul etmesi bana göre mümkün değil.
- Bir Türk milliyetçisi olarak Devlet Bahçeli neden kabul ediyor sizce?
O Milliyetçi Hareket Partisi'nin cevaplaması gereken bir soru.
- Milliyetçi seçmen açısından laiklik meselesinin de bir ayrışma konusu olduğu ve olmaya devam edeceği görülüyor. MHP'nin neredeyse devletin resmi görüşüne dönüşen milliyetçilik versiyonunun içindeki İslamcılık dozu belki de tarihin en üst seviyesine ulaşmış durumda. İYİ Parti zaman zaman yalpalamakla birlikte daha ziyade seküler bir milliyetçi çizgi üzerinden yürüyor, belki de "merkez parti" olma kaygısıyla. Hazır söz buraya gelmişken onu da sorayım; merkez parti iddianıza ne oldu?
Merkez partisi olduğumuzu düşünmüyorum. Ama bence böyle bir hedefimiz var. Merkez parti olmak çok zor bir şey. Türkiye'nin her büyük sorununa hızlı ve maddi bir çözüm üretmeniz gerekiyor. Gelen her sorunun karşısında paralize olmamanız gerekiyor. Dünyayı takip etmeniz gerekiyor. Çok çevik bir parti olmanız gerekiyor. Ben Türkiye'de şu anda bir merkez partisi olduğunu düşünmüyorum.
- Adalet ve Kalkınma Partisi ve Cumhuriyet Halk Partisi merkez partiler değil mi sizce?
Merkez partiden kastettiğiniz eğer merkez sağ ise AK Parti'yi böyle başlamışsa bile uzaklaştı. Cumhuriyet Halk Partisi'nin de şu anda merkezde önemli bir yer doldurduğunu düşünmüyorum.
- Adalet ve Kalkınma Partisi'nin merkez sağdan uzaklaştığını söylediğinize göre başka bir yere koyuyorsunuz. AKP'yi şu an politik skalada nereye koyarsınız?
Adalet ve Kalkınma Partisi giderek o başta doldurduğu alandan çıkıp bütün uyguladığı politikalarda dini unsurları çok daha fazla ön plana çıkartan bir parti oldu. İlk başlarda böyle değildi. Şimdi önümüzde mesela anayasa değişikliği var. Anayasa değişikliğinde ben olumsuz anlamda çıtayı biraz daha yükselteceklerini düşünüyorum. AK Parti'nin o boşalttığı yer Türk siyasetinde henüz dolmuş değil. İYİ Parti burayı doldurabilir. Orayı doldurmuş değiliz ama doldurmaya namzet bir partiyiz. Buna çalışıyoruz.
- Henüz merkez partisi değilse İYİ Parti, nedir?
Merkez sağa doğru ilerlemeye çalışan 6 yaşında genç bir parti.
- Sizin sözlerinizle "6 yaşındaki bu gencin" en belirgin karakter özelliği nedir?
Milliyetçili demokrat olmasıdır. Onun yanına özel sektör odaklı bir büyüme koyabilen, düzensiz göç gibi, iklim krizi gibi konularda çok ciddi tavırlar alabilecek bir parti. Dünyayı takip eden ve değişen dünya şartlarına göre kendi konumunu eğitim politikasında, adalet politikasında, uluslararası politikalarda belirleyebilen bir parti olmamız için biraz daha zamana ihtiyacımız var.
Milliyetçi Hareket Partisi'nin AK Parti'nin bu İslamcı diyebileceğim politikalarına destek vermesi, bizim ile Milliyetçi Hareket Partisi arasındaki en önemli farklılıklardan bir tanesidir. Biraz önceki sorunuza döneyim yeniden. Türkiye'deki milliyetçiler birleşebilir mi? Bunun olabilmesi için o milliyetçilerin hepsinin cumhuriyetin kurucu değerlerine olan bağlılıklarından emin olmamız lazım.