İstanbul İl Jandarma Komutanlığı ekiplerinin Büyükçekmece ve Bahçelievler'de yaptığı operasyonda, Büyük İskender dönemine ve Kapadokya Krallığı'na ait olduğu öğrenilen 162 gümüş sikke, 2 adet heykel ve çeşitli tarihi eserler ele geçirildi. Ele geçirilen heykellerden birinin Kibele, sikkelerin de paha biçilmez değerde olduğu belirlendi.
Jandarma ekipleri İstanbul'da büyük bir tarihi eser kaçakçılığına imza attı. Büyükçekmece'de bir otomobilde tarihi eser bulunduğu, Yenibosna'daki Kuyumcukent'te de bir iş yerinde de çok sayıda tarihi eser saklandığı bilgisi üzerine, jandarma operasyon düzenledi. Büyükçekmece ve Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılıklarından alınan arama kararı ile söz konusu araç ve dükkanda arama yaptı. Araç içinde yapılan aramada 162 adet gümüş sikke; dükkânda yapılan aramada ise 2 adet heykel, 5 adet cam süs eşyası, 4 adet metal eşya, 5 adet metal çubuk, 2 adet halka şeklinde obje, 1 adet lamba şeklinde metal obje, 300 adet sahte olduğu değerlendirilen 100 dolar, 24 adet tabanca mermisi geçirildi. Operasyon kapsamında 3 kişi de gözaltına alındı.
Ele geçirilen tarihi eserlerle ilgili Arkeoloji Müzesi Müdürlüğün'nde rapor hazırlandı. Burada yapılan incelemede; 1 gümüş sikkenin (Drahmi) Kapadokya Krallığına, 161 gümüş sikkenin (Yunan Drahmisi) Büyük İskender Dönemi'ne ait toplu buluntu özelliği gösteren aynı serinin parçaları olduğu, 2863 Sayılı Kültür ve Tabiat Varlıkları Koruma Kanunu kapsamında tasnif ve tescile tabi, müzelik değerde eserlerden olduğu anlaşıldı.
Ayasofya İstanbul Arkeoloji Müzeleri Müdürlüğü, sikkelerin Roma Dönemi'ne ait tek kalıptan çıkan seri numaralı sikkeler olduklarını tespit etti. Serinin bozulmadan günümüze kadar ulaşmasının ender görülen bir durum olduğu, bu nedenle paha biçilemez nitelik taşıdıkları belirtildi.
KİBELE'NİN HEYKELİ DE BULUNDU
Yapılan incelemede, ele geçirilen heykellerden birinin Kibele olduğu belirlendi. Antik Anadolu tarihinde toprağın simgesi ana tanrıça olarak kabul edilen Kibele heykelinin yanı sıra, 5 cam şişe, 2 bronz kaşık, 1 bronz iğne, 2 bronz tıp aleti ve 2 cam bileziğin Roma dönemine, 1 bronz şişe ile 1 bronz kandilin ise Bizans dönemine ait olduğu tespit edildi. Tarihi eserler Arkeoloji Müze Müdürlüğü tarafından koruma altına alındı. Gözaltına alınan 3 kişi ise, Kültür ve Tabiat Varlığı Kaçakçılığı suçundan düzenlenen suç dosyası ile adli makamlara sevk edildi.
KİBELE HAKKINDA
Kibele veya Kybele (Magna Mater: Tanrıların anası), Anadolu kökenli bir ana tanrıçadır. Ana tanrıça inancı, birçok kültürde farklı isimlerle yer alır. Yunan anakarasında Rhea[1], özellikle Roma dönemi Mısır kültüründe İsis ve Yunan adaşı gibi bekaretle değil, doğurganlık ve bereketle ilişkilendirilen Efes Artemis'i (İyon Kibelesi)[2], belli başlı ana tanrıça figürleridir.
Kibele figürünün kökeni Anadolu'da çok eski dönemlere dayanır. Örneğin Hitit ve Hurriler tarafından tapınılan Kubaba, tartışmalı da olsa, çok sonraları oluşacak Kibele'ye öncülük eden figürlerden biri sayılır Bu heykel 1958 yılında Konya'nın Çumra ilçesindeki Çatalhöyük köyünde bulunmuştur. En yaygın kullanımı Frig uygarlığındadır. Frigya mitolojisinde bir ana tanrıça olan Kibele'ye genellikle dağ zirvelerinde tapınılırdı. Doğa ile özdeşleştirilmiş, özellikle bazı vahşi hayvanlarla ilişkilendirilmiştir.
Anadolu'da çok sayıda Kybele anıtı vardır. Afyon-Eskişehir civarında yeralan açık hava tapınaklarında niş içinde, iki yanında arka ayakları üzerinde birer aslan duran ana tanrıça kabartması bulunur. Ana tanrıçaya tapınmaya gelenlerin, bereket ve doğurganlıktan pay almak için Kybele'nin ve aslanların üreme organlarına dokunarak aşındırdıkları görülmektedir. (Vikipedi)
CİHAN