İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, damadı iş adamı Ömer Faruk Kavurmacı'nın tekrar tutuklanması ile ilgili soruları yanıtladı.

Yargının tarafsızlığına inanıyorum ve güveniyorum. Her daim yargıya olan güvenimizin olduğunu dile getirdik ve yargıya müdahale edilmemesi gerektiğini ifade etmeye çalıştık. Ama maalesef ki elinde bulgu ve delilleri olmadan maalesef birileri kendince bir takım yorumlar yaparak ve bu yorumlar üzerinden bir takım kamuoyu oluşturmaya çalışanlar var. Bunun ötesinde şahsımla ilgili hedefe konduğumu da gözlemledik. İstanbullar ve bizi seven dostlarımız ve Türkiye'de yaşayan herkes bunu yakinen takip etti. Kadir Topbaş adeta hedefe kondu ve şahsım üzerinde hak etmediğim bir takım tezviratlar yapıldı ve yapılmaya devam edildi. Bunu kişilik haklarına saygısızlık olarak görmekteyim. Gelişigüzel ve laf olsun diye veya birilerinin dümen suyuna katılarak herhangi bir konuda yorum yapılmasını doğru bulmuyorum” dedi.

Son olayla yargı üzerinde bir etkisi olmadığının ortaya çıktığını kaydeden Başkan Topbaş, “Damadımın 21 gün gözaltına alınması, 8,5 ay tutuklu yargılanması ve tekrar bırakıldıktan sonra 45 gün sonra tutuklu halde yargısının devam edilmesinin istenmesinde demek ki benim hiçbir dahilim olmadığı apaçık ortaya çıktı. Zaten gücümüz olsa asla siyasilerinin bizlerin hangi konumda olursak olalım yargıya müdahale hakkında hiçbir şekilde aklımızdan dahi geçirmememiz gerekiyor. Adalet mülkün temelidir, bunu bilmekteyiz. Yargı herkese eşit mesafede olmak zorunda ve böyle olduğu zaman adil bir yönetim otaya çıkar” şeklinde konuştu.

İlk günden itibaren suçu olan herkesin çekmesi gerektiğini kaydettiğini hatırlatan Başkan Topbaş, “Suçu olana bir ayrıcalık yapılamaz. Yargının önüne herkes hesap vermeli ve hesabını veren kişiler de yargının verdiği kararlara da uymalı ve cezasını çekmeli” dedi.

"Beni hedefe koydular, sayın başkan görevini bıraksın çekilsin gitsin diye. Bana bu yetkiyi İstanbullular verdi, ben İstanbullulardan 3'üncü kez yetkiyi aldım. Bu yetkiyi benden İstanbulluların dışında kimse alamaz. Yeter ki yargıya ters bir hareket yapmayayım. Sayın Cumhurbaşkanımızın parti içerisinde yalnızlaştırılmak istendiğini düşünüyorum. Hepimiz bu senaryoya dahil edilmek isteniyor. Bunlar tamamen senaryo. Türkiye'nin gelişmesini istemeyenler, güçlü bir iktidarın yönetimde olmasını istemeyenler, siyaset meydanlarında, seçim alanlarında bu yetkiyi alamayacaklarını görenlerin başka türlü manipülasyonlara girdiklerini görmekteyiz. Güçlü bir Türkiye'yi beraber oluşturacağız. Milletimizin bize olan güveni sarsılmasın, güvenmeye devam etsinler.”