Saadet Partisi Genel Başkanı Mustafa Kamalak, hükümetin politikalarının facia ve hüsranla bittiğini belirterek, "90'lı yıllarda köyler boşaltılıyordu, şimdi ise şehirler boşaltılıyor." dedi. Kamalak, "Terörün sebebi Cizre'nin Yüksekova'nın il merkezleri olmayışı değil, Ankara'da çözüm üreten basiretli bir hükümetin bulunmayışıdır." dedi.

SP lideri Kamalak, parti genel merkezinde gündemi değerlendiren bir basın toplantısı düzenledi. Konuşmasında terörün ülke için büyük bir tehdit oluşturduğuna, teröre çözüm üretemeyenlerin dedikodu, iftira ve hakaret yolunu tercih ettiğini kaydeden Kamalak, sözlerini şöyle sürdürdü: "Mevcut iktidarın dış politikası tam bir faciadır. Suriye'de, Libya'da Mısır'da hayatını kaybetmiş olan 400 bin insanla, bedenleri sahilimize vuran binlerce ceset dış politika faciasının 'en canlı' şahitleridir. Keza mevcut iktidarın iç politikası da bir hüsrandır. Her gün bayrağa sarılı olarak, üç-beşini birlikte uğurladığımız şehitlerimiz iç politikadaki hüsranın 'en canlı' şahitleridir."

Milli görüşün iktidarda olması halinde iç ve dış politikalardaki başarısızlıkların yaşanmayacağını kaydeden Mustafa Kamalak, iktidar ve muhalefete "Gelin, kavgayı bırakalım. İktidar ve muhalefet; Sevgiye, barışa sarılalım. Evde barışı, sokakta barışı, mahallede barışı, şehirde ve ülkede barışı sağlamanın yollarını arayalım. Hep birlikte, kardeşler olduğumuzu hatırlayalım." diye seslendi.

"BÖLÜNMEYE DOĞRU GİDİYORUZ"

Kamalak açıklamasında, Türkiye'nin bölünmeye doğru gittiğine dair hükümeti uyardıklarını, 90'lı yıllarda terör yüzünden 378 bin kişinin evlerini terk etmek zorunda kaldığına hatırlatarak, sözlerini şöyle tamamladı: "Sadece şu son 6 ayda Doğu ve Güneydoğu'da yaşanan terör olaylarından etkilenen insan sayısı 1,5 milyona ulaşmış bulunuyor. 122 bin nüfuslu Sur ilçesinde vatandaşlarımızın yüzde 90'a yakını evlerini terk etmiş durumda. Şırnak, Cizre, Silopi ve bölgedeki birçok yer de Sur'dan farklı değil. 90'larda köyler boşaltılıyordu, şimdi ise şehirler boşaltılıyor. İşte terörle mücadelede aldığımız yol maalesef budur." CİHAN