Saadet Partisi (SP) Genel Başkanı Mustafa Kamalak, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın ziyaret ettiği Ekvador Cumhuriyeti'ne gitmesini eleştirdi. Ülkede 2008 yılında yapılan referandumda Devlet Başkanına Meclis'i feshetme yanında oldukça geniş yetkiler verildiğine dikkat çeken Kamalak, "Yani, iktidarın Türk tipi başkanlık sistemi dediği teklif, aslında Ekvador sisteminin tıpa tıp aynısı." dedi.
SP lideri Kamalak, parti genel merkezinde gündemi değerlendiren bir basın toplantısı düzenledi. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Şili, Peru ve Ekvador Cumhuriyetini ziyaret ettiğini belirten Kamalak, tarihte ilk kez bir Cumhurbaşkanı'nın bu ülkeye gittiğine vurgu yaptı. Kamalak, "Ama milletimiz gibi biz de haklı olarak merak ediyoruz? İçeride bunca sıkıntılı bir süreç yaşanırken, ülke her gün şehit haberleriyle sarsılırken, Türkiye Cumhuriyetinin Başkomutanının, birçok insanımızın haritada yerini bile bulmakta zorlanacağı Ekvador Cumhuriyetine gitmesi çok mu önemliydi? Gerçekten nerden çıktı bu gezi? Biz de merak edip baktık. Gördük ki; Bu üç ülkenin ortak bir özelliği var. Üçü de başkanlık sistemi ile yönetiliyor. Hatta Ekvador Cumhuriyeti'nin çok daha ilginç bir özelliği var. Dışişleri Bakanlığımızın resmi sitesinden aldığımız bilgilere göre, Ekvador Cumhuriyeti 2008 yılında referanduma gitmiş. Referandumda, Ekvador Devlet Başkanı'na Meclis'i fesh etme yetkisi başta olmak üzere çok geniş yetkiler verilmiş. İlginçliğe bakın ki, aynı yetki AK Parti'nin geçen hafta basına yansıyan Türk Tipi Başkanlık Sistemi'nde de var. Yani; iktidarın Türk Tipi Başkanlık Sistemi dediği teklif, aslında Ekvador sisteminin tıpa tıp aynısı." dedi.
'ÜLKE BÖLÜNME TEHLİKESİYLE KARŞI KARŞIYA'
Türkiye'deki Yeni Anayasa tartışmalarına da değinen SP Lideri, Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM)'de oluşturulan Anayasa Uzlaşma Komisyonunun gerçekleştireceği toplantılardan bir sonuç alınamayacağını iddia etti. İktidar ve Muhalefeti Yeni Anayasa konusunda samimi olmamakla suçlayan Kamalak, sözlerini şöyle sürdürdü: "Mesele Yeni Anayasa yapma meselesi değil, Türkiye'nin karşı karşıya bulunduğu devasa sorunları ört bas edecek yeni gündemler oluşturma meselesidir. Her gün şehitler geliyor. Bağrımıza kor düşüyor. Her gün 3 - 5 ocak sönüyor. Annelerin feryadı arşı titretiyor. Toprak ayağımızın altından kayıyor. Ülke bölünme tehlikesiyle karşı karşıya. İslam dünyasında yüzyılın Kerbelası yaşanıyor. İktidar, bizzat kendisinin ürettiği sorunlarla yüzleşmek yerine Başkanlık Sistemi ve Yeni Anayasa tartışmalarıyla gündemi saptırmaya çalışıyor. İktidara karşı ciddi bir muhalefet geliştiremeyen diğer partiler de iktidarın değirmenine su taşıyor. İktidarın oyununa geliyor. Bu yüzden, bunlar, bırakın Türkiye'yi gelecek yüzyıla taşıyacak yeni bir anayasa yapmayı, daha önce de ifade ettiğimiz gibi, bir masada çorba bile içemezler. İktidarın tek derdi var, 'Sayın Cumhurbaşkanını Başkan yapmak.' Buna karşılık muhalefetin tek derdi; "Sayın Cumhurbaşkanını Başkan yaptırmamak."
Kamalak ayrıca, Başkanı büyük yetkilerle toplatan bir sistemin bir süre sonra Despotizm'e döneceği konusunda uyardı.
CİHAN