Saadet Partisi (SP) Genel Başkanı Mustafa Kamalak, terörün son 50 yılda karşılaşılan en derin problemlerden biri olduğunu söyledi. Terörü önleme konusunda sadece askeri tedbirlerle yetinilmemesi ve terörü besleyen kaynakların da kurutulması gerektiğini kaydeden Kamalak, "Saadet Partisi olarak diyoruz ki 3 şart terörü önleme de olmazsa olmazdır. Bir, mutlak suretle üreten bir ekonomiye geçilmelidir. Her gencimize mutlaka bir iş bulunmalıdır. İki, nitelikli ve birleştirici bir eğitim sistemine geçilmelidir. Üç, adil bir hukuk sistemine geçilmeli, insan hakları ihlalleri kesinlikle önlenmelidir." diye konuştu.

Saadet Partisi (SP) Genel Başkanı Mustafa Kamalak, parti genel merkezinde ittifak görüşmeleri ile ilgili basın toplantısı düzenledi. Terörün son 50 yılda karşılaşılan en derin problemlerden biri olduğunu kaydeden Kamalak, "Ama şunu da acı bir şekilde ifade edelim ki bu problem Türkiye'nin basiretsiz yöneticilerinin kendi elleriyle bu milletin başına bela ettikleri bir musibettir. Bu tür derin meseleler 1 yıllık, 2 yıllık geçici yaklaşımlarla çözülemez. Tam tersine uzun vadeli politikalar ve kararlılıklar gerektirir." dedi.

Türkiye'nin bugüne kadar terör örgütüne yönelik olarak defalarca askeri operasyon düzenlediğini belirten Kamalak, "Elbette terörle mücadelede askeri tedbirler çok önemlidir. Ancak tek başına yeterli değildir. Bugüne kadar yapılan sayısız operasyona rağmen bugün hala terör problemiyle yoğun bir şekilde uğraşmak mecburiyetinde kalınıyor ve her gün şehit veriyor olmamız yazık ki bu gerçeği açıkça ortaya koymaktadır. Askeri tedbirler, mutlaka ama mutlaka sosyal ve iktisadi tedbirlerle desteklenmelidir." diye konuştu.

MİLLİ EĞİTİM MÜFREDATIMIZ, ANCAK VE ANCAK MİLLİ PİYANGO KADAR MİLLİDİR

"Eğer gerçekten terörü kökünden kazımak istiyorsak, köklü çözümler üretmek zorundayız." diyen Kamalak, şöyle konuştu: "Sadece askeri tedbirlerle yetinmemek, terörü besleyen kaynakları da kurutmak zorundayız. Bunun için Saadet Partisi olarak diyoruz ki 3 şart terörü önleme de olmazsa olmazdır. Bir, mutlak suretle üreten bir ekonomiye geçilmelidir. Her gencimize mutlaka bir iş bulunmalıdır. Bunun için Güneydoğu'ya özel önem verilmelidir. 25-30 yıl gibi bir süre için oralardaki şirketlerden kurumlar vergisi alınmamalıdır. Özel teşviklerle oralar desteklenmelidir. İki, nitelikli ve birleştirici bir eğitim sistemine geçilmelidir. Maalesef dağdaki gençlerin birçoğu bu ülkenin okullarında okumuş, bu ülkenin müfredatına göre ders görmüş, bu ülkenin okullarında eğitim almıştır. 30 bin insanın katili olarak suçlanan Öcalan dışardan mı ithal edildi, yerden mi bitti, gökten mi indi? Yoksa bu ülkenin okullarında mı yetiştirildi? Bu sorunun cevaplandırılması lazım. Maalesef milli eğitim müfredatımız, ancak ve ancak milli piyango kadar millidir. Herhalde böyle bir eğitim sisteminden farklı bir nesil beklemek beyhude olur. Üç, adil bir hukuk sistemine geçilmeli, insan hakları ihlalleri kesinlikle önlenmelidir." Şeklinde konuştu.

CİHAN