Saadet Partisi (SP) Genel Başkanı Mustafa Kamalak, son zamanlarda eğitim kurumlarına yapılan polis baskınlarını değerlendirerek, "Uyarıyoruz, yanlış hesap Bağdat'tan değil, Türk mahkemeleri tarafından geri döner, dönüyor da zaten." dedi.
Partisinin genel merkezinde gündeme ilişkin basın toplantısı düzenleyen SP Genel Başkanı Mustafa Kamalak, basın mensuplarının sorularını cevapladı. 'Terörün arttığı dönemde yüzlerce polis ile eğitim müesseselerine baskınlar yapılıyor. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?' sorusuna Kamalak, şair Mehmet Akif Ersoy'un bir şiiriyle örnek verdi. "Biz Necip Fazıl'larla, merhum Akif'lerle büyüdük." diyen Kamalak, "Onların düşünce kaynaklarından ilham aldık. Elbette devlet bir yerde suç varsa müsamahalı davranamaz. Ama keyfi davranıyorsa zulmediyorsa bunu da Akif'in ifadesiyle, 'Zulmü alkışlayamam zalimi asla sevemem.' Yanlış hesap Bağdat'tan geri döner." ifadelerini kullandı.
Daha önce Suriye'yi ziyaret ettiklerini ve Beşar Esad'ı uyardıklarını kaydeden Kamalak, şöyle devam etti: "Esad'ı uyardık, bugünlere işaret ettik. Geldik Türkiye'yi de uyardık. Şimdiki Sayın Başbakanımızı o dönemin Dışişleri Bakanı'nı da bilgilendirdik. Ama Esadçılıkla suçlandık. Zaman bizi haklı çıkardı. Sonra dershaneler konusu gündeme gelmişti. 'Yaptığınız iş hukuka aykırıdır' dedim. Paralelcilikle suçlandık. Ben madde gösteriyorum, onlar çamur atıyor. Sonra, kendilerinin çıkarmış olduğu kanunu kendilerinin tayin ettiği yüksek hakimler hemen hemen oy birliğiyle iptal etti. Basın mensuplarının emniyet saraylarına girmesi yasaklandı. 'Yapmayın', dedik. Anayasa'ya göre toplum hürdür. Yine suçlandık. Uyarıyoruz, yanlış hesap Bağdat'tan değil, Türk mahkemeleri tarafından geri döner, dönüyor da zaten."
EVİNİZ YANARKEN İTFAİYE ERİNİN AMELİNİ, DÜŞÜNCELERİNİ, MEŞREBİNİ SORGULAR MISINIZ?
'Olası bir erken seçimde Büyük Birlik Partisi ile ittifak düşünüyor musunuz?' sorusuna Kamalak, şunları kaydetti: "Eviniz yanarken itfaiye erinin amelini, düşüncelerini, meşrebini sorgular mısınız? Sanmam, bugün ülke yanıyor. Vatanımız bölünme tehdidiyle karşı karşıya. Bu ortamda bize herhangi bir görev düştüğünde, biz ülke için varız, millet için varız. O anlamda, bu ülkenin ateşini söndürme bakımından kim bize yardımcı olacak olursa ona da elimizi, gönlümüzü açarız." CİHAN