Giderek yaygınlaşan kolon kanseri, ülkemizde en sık görülen kanser türleri arasında üçüncü sırada yer alıyor. Genellikle sinsice ilerleyen ve erken dönemde belirti vermeyen bu kanser türüne, hatalı beslenme alışkanlıklarından alkol ve sigara kullanımına dek birçok faktör yol açabiliyor. Fakat beslenme alışkanlıklarına dikkat edildiğinde kolon kanserinden korunmak mümkün olabiliyor. Central Hospital’dan Gastroenteroloji Uzmanı Prof. Dr. Mehmet Sökmen, “Kanser Haftası” dolayısıyla kolon kanserini önlemede önemli yer tutan beslenmenin püf noktalarını anlattı. Gastrointestinal kanserler (sindirim sistemi kanserleri), bütün kanserler içinde yüzde 20 oranında ölüm sebebi özelliği taşır. Kolon (kalın bağırsak) ve rektum (kalın bağırsağın makata yakın olan bölümü) kanserleri, kansere bağlı ölüm sebepleri arasında 3. sırada yer alıyor. Koruyucu hekimlik diğer bütün hastalıklarda olduğu gibi kolorektal kanserini önlemede ciddî önem taşır. Sağlam kişilerin korunması için 50 yaşını dolduran her ferde kolonoskopi yapılmalıdır. Beslenme de başlı başına önemli bir konudur.

Fazla kırmızı et tüketimi kolon kanseri riskini tetikliyor. Çünkü fazla kırmızı et tüketimi, kanserojen heterosiklik aminlerin ve nitrozaminlerin oluşumuna zemin hazırlayarak kansere yol açabiliyor. Bu sebeple haftalık kırmızı et tüketimi 500 gramdan az olacak şekilde sınırlandırılmalıdır. 

Kalsiyum ihtiva eden besinler kolon kanserine karşı koruyucu etki ile bilinir. Çünkü kalsiyum, kolonda safra ve yağ asitlerini bağlar. Günlük kalsiyum ihtiyacını karşılayabilmek için yeteri kadar kalsiyum alınmalıdır.

Kanserler üzerine yapılan araştırmalar, az posalı gıda tüketen toplumlarda kolon ve rektum kanserlerinin daha yaygın olarak görüldüğünü ortaya çıkarmıştır. Yüksek posalı besinler, daha hacimli atık maddesi oluşturarak kanser yapıcı maddelerin hızla dışkıyla atılmasını sağlar ve kanser riskini azaltır. Bu sebeple kolon kanserine karşı bol posalı besinler tüketmeye özen gösterilmelidir.

Sigara ve alkol tüketimi kolon kanserini tetikleyen önemli sebepler arasında yer alıyor. Aktif kullanıcılar sigara ve alkolü hemen ve kesin olarak bırakmalı, kesinlikle uzak durmalıdırlar.

Serbest radikalleri hızla vücuttan uzaklaştırmasıyla bilinen su, aynı zamanda kanser önleyici etkiye de sahiptir. Bu maddeler böbreklerden idrarla, deriden terle, bağırsaklardan dışkı yoluyla atılır. Bu sebeple her gün günde 2 ile 2,5 litre su tüketilmesi gerektiği unutulmamalıdır.

Yüksek kalori ihtiva eden karbonhidratlarla beslenmenin yanı sıra yetersiz meyve sebze tüketimi de kanserojen özellikteki nitratın nitrite dönüşümüne yol açabilir. Bu dönüşüm ise kanseri tetikleyebilir. Bu sebeple en az bir porsiyon meyve tüketmeye dikkat edilmelidir.

Yapılan araştırmalarda, D vitamini eksikliği olan kişilerin diğerlerine oranla daha fazla kolon kanseri riski taşıdığını göstermiştir. Bu sebeple D vitamini düzeyinin gereken seviyede olmasına dikkat edilmelidir.