Son dönemde polis şiddeti artarken “cezasızlık” da tartışma konusu. Ankara’da B.Ç. ve O.A. isimli yurttaşlar, iki yıl önce polis şiddetine uğradı. “Doğu kökenli oldukları için bu muameleye maruz kaldıklarını” ifade eden B.Ç. ve O.A.’nın şiddete uğradığı anlara ilişkin kamera kayıtları “kayboldu.”
İddiaya göre B.Ç. ve O.A, 21 Ekim 2022’de sokakta sivil kıyafetli iki kişi tarafından omuz atılarak durduruldu. Ardından bu kişiler, B.Ç. ve O.A.’ya kimlik sordu. Bunun üzerine de 7-8 üniformalı polis, B.Ç. ve O.A.’nın yanına geldi. İddiaya göre polisler, B.Ç. ve O.A.’yı ara sokağa götürdü, tartışma da burada büyüdü. Polisler, iki isme de nereli olduklarını sordu, “Siirtli ve Bingöllü oldukları” cevabını aldılar.
Fakat B.Ç. ile O.A., bunun üzerine polislerin kendilerine şiddet uyguladığını ileri sürdü. Karakola götürülen B.Ç. ve O.A. şiddetin burada devam ettiğini öne sürerek nezarethanede bulunan bir polisin, kendilerine “Şunun kalbine elektriği vur, zaten kimse bizden hesap soramaz” dediğini öne sürdü. İki isim de polislerin kendilerine copla vurduğunu, ağır küfürlerle karşılaştıklarını, demir gibi sert bir cisimle sırtlarına vurulduğu ve tokat atıldığını iddia etti. Yaşananların ardından B.Ç., beş gün iş göremezlik raporu aldı, O.A.’nın vücudunda da yaralanmalar tespit edildi.
‘DOĞULUYUZ’ DİYE…
B.Ç. ve O.A., “Doğu kökenli oldukları için bu muameleye maruz kaldıklarını, hatta hastaneye götürülürken ıssız bir yerde polis tarafından tekrar darp edildiklerini” iddia ederek, Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu’na (TİHEK) başvurdu. TİHEK’in başvuru kapsamında yaptığı inceleme kapsamında hem Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’ndan hem de İl Emniyet Müdürlüğü’nden görüşler istendi.
Başsavcılığın gönderdiği görüşte, savcılıkça yaşananlara ilişkin bir soruşturma yürütüldüğü aktarıldı. Bu kapsamda B.Ç. ve O.A.’nın olay günü çıkan tartışmada, “Siz benim kim olduğumu biliyor musunuz, ben devlet adamıyım, Orman Bakanı’nın Özel Kalemiyim. Recep Tayyip Erdoğan’ı arayıp, sizlere benim kim olduğumu göstereceğim. Şimdi telefonla arayacağım, burayı Bingöllülerle dolduracağım” ifadelerini sarf ettiği iddia edildi. Bu sebepten iki ismin de hakaret ettiği ve basit yaralanmaya neden olarak suç işlediği ifade edildi. Ayrıca polisler M.D., F.İ., M.B. ve Y.D.’nin de B.Ç. ile O.A.’yı coplarla darp ettiği, ayrıca küfür edip, “Teröristleri bu ülkede barındırmayız” diyerek hakaret ettikleri kaydedildi. Savcılık, şüpheliler hakkında “görevi yaptırmamak için direnme”, “hakaret”, “basit yaralama” suçlarından iddianame düzenlendiğini de bildirdi. Ankara İl Emniyet Müdürlüğü’nden alınan görüşlerde de “disiplin yönünden kusurlu olabileceği” değerlendirilen dört polis hakkında idari soruşturmanın devam ettiği dile getirildi.
ÇÖZÜNÜRLÜK DÜŞÜK
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nca Altındağ İlçe Emniyet Müdürlüğü’nden olay yerini gören kamera kayıtlarının çözümlemesinin yapılarak tutanak altına alınmasını talep etti. Ancak bu talep yerine getirilmedi. Savcılığın bu talebi yinelemesi üzerine düzenlenen görüntü kaydı tutanağında, “Çankırı Caddesi’ndeki güvenlik kamerasının çözünürlüğünün düşük olduğu ve kayıtlarda bahse konu olaya ait şüpheli hareket gözlemlenmediği” ifade edildi.
‘KAYIT YOK’ BAHANESİ
TİHEK, Ankara İl Emniyet Müdürlüğü’nden üç farklı tarihte, Emniyet Genel Müdürlüğü’nden de 19 Temmuz 2023’te B.Ç. ve O.A. gözaltına alındığı yerlerin kamera kayıtlarını istedi. Ancak kayıtlara ulaşılamadı. Bunun üzerine TİHEK heyeti 7 Temmuz 2023’de Anafartalar Şehit Kamil Arslan Polis Merkezi Amirliği’ne habersiz bir ziyaret gerçekleştirildi. Bu ziyarette B.Ç. ve O.A. ile görevli polis memurlarının Çankırı Caddesi’nde yan yana yürüdüğü anın kamera kayıtlarına ulaşıldı. Yapılan inceleme sonucunda, polis merkezindeki geçmişe dönük kamera kayıtlarının silindiği ve kayıtların muhafaza edilmemesi nedeniyle, olaya dair nezarethane kamera kayıtlarına ulaşılamadı.
ORANTISIZ GÜÇ UYGULANDI
Yaşanan polis şiddetine ilişkin başvuruyu değerlendiren TİHEK, “kötü muamele yasağı ihlali yapıldığına” karar verdi. Oybirliğiyle 23 Kasın 2023’te verilen kararda, B.Ç. ve O.A.’nın söylemlerinin tutarlı olduğu ancak aksi yöndeki iddiaların delilllendirilemediğine vurgu yapıldı. Olaylara ilişkin kamera kayıtlarının sunulmadığına dikkat çekilen kararda, “Başvuranların maruz kaldığı eylem, orantılı güç kullanımıyla uyumsuzdur. Yaralanmanın niteliği, olay yeri ve olayın meydana geliş şekli göz önüne alındığında, polis tarafından yapılan müdahalenin kötü muamele yasağı için aranan eşiği aştığı değerlendirilmiştir” denildi.