Diyarbakır'da yaşayan Fatma Ateş (23), rahatsızlığı nedeniyle geldiği İstanbul'da iki böbreğinin de iflas ettiğini öğrendi. Durumu gittikçe kötüleşen Ateş'e böbreklerini vermek isteyen anne ve babanın organları uyumlu çıkmadı. Umutların tükendiği sırada Fatma'nın imdadına ailenin tek erkek çocuğu lise öğrencisi Mehmet Mansur Ateş (20) yetişti. Yapılan böbrek nakli ameliyatı sonrasında Fatma Ateş kardeşinin böbreği ile yeniden hayata tutundu.
Diyarbakır'ın Bismil ilçesinde yaşayan Fatma Ateş, yaklaşık iki yıl önce börek rahatsızlığı ile mücadele etmeye başladı. Tedavi için İstanbul'a gelen Fatma Ateş'in yapılan kontrollerde iki böbreğinin de iflas ettiği ve çalışma düzeylerinin yüzde 10'un altına düştüğü belirlendi. Doktorlar Fatma'nı ya diyaliz makinesine bağlanması ya da böbrek nakli olması teşhisi koydu. Durumu gittikçe kötüleşen Fatma için önce annesi ardından babası seferber oldu. Ama ikisinin de organları çocukları Fatma'nın böbreğiyle uyumlu çıkmadı. Umutların tükenip diyalize bağlanma hesaplarının yapıldığı sırada Fatma'nın imdadına ailenin tek erkek çocuğu Mehmet Mansur yetişti. Ailesini ikna eden Mansur, doktorlara 'ablasına böbreğini vermeye hazır olduğunu' söyledi. Başta Fatma olmak üzere ailesi Mansur'un böbrek vermesini istemiyordu. Doktorların aile ile Fatma'yı ikna etmesi sonrasında iki kardeş hemen ameliyata alındı. Halkalı Acıbadem Hastanesi'nde yapılan böbrek nakli ameliyatı sonrasında Fatma yeniden hayata tutundu.
Sefaköy'de anneleri ile birlikte teyzesinin evinde kalan abla ile kardeşin bu hayati dayanışması doktorları bile şaşırttı. Ameliyat sonrasında kardeşler doktorların yakın takibine alındı. Böbreğini veren Mansur'un durumunun iyi olması yüzleri daha da güldürdü. Operasyon sonrasında Fatma'nın sağlığına kavuşması ise ailede sevince neden oldu.
'KARDEŞ MANSUR BÜYÜK BİR FEDAKARLIK GÖSTERDİ'
Kardeşlerin böbrek naklini gerçekleştiren Op. Dr. Ercüment Gürlüler de kronik böbrek yetmezliğinin Türkiye'nin en ciddi hastalık sorunlarından biri olduğunu dile getirdi. Mehmet Mansur Ateş'in ablası böbrek yetmezliğiyle kendilerine geldiğinde ya diyaliz ya da böbrek nakli diye iki şansı olduğunu belirten Gürlüler şunları söyledi: "Burada Mehmet Mansur büyük bir fedakarlık gösterdi. Ablasının canına can katıp bir böbreğini ablasına bağışladı. Mehmet Mansur bundan sonraki hayatını normal şekilde idame edebilecek. Bu tür ameliyatlardan sonra vericiler bir iki gün hastanede kalıyor. Alıcılar ise genelde 7-10 gün arasında hastanede kalıyorlar. Bundan sonraki yaşamında Mehmet Mansur normal devam ettiği gibi ablası Fatma da ömrünü normal olarak tamamlayacak, diyalize ihtiyacı olmayacak. Fatma çok genç bir hastaydı. Böbrek naklinden sonra artık bütün hayatını normal olarak devam edebilir, doğum yapabilir, tatile gidebilir, okul hayatına devam edebilir."
'KARDEŞ MANSUR ATEŞ ÇOK İYİ MOTİVE OLDU'
İki kardeşin kontrollerinde bulunan Prof. Dr. Sevgi Şahin, öncelikle iki kardeşin de durumunun iyi olduğunu söyledi. Ameliyat öncesinde hastası Fatma Ateş'in çok endişeli olduğunu dile getiren Şahin, "İki böbrek birden iflas etmişti. Zaten bir böbrek sağlam olsa yeterli oluyor, kişi hiçbir zaman diyalizlik olmuyor, kişiye yetiyor. Ama iki böbrek birden hastalandığı için tahlilleri çok bozulmuştu, üresi çok yüksekti. Böbrekler yüzde 10'un altında çalışmaya başlamıştı. Hastamızı tam diyalizin sınırında yakaladık." dedi.
Yaptıkları kontroller sonrasında Fatma için ya diyalizi bağlama ya da organ nakline karar verdiklerini dile getiren Şahin, "Hastamızın hem geleceği açısından, hem eğitimi açısından ve hem de sosyal hayata yeniden katılımı açısından böbrek nakli onun için en ideal tedavi yöntemiydi." diye konuştu.
Ablasına böbreğini veren Mehmet Mansur Ateş'in çok motive olduğunu belirten Prof. Dr. Sevgi Şahin, "Ne ağrıdan yakındı, ne en ufak bir şikayetten. Birbirlerine destek olan bir aile. Sonuçlarda çok başarılı ve iyi gitti. Hiç diyalize girmeden, hiç damar yol fistülü açtırmadan her şey başarılı bir şekilde sonuçlandı. Böbrek naklinin en yüz güldürücü olduğu durumlar da bunlar zaten. " ifadelerini kullandı.
Mehmet Mansur Ateş'in ablasına böbrek vermesini çok anlamlı bulduklarını dile getiren Şahin, organ bağışı konusunda ülke genelinde çok yetersiz bir durumun mevcut olduğunu dile getirdi.
'ABLAM İÇİN HİÇ DÜŞÜNMEDEN VERDİM'
Ablasına böbreğini veren Mehmet Mansur Ateş ise Diyarbakır'ın Bismil ilçesinde lise son sınıf öğrencisi. Bismil Atatürk Teknik ve Endüstri Meslek Lisesi'nde okuyan Mansur bir aydan fazladır okula da gidemiyor. Ama Mansur, memlekete döner dönmez okuluna devam edip derslerini telafi edeceğini söylüyor.
Ablasının böbreklerinin tamamen iflas ettiğini, tedavi için Bismil'den İstanbul'a gelmesinin ardından öğrendiğini belirten Mansur şunları anlattı: "Doktorlar ablam için ya diyaliz ya da böbrek nakli dediler. Annem ve babamın böbrekleri olmayınca mecburen ailemi ikna edip 'ben vereceğim, inşallah bir sıkıntı olmaz ikimiz de iyi oluruz' dedim. Geldik, verdik. Allah' a çok şükür böbrekler uyuştu, bir sıkıntı yok. İkimiz de iyiyiz. İnşallah daha da iyi oluruz. Daha iyi günler bizi bekliyor. Önce 'sen şaka yapıyorsun' dediler. Dedim ki kimse içimi bilmez. Allah tek bilir veriyorum. Ablam için hiç düşünmeden 'ben veriyorum' dedim. Bir cana can vermek nasıldır, bir kişiyi yeniden hayata bağışlamak gibi oluyor. Allah'a binlerce şükürler olsun iyiyim daha da iyi olacağım. İkimizi daha iyi günler bekliyor."
'KARDEŞİM SAYESİNDE YENİDEN DOĞMUŞ GİBİ OLDUM'
Kardeşinin böbreğiyle yeniden hayata tutunan Fatma Ateş ise adeta yeniden dünyaya gelmiş gibi. Fatma, Sivas Cumhuriyet Üniversitesi Bankacılık ve Sigorta bölümünü bitirmiş ama rahatsızlığından dolayı vermediği derslerinden dolayı diplomasını alamamış. Öncelikle bu dersleri verip diplomayı almayı hedefleyen Fatma, "Sonra ameliyat olduk. Ameliyat olduktan sonra yeniden doğmuş gibiydim. Bir buçuk yıl öncesine gittiğimde hiç nakil olacağını düşünmüyordum. Bir nevi umudumu kesmiştim. Ama kardeşim sayesinde yeniden doğmuş gibi oldum. Ona çok teşekkür ediyorum." dedi.
Hayata tam atılması için biraz daha kendine gelmesi gerektiğini belirten Fatma, "Kafamda çok güzel şeyler var. Öncelikle okulumu bitirmek istiyorum. Şimdi her ne kadar kendimi hazır hissetmesem de işi girmeyi düşünüyorum." diye konuştu.
'İNSANLAR ORGAN BAĞIŞI YAPMASI LAZIM'
İnsanları organ bağışına davet eden Fatma, "İnsanlar gerçekten organ bağışı konusunda çok zayıflar. Her kesin organ bağışı yapması lazım. Çünkü insanlar yılarca diyalizde kalıyor, tek bir böbrek bekliyor kimse organ bağışı yapmıyor. Bunun (organ bağışının) kesinlikle bir zararı yok. Yani bir insana yeniden bir hayat veriyorsunuz, bu çok önemli bir şey." ifadelerini kullandı.
'ÇOCUKLARIM DAHA DA İYİ OLACAK'
Türkçe bilmeyen çocukların annesi Hanım Ateş Kürtçe şunları söyledi: "Çocuklarım daha da iyi olacak. Çok şükür çok iyi geçti. Yaklaşık 2 senedir kızımı hastanelerde dolaştırıyorduk. Böbreğim kızıma olmadı. Tek erkek kardeşi gelip verdi. Burada kız kardeşimin evinde kalıyoruz. Bu hastanede yapılan ameliyat çok başarılı geçti. İnşallah çocuklarım daha da iyi olacak."
CİHAN