Kardeşliğimiz bereketi: Sadaka-yı Fıtır (fitre)

Gücü yeten Müslümanların Ramazan ayının sonunda aile fertlerinin hepsi için ödemekle yükümlü olduğu sadakaya, sadaka-yı fıtır denir. Halk arasında buna “fitre” denmektedir. Esasen Ramazan ayının bereketinden istifade ve onu yaşamanın bir teşekkürü olarak verilen fitre Müslüman için önemli bir uhrevi kazançtır.

SHABER3.COM

Gücü yeten Müslümanların Ramazan ayının sonunda aile fertlerinin hepsi için ödemekle yükümlü olduğu sadakaya, sadaka-yı fıtır denir. Halk arasında buna “fitre” denmektedir. Esasen Ramazan ayının bereketinden istifade ve onu yaşamanın bir teşekkürü olarak verilen fitre Müslüman için önemli bir uhrevi kazançtır.

Fitre emri hicretin ikinci yılında Ramazan orucunun farz kılınmasıyla birlikte gelmiştir. Efendimiz, bir hadislerinde hür, köle, erkek, kadın her Müslüman adına fitre verilmesi gerektiğini bildirmiştir. (Müslim, Zekat 12) Bu hadise dayanarak, Şafii, Maliki ve Hanbelilere göre fitre farzdır. Hanefi mezhebine göre ise fitre vaciptir. Hanefi mezhebinde de vaciple farz arasında yükümlülük açısından fark yoktur.

Fitre ailedeki herkes adına verilir. Yükümlülük açısından kadın kendi fitresini, erkek de kendi fitresini ödemek zorundadır. Ancak birbirlerinin yerine vermelerinde bir mahzur olmaz. Çocuklara gelince şayet kendilerine ait bir mal varsa ondan; yoksa da velileri onların fitresini kendi malından vermelidir.

Fitre vermek için âkil baliğ olma şartı olmadığı gibi, ramazanı oruçlu geçirme ve mukim olma şartı da yoktur.

Fitre niçin verilir?

Fitre bir ibadettir. İbadetler ise Allah emrettiği için yapılır. Allah emreder; kulları da bu emri yerine getirirler. Allah’ın emriyle yapılan bu ibadetlerin ferdi ve içtimai pek çok yararı da vardır. Ancak ibadet faydalar için değil, emredildiği için yapılır ki, ibadetten elde edilecek neticeler yok olmasın.

Fitrenin hikmetleriyle alakalı olarak, sahabenin ilmiyle mümtaz şahsiyeti İbn Abbas (r.a)’ın ifadesiyle, “Resûlullah fitreyi, oruç tutanı an­lamsız ve çirkin davranışlardan temizle­sin, fakirlere de yiyecek bir lokma olsun diye farz kılmıştır” (Müsned, 2/277). İbn Abbas’ın bu değerlendirmesi ele alınmış ve fitrenin namazdaki sehiv secdesine benzeyebileceği yorumu da yapılmıştır.

Fitre ciddi bir sosyal dayanışma kurumudur. Fakir insanlar etraflarındaki kimselerle en azından bayram günlerinde paylaşma zevki yaşarken, aynı zevki veren adına da düşünebiliriz. Zira, farkına varabilenler için vermede büyük bir zevk vardır.

Fitre ne zamana kadar ödenir?

Fitrenin ödeme zamanı fitre verilenini en çok ihtiyaç duyacağı andır. Fitrenin asıl vaktinin bayram günü sabah namazı ile bayram namazı arası olduğu görülmektedir. Ancak günümüzün şartları altında fakirin bayram için o vakitte eline geçen parayla ihtiyacını karşılaması zordur. Bu yüzden en uygunu bayramdan bir-iki gün önce fitreyi ihtiyaç sahibine ulaştırmak, fitrenin manası da düşünülünce daha yerinde bir davranış olacaktır. Kadir gecesinin coşkusu ve bereketi bu konuda bize bir kapı olabilir. Kadir gecesinde veya Kadir gecesi ile bayram arasında fitremizi verebiliriz. Herhangi bir sebeple verilemeyen fitre bayramdan sonra da olsa ödenmelidir. Zira o bir vazife ve borçtur. Ancak fitrenin bayramdan sonraya bırakılması doğru değildir.

Kimler fitre verir?

Hanefi mezhebine göre fitre yükümlülüğü için bayram günü nisab miktarı mala sahip olmak gerekirken, diğer mezheplere göre bu miktar değil, bir insanın kendi temel ihtiyaç malzemelerinden başka malı olan kimse fitre vermekle yükümlüdür.

Biz ne kadar fitre vereceğiz?

Allah Resulü döneminde fitre en çok tüketilen gıda maddelerinden verilirdi ve bu yüzden de ölçü olarak fıkıh kitaplarımızda o zamanın en çok kullanılan ürünleri, arpa, buğday, hurma ve üzüm ölçü olarak alınır.

Ebû Saîd el-Hudrî Hazretleri bu durumu şöyle ifade eder: “Efendimiz devrinde fitreyi yiyecek maddelerinden 1 sâ’ olarak verirdik. O zaman bizim yiyeceğimiz arpa, kuru üzüm, hurma ve keş (yağı alınmış pey­nir) idi” (Buhârî, Zekât 74). Fitre bu gıda maddeleri esas alınarak verilebileceği gibi, her bölgenin yaygın olarak tükettiği gıda maddeleri üzerinden de verilebilir. Fitre bu gıda maddelerinin asıllarından olabileceği gibi günümüz insanlarının ihtiyaçları da göz önüne alınarak para olarak da verilebilir. Hatta ihtiyacın çok olması ve fakirlerin dilencilik yapmaktan kurtarılması için para vermenin daha faziletli olacağı da söylenebilir.

Fitresini para olarak verecek olan kimselerin, alt sınır olarak hadiste geçen gıda maddelerinin 1 sa’ (3 kg. kadar) ücretini fitre olarak hesap etmeleri mümkündür.

Bunun yanında bir fakirin günlük yemek ihtiyacının tespit edilmesi ve bunun ücretinin verilmesi de uygundur. Ancak bu, hadisteki en ucuz gıda maddesi olan arpanın ücretinin altına düşmemelidir. Alt sınır yakalandıktan sonra fazla verilen fitreler konusunda bir mahzur yoktur. Bunlar fazladan sadaka yerine geçer.

Esasen herkes kendi fitre miktarını kendisi de hesaplayabilir. Bir insan kendi ailesinin günlük ortalama gıda harcamalarını hesaplayarak buna göre fitresini verebilir. Zira, Kur’ân’da yemin kefaretinin anlatıldığı ayette, “çoluk çocuğunuza yedirdiğiniz orta halli yemek çeşidinden on fakir doyurmak” (Maide Suresi, 5/89) ifadesi geçmektedir ki, bu aynı zamanda bize bir ölçü vermektedir.

Fitre kime verilir?

Zekat verilebilecek kimselere fitre de verilir. Burada fitre verenler yakından başlamak üzere en çok ihtiyaç olan yerleri düşünecek ve fitresiyle toplumsal gelişmeye bir katkıda bulanmayı öne alacaktır. Müslümanlar hayır adına verdikleri zekat ve sadakaların nereye, hangi ellere gittiğine ve ne amaçlarla harcandığına da dikkat etmelidir. Hiç kimse, fitresinin birisinin içki sofrasına gitmesini istemez, istememelidir.

HİKMET.NET
<< Önceki Haber Kardeşliğimiz bereketi: Sadaka-yı Fıtır (fitre) Sonraki Haber >>
ÖNE ÇIKAN HABERLER