Tutuklu bulunan gazeteciler için Silivri'de devam eden umut nöbetine Today's Zaman Yazı İşleri Müdürü Celil Sağır ile Zaman gazetesi yazarı Nurullah Öztürk devam etti. Gazetecilerin neyle suçlandığını dahi bilmeden içerde olduklarını belirten Celil Sağır, "2016 yılına gireceğiz ama hala gazeteciler içeride. Üstelik neyle suçlandıklarını dahi bilmeden içerideler. Bu daha da acı bir durum." dedi. Nurullah Öztürk de, bazı gazeteciler yalakalığı tercih ederken bazıları ise eksi 10 derece özgürlük ve demokrasi mücadelesi verdiğini dile getirdi.
MİT TIR'ları haberlerinden dolayı cezaevinde bulunan Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar ile gazetenin Ankara temsilcisi Erdem Gül ve tutuklu gazetecilerin serbest bırakılması için Silivri'de başlatılan umut nöbetine Today's Zaman Yazı İşleri Müdürü Celil Sağır ile Zaman Gazetesi Yazarı Nurullah Öztürk devam etti. Today's Zaman Yazı İşleri Müdürü Celil Sağır, "Biz nöbeti daha umutlu devraldık diyelim daha umutluyuz. Dün Nokta Genel Yayın Yönetmeni Cevheri Güven, Yazı İşleri Müdürü Murat Çapan'ın yanı sıra Jinha Haber Ajansı Muhabiri Vildan Atmaca serbest bırakıldı. Hapisteki 3 gazeteci arkadaşımız özgürlüklerine kavuşmuş oldu. İçeride olan arkadaşlarımız için bu eylemi bütün meslektaşlarımızla bu eylemi sürdüreceğiz. Bu sadece gazetecilerin bir eylemi de değil. Bu bir demokrasi mücadelesidir. Çünkü özgür basının olmadığı bir yerde gerçek demokrasiden bahsedilemez. Bizim mücadelemiz aynı zamanda bir demokrasi mücadelesi ve halkın haber alma hürriyetinin mücadelesi. Çünkü özgür basın yoksa gazeteciler içerideyse insanların haber alma hakkı da ellerinden alınmış demektir. Burada bugün hava soğuk ama önemli değil önemli olan bizim burada bulunmamız bu mücadeleyi sürdürmemiz. İçerideki arkadaşlarımızın bir an önce özgürlüklerine kavuşmasını diliyoruz. Bu ülkemiz adına utanç verici bir durum. Bizim böyle bir eylemi yapmamız bile Türkiye adına utanç verici bir durum. 2016 yılına gireceğiz ama hala gazeteciler içeride. Üstelik neyle suçlandıklarını dahi bilmeden içerdeler. Bu daha da acı bir durum. İnsanların tutuksuz yargılanması esastır biz biran önce bunun devreye girmesini istiyoruz. Türkiye'nin uluslararası gazetecilik örgütleri tarafından verileri pek iç açıcı değil. Yarı özgür ülkeler ve özgür olmaya ülkeler konumundayız. Gerçekten bunları haketmiyoruz. Biran önce bunların tersine çevrilmesi gerekiyor bu tablonun tersine çevrilmesi içinde gazeteciler olarak elimizden geleni yapacağız." şeklinde konuştu.
Zaman gazetesi yazarı Nurullah Öztürk de şöyle konuştu: "Arkamızda bulunan binada özgürlükleri gasp edilmiş, özgürlükleri kısıtlanmış arkadaşlarımız bulunuyor. Bunların tek yaptıkları şey mesleklerini yapmak kamuyonu aydınlatmak hakikati ortaya çıkarmaktı. Fakat bu hakikatlerin gerçeklerin ortaya çıkartılmasından rahatsız oldu. Bu rahatsız olanlarda arkadaşlarımızı bu arkadaki binaya tıktılar. Biz burada eksi 10 derece bu arkadaşlarımıza ve tüm Türkiye'nin demokrasi ve özgürlük mücadele sine destek vermek amacıyla nöbeti devraldık. Bugün her onurlu, bağımsız ve özgür düşünebilen insanın kendisine sorması gereken soru şudur: Dreyfus'un yanında bir Zola mı olmak mı istiyoruz. Yoksa kendisine uzatılan kemiğe uzatılan kemiği yalayan yalaka mı olmak istiyoruz? Bunun kararını vermesi gerekiyor. Bazıları yalaka olmayı tercih ediyor. Bazıları da eksi 10 derece iyi günde kötü günde bu ülkenin AB standartlarında ekonomik, özgürlük, demokratik standartlarında AB'deki ve dünyanın en gelişmiş demokrasilerindeki insanların yaşam standartlarına sahip olmak için mücadelesini veriyor. Bu mücadeleyi verirken kendi özgürlükleri pahasına bu mücadeleyi veriyor. Bu çokta günlük güneşlik mücadele değil."
CİHAN