İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca, Orta Doğu'nun aktif gazetecilerinden Washington Post yazarı Cemal Kaşıkçı'nın katledilmesiyle alakalı yürütülen soruşturma kapsamında hazırlanan ve duruşmaya sevk edilen ikinci iddia belgesinde sansasyonel ayrıntılara yer veriliyor.
İddia Belgesinde, soruşturma kapsamında daha evvel hazırlanan iddia belgesi kapsamında 20 maznunun suçlamasının hali hazırda İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesinde sürdüğü anlatıldı.
Hadisenin kapsam ve niteliği, suçun işleniş şekli dikkate alınarak, ispatları yok etmek veya isteyerek öldürme eylemine doğrudan katılmak ve azmettirmek suretiyle iştiraki bulunan süpphelilerin tespiti emeliyle soruşturmaya devam edildiğine vurgu yapıldı.
İddia Belgesinde, bu soruşturmada da Kaşıkçı'ın boğularak öldürülmesi ve cesedinin parçalanarak yok edilip ortadan kaldırılmasına doğrudan katılmak suretiyle "planlayarak ve canavarca hisle işkence sürükleterek isteyerek öldürme" suçunu işlediği iddiasıyla şüpheliler Sultan Yahya A. Abdulbari ve Yasir Halid B. Salman hakkında soruşturma açıldığı ifade edildi.
İddia Belgesinde, soruşturmada kanıtların tespiti ve bir araya gelebilmesi için başkonsolosluk binası, evi ve araçlarında yapılacak arama ve analizlerle alakalı olarak Suudi Arabistan Krallığı yetkilileri ile muhtelif yazışma ve görüşmeler reelleştirildiği belirtildi. İddia Belgesinde, bunun neticesinde 9 Ekim 2018'de söz mevzusu işlemlerin yapılması yönündeki notaya rağmen analizlerin yalnızca gözle reelleştirilmesine izin verildiği kaydolundu.
"CİDDİ DİRENİŞ VE YASAKLAMALARLA KARŞILAŞILDI"
İddia Belgesinde, biyolojik materyaller ile parmak izi araştırması, vücut izi ve biyolojik yıkıntıların kimyevi yöntemlerle aranması, luminol kimyevi madde ile kan izi aranarak örnekler alınması şeklindeki tahlil için değerlendirme yapılacağının belirtilmesi üzerine 9 Ekim 2018'de alınan duruşma kararına rağmen tahlil işlemlerinin hakikatleştirilmesinin olası olmadığı aktarıldı.
İki ülke makamları tarafından sürdürülen görüşmelerde varılan uzlaşma neticesinde konsolosluk yetkililerinin 15 Ekim 2018'de mevzubahisi işlemlerin yapılmasına izin verdiği aktarılan iddia belgesinde, duruşma kararları ile konsolosluk binasında 15 Ekim 2018'de başlayıp 16 Ekim 2018'de sona eren, ev ve araçlarda 17 Ekim 2018'de başlayıp 18 Ekim 2018'de sona eren arama, luminol akışkan ve UV ışık kaynağı ile analizler yapıldığı kaydolundu.
İddia Belgesinde, alakalı yasa maddeleri uyarınca "mülkilik" prensibi ve Viyana Konsolosluk İlişkilerine Dair Sözleşme hükümleri dikkate alınarak Suudi Arabistan yetkililerinden arama ve tahlil izni arz edildiği belirtilerek, "Suudi yetkililer, yapılan görüşmelerde ciddi direniş ve yasaklamalar çıkarmasına rağmen cumhuriyet başsavcılığımızın ısrarlı arzları sonucunda gecikmeli olarak verilen izin sonrasında ilk arama ve el koyma işlemi 15 Ekim 2018 tarihinde yapılabilmiştir. Bu nedenle vakada yetkili soruşturma makamının mantıklı sürede görevini yerine getirdiği, ancak konsolosluk ülkesi yetkililerince ciddi direniş ve yasaklamalarla karşılaşıldığı açıktır." denildi.
İSPATLARI KARARTAN ŞÜPHELİLER
Arama ve analizlerin yapılmaya başlandığı 15 Ekim 2018'den önceki tarihlerde, aralarında kanıtların silinmesi, yok edilmesi ve karartılması için Türkiye'ye geldiği tespit edilen şüpheliler Ahmed Abdulaziz M. Aljanobi, Halid Yahya M. Alzahrani, Muhammed İbrahim A. Alzaid ve Obaid Ghazi A. Alasaadi hakkında "suç kanıtlarını yok etme, saklama veya değiştirme" suçundan soruşturma başlatıldığı anlatılan iddia belgesinde, kuşkuluların ülkeye giriş-çıkış tarihlerine ayrıntılı olarak yer verildi.
İddia Belgesinde, maktul Cemal Kaşıkçı'nın konutluluk işlemlerini başlatmak üzere 28 Eylül 2018'de Fatih Belediye Başkanlığına başvuru için gittiklerinde, burada konutluluk için bekar olduğuna dair evrak alması gerektiği söylendiği anlatılarak, Kaşıkçı'nın buna müteakip aynı gün nişanlısı Hatice Cengiz ile Suudi Arabistan Krallığı İstanbul Başkonsolosluğuna gittiği belirtildi.
Burada Hatice Cengiz'in dışarıda beklediği, saat 10.04 sıralarında Başkonsolosluğa giren maktul Cemal Kaşıkçı'nın bekar olduğuna ilişkin evrak arzıyla alakalı işlemler için şüpheli Sultan Yahya A. Abdulbari ile görüştüğü ifade edilen iddia belgesinde, burada kendisine işlemlerinin yetişmeyeceği mazeretiyle 2 Ekim 2018'de buluşma verildiği kaydolundu.
ÖLDÜRME TASARISI İÇİN SUUDİ ARABİSTAN'A GİTMİŞLER
İddia Belgesinde, maktulun 2 Ekim 2018'de tarihinde konsolosluğa tekerrür geleceği hususunda haklarında daha önce "Planlayarak ve canavarca hisle işkence sürükleterek isteyerek öldürme suçuna azmettirmek" kabahatinden dava açılan Suudi Arabistan Krallığı yetkilileri Ahmet Bin Muhammed El Asiri ve Saud Al Kahtani tarafından bilgi edinildiği aktarıldı.
Bunun üzerine maktul Kaşıkçı'nın Suudi Arabistan'a getirilmesi, kabul etmemesi ve getirilememesi halinde öldürülmesi için harekete geçildiği anlatılan iddia belgesinde, Mansour Othman M. Abu Hussain'a verilen direktif üzerine Suudi Arabistan'da misyon yapanlardan 15 şahsiyet bir takım oluşturulduğu vurgulandı.
Yapılan görüşmeler sonrasında, Suudi Arabistan İstanbul Başkonsolosluğunda ataşe olarak çalışan maznunlar Yasir Halid B. Salman ile istihbaratçı Ahmed Abdullah A. Almuzaini'nin, İstanbul'daki hareket stilini tanımlamak, icra edilecek eylemin yer, zaman ve konumunu tanımlayıp tasarılama yapmak ve zorunlu bilgileri almak emeliyle Suudi Arabistan'a çağırıldıkları kaydolundu.
İddia Belgesinde, Suudi Arabistan'a yapılan tasarılama sonrasında oluşturulan ve önceki soruşturma sonrasında haklarında iddia belgesi düzenlenen 15 kişilik takım ile bu çalışmaya katılmak üzere 29 Eylül 2018 tarihinde Suudi Arabistan'a giden Ahmed Abdullah A. Almuzaini ve Yasir Halid B. Salman'ın, maktulun Suudi Arabistan İstanbul Başkonsolosluğuna gideceği 2 Ekim 2018 günü orada olmak üzere gruplar halinde harekete geçtikleri ifade edildi. İddia Belgesinde, haklarında daha evvel dava açılan 18 maznun ile mevzubahisi 2 kuşkulunun, maktulun başkonsolosluğa gelmesinden önce zorunlu hazırlıkları bitirdikleri anlatıldı.
KUŞKULUNUN, KAŞIKÇI'YI ARAMASI
İddia Belgesinde, 2 Ekim 2018 günü Londra'dan dönen maktul Kaşıkçı'nın aynı gün nişanlısı olan müşteki ile beraber iken cep telefonu ile saat 11.20 sıralarında şüpheli Sultan Yahya A. Abdulbari'yi arayarak operasyonlarının hazır olup olmadığını sorduğu, kuşkulu Abdulbari'nin "Buyrun dokümanlarınız hazır, almaya gelin. Saat 13.00'de sizi bekliyoruz" dediği aktarıldı.
Söz mevzusu tarihte başkonsolosluğa giren maktulün, Başkonsolosun 2. katta bulunan odasına davet edildiği belirtilen iddia belgesinde, burada Kaşıkçı'ya Suudi Arabistan'a dönüp dönmeyeceğinin sorulduğu ve hakkında geri dönmesi için Interpol'den emir olduğu, yargı kararı bulunduğunun söylendiği anlatıldı.
İddia Belgesinde, burada hakkında rastgele bir dava olmadığını söyleyen Kaşıkçı'dan oğluna ileti yazmasının istendiğini ancak maktulun bunu kabul etmediği ifade edildi.
Kaşıkçı'nın, odada bulunan şüpheliler tarafından bölmesine izin verilmeyip ağzının kapatıldığı, karşı koymaya çalışsa da bunu başaramadığı ve boğularak öldürüldüğü bildirilen iddia belgesinde, cesedinin parçalanarak başkonsolosluk binasından çıkarıldığı kaydolundu.
Olaydan sonra haklarında daha önce iddia belgesi düzenlenen 18 maznunun hadise günü değişik gruplar halinde İstanbul'dan parçaladıkları belirtilen iddia belgesinde, şüpheli Yasir Halid B.Salman'ın 3 Ekim 2018'de, şüpheli Sultan Yahya A. Abdulbari'nin ise 29 Eylül 2019'da Suudi Arabistan'a gittiği vurgulandı.
İddia Belgesinde, kuşkulu olarak yer alan bu iki kişinin, haklarında dava açılan 18 maznunla beraber hareket ederek hadisenin tüm detayları ile alakalı tasarı ve iş bölümü yaptıkları suçun işlenmesine aktif ve işlevsel bir şekilde katkıda bulundukları vurgulandı.
İddia Belgesinde, bu iki kuşkulunun suça doğrudan katıldıkları ve ortak kontrol alanına aldıkları maktul Kaşıkçı'yı boğarak öldürdükleri ve bu suretle "planlayarak ve canavarca hisle işkence sürükleterek isteyerek öldürme" suçunu işledikleri belirtildi.
ARAMANIN YAPILDIĞI TARİHTEN EVVEL KANITLAR YOK EDİLDİ
İddia Belgesinde, konsolosluk binasında, evinde ve araçlarında yapılan arama ve hadise yeri tahlillerine rağmen cinayetten sonra ispatları yok etmek emeliyle Türkiye'ye gelen şüpheliler Ahmed Abdulaziz M. Aljanobi, Halid Yahya M. Alzahrani, Muhammed I·brahim A. Alzaid ve Obaid Ghazi A. Alasaadi tarafından kanıtların yok edilmesi sebebiyle maktulun cesedi veya cesede ait rastgele bir iz veya emare bulunamadığı kaydolundu.
Konsolosluk binası, evi ve araçlarında tasarlanan detaylı ve kapsamlı aramanın, Suudi yetkililer tarafından değerlendirme yapılacağı belirtilerek 9 Ekim 2018'de asıllaştırılamadığı anlatılan iddia belgesinde, bundan sonra, arama ve analizlere başlandığı,15 Ekim 2018'den önceki tarihlerde suç kanıtlarını yok etmek ve saklamak emeliyle bir takımın Türkiye'ye geldiği aktarıldı.
İddia Belgesinde, şunlar kaydolundu:
"Suça ilişkin ispatları ortadan kaldırmak emeliyle bu takımın Cumhuriyet Başsavcılığımız tarafından yapılacak olan biyolojik materyaller ile parmak izi araştırması, vücut izi ve biyolojik yıkıntıların kimyevi yöntemlerle aranması, luminol kimyevi madde ile kan izi aranarak örnekler alınması şeklindeki arama ve tahlil işlemi sırasında rastgele bir kanıtın elde edilememesi için zorunlu çalışmaları yapmak ve dolayısıyla suç kanıtlarını saklamak, silmek, yok etmek ve karartmak emeliyle ülkemize geldikleri tespit edilmiştir."
Şüpheliler Ahmed Abdulaziz M. Aljanobi ve Halid Yahya M. Alzahrani'nin 11 Ekim 2018'de, öteki şüpheliler Muhammed İbrahim A. Alzaıd ve Obaid Ghazi A. Alasaadi'nin 10 Ekim 2018'de Türkiye'ye giriş yaptıkları ve 18 Ekim ile 21 Ekim tarihleri arasında ise Suudi Arabistan'a geri döndükleri aktarılan iddia belgesinde, şüphelilerin Türkiye'de bulundukları süre içerisinde Suudi Arabistan İstanbul Başkonsolosluğu binası ve evinde kanıtların silinmesi, yok edilmesi ve karartılmasına yönelik teknik çalışmalar yaptıkları vurgulandı.
İddia Belgesinde, kuşkuluların Kaşıkçı'nın öldürülmesinden sonra yapılacak biyolojik materyaller ile parmak izi araştırması, vücut izi ve biyolojik yıkıntıların kimyevi yöntemlerle aranması, luminol kimyevi madde ile kan izi aranarak örnekler alınması şeklindeki arama ve tahlil işlemi sırasında rastgele bir kanıtın elde edilememesi için çalışma yaparak suç kanıtlarını silip yok ederek ispatları kararttıkları kaydolundu.