Katalonya Özerk Bölgesi’nde 5,3 milyon seçmen sandığa davet edildi. Bütün Avrupa'nın da dikkatle izlediği seçimlerde Katalan Parlamentosu'nun 135 sandalyesinin yeni sahipleri belirlenecek.
Seçim kampanyası boyunca liderlerinin hapiste ya da sığınmacı olması da Katalan halkının daha da bilenmesine, iki halk arasındaki bölünmenin daha da derinleşmesine yol açtı. Eski Başkan bağımsızlık yanlılarının lideri Carles Puigdemont 4 arkadaşıyla birlikte Brüksel'de kaçak, 2 ayrılıkçı lider ise İspanya'da tutuklu.
Seçimler ülkenin yanısıra, başarısız bağımsızlık adımı atan Carles Puigdemont ve Başbakan Marina Rajoy’un da siyasi geleceğini belirleyecek.
"Nazi", "faşist", "Frankist" gibi sert söylemlerin, tehditlerin ve kişisel hakaretlerin havada uçuştuğu seçim kampanyası sona erdi, taraflar son sözlerini söyledi.
Liderlerinin tutuklu ya da kaçak olması, Katalan halkını daha da öfkelendirdi, ülkede yaşanan bölünme kampanya boyunca daha da derinleşti. Bağımsızlık yanlıları seçimleri kazanmaları durumunda tutuklu ve aranan liderler hakkındaki tüm davaların kaldırılmasını istiyor hatta bunun zorunlu olduğunu savunuyor.
Ayrılıkçı "Katalan için Birlikte/Junts per Catalunya" adlı listenin başında yer alan Katalan Özerk Yönetimi eski Başkanı Carles Puigdemont, geçtiğimiz Salı günü, Belçika'dan video konferans yoluyla, Barselona'da Gracia mahalellesinde dev bir ekrandan Katalan halkına seslendi. Puigdemont, "Burada vereceğiniz karar ‘ülke mi kazanacak, Mariano Rajoy mu?’ sorusunun da yanıtı olacak. Bu bir kişi ya da politika meselesi değil onur ve demokrasi meselesidir. Bu Katalan meşru hükümetinin yeniden kurulması meselesidir," dedi.
Rajoy ise, "Bu seçimler hem Katalonya, hem İspanya, hem de tüm Avrupa için çok önemli sonuçlar içerecek," diye konuştu.
Aynı gün, Katalonya'nın ikinci büyük partisi Katalonya Cumhuriyetçi Sol Parti (ERC) de, hapisteki liderleri Oriol Junqueras'ı anmak için sembolik olarak Estremara Cezaevi'nin önünde miting yaptı.
Sonuçlar birbirine yakın
Kampanya sonunda yapılan anketler 'ayrılıkçılar' ile 'birlik yanlılarının' başabaş yarıştığını ortaya koyuyor. Seçimlerin az farkla favorisi olarak görünen ayrılıkçılar, seçimlerden zaferle çıkmayı umuyor. Birlik yanlıları ise sessiz çoğunluğun oylarını alarak kazanma umudunu taşıyor. Ancak üçüncü bir ihtimal ise, sonuçların bu kadar birbirine yakın olması hiçbir partinin parlamentoda salt çoğunluğu elde edememesi ve krizin daha da derinleşmesi sonucunu da doğurabilir. Seçimlere 7 liste katılıyor. Bu listelerden 3’ü ayrılıkçı, 3’ü birlik yanlısı. Eğer anketlerde görüldüğü gibi sandıktan birbirine çok yakın bir sonuç çıkarsa 7’inci liste kilit parti konumuna ulaşacak.
Andorra gazetesi El Periodic d'Andorra'nın yayınladığı son ankete göre, eğer 3 ayrılıkçı liste blok yaparsa, parlamentoda 67-68 sandalye kazanıyor. Buna göre, ayrılıkçı Cumhuriyetçi Sol (ERC) 36-37 sandalye, Puigdemont'un liste başı olduğu Katalonya için Birlikte (JpC) 26-27, radikal sol Halk Birliği listesi (CUP) ise 5-6 sandalye elde ediyor.
İspanya'nın birliğini savunan karşı kampta ise merkez liberal hareket Ciudadanos (C's) 31-32, sosyalistler (PSC), 20-21 ve Rajoy'un desteklediği muhafazakar Popüler Parti (PP) 4-5 sandalye kazanıyor.
7’inci liste anahtar parti olabilir
Rakamlar birbirine bu kadar yakın olunca, ne ayrılık ne de birlik yanlılarını desteklemeyen Radikal sol 'Catalunya en Comu Podem' (CECP) sonucu belirleyen 7. Liste, kilit parti olma hayali kuruyor.
Eğer bağımsızlık yanlıları yeniden kazanırlarsa iktidarda kalabilmek için anlaşma yolunu seçmeye hazırlanıyor. Ancak bir önceki seçimlerde ittifak yaparak iktidara gelen ERC ve JpC bu sefer ayrı olmayı seçti.
Bu durumda eğer hiçbir parti hükümet kurmayı başaramazsa, Katalan yasalarına göre otomatik olarak Nisan ayında yeniden seçimlere gidilmesi ihtimali doğacak.
3 aylık krizin kronolojisi
6 Eylül: Katalonya Parlamentosu, 1 Ekim'de bağımsızlık referandumu yapılmasını öngören yasayı kabul etti.
1 Ekim: Bağımsızlık referandumu yapıldı. Evet oyları yüzde 90.18 oranıyla ezici zafer elde etti. Ancak katılım yüzde 43 oranında kalınca referandumun meşruiyeti sorgulandı. Seçim günü yaşanan şiddet olaylarında polis 850 sivili yaraladı.
10 Ekim: Katalan Özerk Yönetimi lideri Carles Puigdemont, bağımsızlık ilan etti ancak referandumun uygulamasını askıya aldı.
11 Ekim: Madrid Hükümeti, bu girişimin Anayasa'ya aykırı olduğunu belirterek Katalan Hükümeti'ne bağımsızlık talebinden vazgeçmesi için 8 gün süre verdi.
21 Ekim: İspanya Başbakanı Mariano Rajoy, Bakanlar Kurulu'nu olağanüstü toplayarak, yerel hükümetin görevden alınmasını ve parlamentonun dağıtılmasını düzenleyen Anayasa'nın 155'inci maddesini işleteceklerini açıkladı.
27 Ekim: Katalonya Parlamentosu tek taraflı olarak bağımsızlık ilan eden deklarasyonu kabul etti. Aynı gün İspanya Senatosu'nun da onayıyla Başbakan Rajoy Katalonya hkümetini ve parlamentoyu feshetti, 21 Ekim'de de erken seçimlere gidileceğini duyurdu.
30 Ekim: Katalan Hükümeti Başkanı Carles Puigdemont, 4 arkadaşıyla birlikte Fransa üzerinden Belçika'ya kaçtı.
2 Kasım: Polis 9 Katalan yöneticiyi göz altına aldı, yargı Carles Puigdemont hakkında Avrupa çapında arama emri çıkardı.
11 Kasım: On binlerce bağımsızlık yanlısı Barselona'da yürüyerek liderlerinin serbest bırakılmasını istedi.
5 Aralık: Madrid yargısı Puigdemont ve 4 arkadaşı hakkındaki arama emrini kaldırdı.