ZÜLFİKAR DOĞAN - AHVALNEWS.COM
20 Aralık 2018 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanan Cumhurbaşkanı Erdoğan imzalı, 481 sayılı kararla özelleştirme kapsamına alınan, Askeri Fabrikalar Genel Müdürlüğü’ne bağlı Tank ve Palet Fabrikası’nın 25 yıllığına Katar ortaklı BMC’ye devri, Türkiye siyasetinin ana gündem maddelerinden birisi haline geldi.
Tepki ve eleştirilerin başında, ilk kez stratejik önemde bir askeri tesisin özelleştirilmesi ve bunun Türkiye’nin ulusal güvenliği açısından yaratacağı sakıncalar gelirken, Ana Muhalefet Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan dokuz soruya yanıt istedi.
Cumhurbaşkanlığı kararında; “özelleştirmenin işletme hakkının devredilmesi yöntemiyle uygulanması, işletme hakkı süresinin 25 yıl olması” yer alırken, özelleştirme ve işletme hakkı devri için “ihale açılması” öngörülüyor.
Açılacak ihaleye başvuracak teklif sahiplerinde, savunma sanayii tesisi işletme deneyimleri, mali durumlarının yeterliliği ve Özelleştirme İdaresi Başkanlığı’nca (ÖİB) istenecek diğer hususlarda “ön yeterlilik” aranması, Cumhurbaşkanı kararında yer alıyor.
Özelleştirme sürecinin en geç 19 Aralık 2019’a kadar tamamlanmasını içeren Cumhurbaşkanı kararına rağmen, Erdoğan 13 Ocak’ta AKP Sakarya Belediye Başkan adaylarının tanıtımı öncesinde katıldığı “BMC Gelecek 50 Yıl” toplantısında, Tank Palet Fabrikası işletme hakkının 25 yıl süreyle BMC Otomotiv A.Ş’ye verildiğini açıkladı.
Erdoğan böylece kendi imzasını taşıyan karara karşılık, Tank Palet Fabrikasının “ihalesiz-rekabetsiz-başka şirketlere duyuru, davet yapılmaksızın, teklif alınmaksızın” AKP’ye ve Erdoğan’a yakınlığı bilinen ve kısa süre öncesine kadar AKP Merkez Karar ve Yönetim Kurulu (MKYK) üyesi olan Ethem Sancak’ın şirketi BMC’ye devredildiğini ilan etti.
Milli İmkânlarla Modern Tank Projesi, 2007 yılında başlatıldı. O dönemde Başbakan olan Erdoğan başkanlığındaki Savunma Sanayii Müsteşarlığı (SSM) Savunma Sanayii İcra Komitesi, Altay Tank Geliştirme ve Seri Üretim Projesi’ni Koç Holding’e bağlı Otokar’a vermişti.
Ali Koç’un başında olduğu Otokar, dokuz yıla varan yoğun bir AR-GE çalışması sonrasında, yurt içi ve yurt dışından 100 dolayında şirket ile yan sanayii, yedek parça, tasarım, teknoloji transferi vb. çalışmalarını yürüterek Altay Tankı’nın prototipini üretti, MÜSİAD Savunma Fuarı’nda 2016 yılında sergiledi.
250 adet tankın seri üretimini öngören Milli Tank projesiyle ilgili nihai önerisini SSM’e ileten Otokar’ın, onay verildiği takdirde 18-22 ay içerisinde seri üretime geçecek aşamaya geldiği Ali Koç tarafından açıklandı.
Ancak SSM tarafından 29 Ağustos 2016’da Otokar’a yapılan bildirimde, Koç Holding-Otokar teklifinin reddedildiği, tank tedariki için ihale açılacağı duyuruldu. SSM’nin Otokar’ı reddettiğinin açıklanmasıyla birlikte, ekonomi ve siyaset kulislerine Altay Tank Projesi’nin Ethem Sancak’ın BMC’sine verileceği söylentileri yayıldı.
Nitekim BMC, Otokar ve Nurol Holding’e bağlı savunma sanayii şirketi FSSN’in katıldığı ihalenin sonucu 25 Nisan 2018’de açıklandı ve 3.5 milyar dolarlık 250 adet Milli Tank Altay üretimi ihalesini BMC’nin kazandığı duyuruldu.
1964 yılında İzmir’de kurulan BMC, ağır ve hafif ticari, otobüs, minibüs, kamyon vb. araç üretimiyle otomotiv piyasasındaki en köklü kuruluşlar arasındaydı.
Forbes’un en zenginler listesinde bir dönem ilk 30 arasında yer alan Çukurova Holding’in sahibi Mehmet Emin Karamehmet’e ait olan BMC, Karamehmet’in 2001 Bankacılık krizi sonrasında üç bankasına (Yapı Kredi, Pamukbank, İnterbank) el konulması ardından Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu’na (TMSF) geçti.
Türkiye’nin ilk ve en büyük GSM operatörü Turkcell’in de sahibi olan Karamehmet’e ait Türkiye’nin en büyük Digital yayın platformu Digitürk, bünyesinde Akşam, Güneş, SkyTürk, Show TV gibi gazete, televizyon ve çok sayıda dergiyi, radyoyu barındıran Turkmedya da bu el koyma sonrasında TMSF bünyesine alındı.
AKP ve Erdoğan hükümetleri döneminde hızla büyüyen Ethem Sancak ve sahibi olduğu ES Yatırım A.Ş. önce Çukurova Holding’in medya kuruluşlarını TMSF’den “ihalesiz” olarak 64 milyon dolara satın aldı. TMSF, Digitürk’ü de yine ihalesiz olarak Katarlı beIN Sports’a sattı.
Sancak, TMSF’nin 30 Nisan 2014’te 985 milyon TL bedelle satışa çıkarttığı BMC’yi, tek katılımcı olarak girdiği ihalede, muhammen bedelin de 234 milyon TL altında, 751 milyon liraya satın aldı.
2 Mayıs 2014’te kesinleşen satışın hemen sonrasında Sancak, 2 Haziran 2014’te BMC’nin yüzde 50 hissesini, Katar Silahlı Kuvvetleri Endüstri Komitesi’ne (Quatar Armed Forces Industry Committee) satarak Katarlılarla ortak oldu.
BMC, Sancak-Katar ortaklığına dönüştükten sonra, Emniyet Genel Müdürlüğü’nden, Türk Silahlı Kuvvetlerinden art arda yüzlerce Zırhlı Personel Taşıyıcı (ZPT), Kirpi Mekanize Silahlı Zırhlı Araç, Toplumsal Olaylara Müdahale Aracı (TOMA) siparişleri alarak, hızlı şekilde büyüdü.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin de aralarında olduğu çok sayıda AKP’li belediyeden, yüklü sayıda şehir içi belediye otobüsü siparişleri BMC’ye yağdı.
Geçtiğimiz yıl ocak ayında, Erdoğan’ın “babayiğit arıyorum” dediği, 3 milyar dolarlık “Yerli-Milli Otomobil” projesinde de Sancak ve Katarlı ortakları BMC ile yer aldı.
3.5 milyar dolarlık Milli Tank Altay ihalesini kazandıktan sonra, BMC’ye Sakarya –Karasu’da yeni fabrika için arazi tahsis edildi. Ayrıca, stratejik yatırım kapsamında vergi, gümrük, ithalat muafiyetleri, enerji, altyapı teşvikleri, devlet destekleri içeren süper teşvikler sağlandı.
Ancak yapımına başlanan fabrika inşaatı geçtiğimiz aylarda durdu. Önce bunun “ekonomik sıkıntıdan kaynaklandığı” yorumları yapılırken, 20 Aralık’ta yayınlanan Cumhurbaşkanı Erdoğan imzalı kararla, aynı bölgede 1 milyon 804 bin 131 metrekare alan üzerinde 1975 yılından bu yana faaliyet gösteren Askeri Tank Palet Fabrikası’nın 25 yıllığına ihalesiz ve bedelsiz olarak BMC’ye devredilmesinin önü açıldı.
Üstelik kararda ihale sürecinin 19 Aralık 2019’a kadar tamamlanması öngörülürken, özelleştirme ve işletme hakkı devri, 15 günde alelacele bitirildi.
Oysa üç yıl önce Altay’ın ilk prototipini geliştiren ve seri üretime hazır olduklarını açıklayan Ali Koç, 2016’da SSM’in nihai kararını beklerken "Çok büyük bir sıkıntı, problem olmadığı takdirde, bizim bütün testlerimiz başarılıdır, beklentilerimizin üzerinden performeye sahip. Bunu ben söylemiyorum silahlı kuvvetlerimiz söylüyor. Böyle bakıldığında bunun başka bir firma tarafından yapılması, projeyi en az üç ila beş sene erteleyecektir. Bizim görüşümüz, ülkemizin çıkarı için, hem maliyet açısından hem hız hem de performans açısından, bunu Otokar'ın üretmesi herkesin hayrınadır diye düşünüyorum" diyordu.
Özelleştirme kararı sonrası, tesislerde çalışan Türk Harb-İş Sendikası üyesi binlerce işçi karara tepki göstererek, protesto eylemleri gerçekleştirdi. Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar askeri fabrikaya giderek işçilerle görüştü. Akar, işçileri ve sendika temsilcilerini herhangi bir özlük hakkı kaybı olmayacağı, TSK’nın acilen 40-50 Altay tankına ihtiyacı olduğunu belirterek ikna etmeye çabaladı.
Protestolar sırasında konuşan Harb-İş Sendikası Sakarya Şube Başkanı Yaşar Yavuz, fabrikanın TSK için stratejik öneme sahip olduğunu belirterek "Savunma sanayisinde, tüm birliklerimizin paletli ihtiyaçları bu fabrika tarafından karşılanmaktadır. Orada çikolata üretmiyoruz, bu ülkenin milli değerlerinin savunuyoruz" dedi.
1974’teki Kıbrıs Barış Harekâtı sırasında, TSK envanterindeki ABD menşeyli T-60 tanklarının ABD’nin silah ambargosuna takılması, parçalarının verilmemesi üzerine, 1975 yılında TSK-Askeri Fabrikalar Genel Müdürlüğü tarafından kurulan Tank Palet Fabrikasının arazisini, Sakarya halkı o dönemde TSK’ya hibe etmişti.
Yavuz, Sakaryalılar tarafından para toplanarak Kara Kuvvetleri Komutanlığı'na hibe edilen bir malın, yasalar uyarınca hibecilerin rızası olmadan başkasına devredilemeyeceğini savunuyor. Sendika Başkanı Yavuz “Bu tesisin 25 yıllığına şahıslara altın tepsiyle sunulması ne kadar doğrudur. Bu toprakları birilerine hibe etmek ne kadar doğrudur? Biz Altay tankını üretmek adına tüm hazırlıklarımızı yapmışken, hiç tecrübesi olmayan, bu işten anlamayan ve alakası olmayan birilerine bu fabrikayı vermek ne kadar doğrudur?” sorularını gündeme getiriyor. MSB Akar’ın özlük hakları güvencesine de tepki gösteren Harb-İş Şube Başkanı “Sayın Bakanımız, ‘Çalışan arkadaşlarımızın özlük hakları korunacak’ dedi. Biz bunu SEKA’da da gördük, Türk Telekom’da da gördük. Özlük hakları denildiğinde size bir seçenek sunuluyor; ‘Alan firmayla çalışmıyorsanız, özlük hakkını al git’ diyorlar, özlük hakkından kasıt bu” dedi.
2013’te, 1 milyar 150 milyon Euro tutarındaki Milli Savaş Gemisi (MİLGEM) ihalesini Koç Holding’e bağlı RMK Marine kazanmıştı. SSM ile sözleşme imzalayan Koç Grubu’nun kazandığı bu ihale, daha sonra aralarında Erdoğan’a yakın Mete Kalkavan’ın da yer aldığı bazı işadamlarının, Başbakanlığa “İhalede yeterli rekabet olmadı, biz çağrılmadık” şikâyetleri üzerine, Başbakan Erdoğan tarafından iptal edilmişti.
O dönemde “ihale olmadı, ihalede yeterli rekabet olmadı” diyerek, MİLGEM ihalesini iptal eden Erdoğan, Tank Palet Fabrikası’nda ise “ihalesiz-bedelsiz 25 yıllık devri” eleştirenlere, usulsüz olduğunu öne sürenlere tepkili.
Erdoğan, BMC Gelecek 50 Yıl toplantısında şöyle konuştu;
“Tank Palet Fabrikası'nda çalışan kardeşlerim başta olmak üzere, kimsenin CHP'nin yalanlarına itibar etmediğini biliyorum. Öncelikle fabrikamızın satılması kesinlikle söz konusu değil. Buna inananlara üzülüyorum. Kusura bakmasınlar Tayyip Erdoğan böyle bir yola bugüne kadar tevessül etmemiştir, bundan sonra da etmez. Bu CHP zihniyeti neyin satılacağını, neyin işletmeye alınacağını anlamaz.
Burada yapılan iş özelleştirme değildir. İşletme hakkının belirli kısıtlamalar dâhilinde BMC'ye devridir. BMC Teknoloji Üssü, tüm etaplarıyla faaliyete geçtiğinde 10 bin kişiye istihdam sağlayacak. Ülkemiz ekonomisine 5 milyar dolarlık katma değer oluşturacağını düşünüyoruz. Katar ve pek çok ülkeye 1 milyar dolarlık yıllık ihracat yapmayı planlıyoruz.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Küresel sermaye olarak değerli dostum Katar Emiri Şeyh Temim'e şükranlarımı sunuyorum. Burada bir Katar ve Türkiye iş birliği var. Bu iş birliği gerçekten iki ülkenin kazan- kazan esasına göre geleceğe yönelik örnek bir adımıdır” dedi.
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu “Hiçbir devlet askeri fabrikalarını yabancılara peşkeş çekmez, bu 20 milyar dolarlık askeri fabrika yahu!” diyerek, Erdoğan’ın yayınladığı özelleştirme kararıyla, söylediklerinin farklı olduğunu savundu. CHP lideri “Yazdığına mı, söylediğine mi inanalım? Yalan söylemek devleti yönetenler için ayıp değil mi?” deyip, Erdoğan’a şu dokuz soruyu yöneltti:
“Özelleştirme işlemleri için komisyon değer tespiti yapmış mıdır? Komisyon değer tespiti yaptıysa bu değer kaç lira? Fabrikanın özelleştirme işlemleri için ihale komisyonu oluşturuldu mu? İhale yapıldı mı, ne zaman ve nerede?
Hangi usule göre ihale yapıldı? İhaleye kaç firma teklif verdi, verilen teklifler nelerdir? İhaleyi alan şirkete üretim ve satış garantisi verilmiş midir? Fabrikada çalışan askeri personel özelleştirmeden sonra çalışmaya devam edecek mi?
Devam edeceklerse, askerlerimiz ihaleyi alan Katar firmasının emrinde mi çalışacaktır? Tank palet yapacak BMC şirketinin yüzde 49.9'u Katarlılara kaça satıldı? Bu özelleştirmede bir ihale yapılmadıysa sebebi nedir?”
CHP ve İYİ Parti Sakarya Milletvekilleri Engin Özkoç ve Ümit Dikbayır işletme hakkı devrinin de özelleştirme olduğunu, devrin ihalesiz ve bedelsiz yapılmasının “görevi kötüye kullanmak ve ihaleye fesat karıştırmak” anlamına geldiğini savundular.
CHP’li Özkoç “Bir zamanlar Suriye ile aramız iyiydi, birden bozuldu. Katar'la da aramız bozulursa ne olacak? Türk ordusuna, Türk işçisine, Türk girişimcisine güvenmeyip askeri fabrikamızı Katar ordusuna teslim etmek hangi mantığa sığar? Yarın Katarlılar, yüzde 50 hisselerini Yunanistan’a ya da Türkiye’nin dostu olmayan bir başka ülkeye satarsa ne olacak?” diye sordu.
TSK envanterindeki Leopard T1 ve T2 tanklarının yanı sıra M52 tank modernizasyonunun da yapıldığı tesislerde, TSK’nın tüm paletli araç gereksinimi karşılanıyor. Şu ana kadar ayrıca Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı harekâtlarında yaygın şekilde kullanılan 280 Fırtına Obüsü, 70 Poyraz Mühimmat Nakil Aracı, gündüz ve gece görüş dürbünlerinin üretimi de bu fabrikada gerçekleştirilmiş durumda ve TSK siparişleri doğrultusunda üretim devam ediyor.
Devir işlemi ile BMC ve ortağı Katar Ordu Şirketine, her şeyiyle işleyen, üreten ve binlerce deneyimli personeli bulunan, TSK’dan siparişleri hazır bir tesis, 25 yıllığına verilerek, Sancak ve Katarlı ortağı, sıfırdan fabrika kurmaktan, milyonlarca dolarlık yeni yatırım yükünden kurtarıldı.
3.5 milyar dolarlık tank siparişi alan BMC, bu üretimi İzmir’deki ya da inşaatına başladığı ve durdurduğu yeni fabrikada yapmaya kalksaydı en az iki-üç yıllık bir yatırım süreci gerekecekti.
Bir anlamda bu işletme devrini, Erdoğan’a hibe ettiği 500 milyon dolarlık Süper Lüks VIP uçağın karşılığında, Katar Emiri Şeyh Temim’e 20 milyar dolarlık bir tank fabrikası hediye ederek teşekkür olarak da yorumlamak olanaklı.
Ayrıca, geçen yıl ağustos ayındaki döviz ve kur krizi sırasında Katar Emiri Temim’in vaat ettiği 15 milyar dolarlık doğrudan yatırımla ilgili henüz ortada hiçbir şey yokken, BMC’deki yüzde 50 payla devralınan 20 milyar dolarlık tesislerden dolayı, 10 milyar dolar Katarlıların cebinde kaldı. BMC’ye verilen 3.5 milyar dolarlık tank siparişi de bonusu!