Siyasetçi Yazar Kemal Burkay, hükümetin Abdullah Öcalan'ı fazla büyüttüğünü, çok büyük bir rol verdiğini belirterek "Yani bir sihirli değnek gibi gördü. Öcalan bir sihirli değnek değil. Sorun Kürt sorunudur." dedi.
PKK'nın silahlara dayanarak bir oldu, bitti oluşturmak istediğini dile getiren Burkay, PKK'nın süreci sabote ettiğini; hükümetin ise krizi yönetemediğini, gerilimin ortaya çıkmasında olumsuz bir rol oynadığını ifade etti. "Dün halk savaşı diye kırlar boşaltıldı; şimdi halk savaşı diye kentler boşaltılıyor." diyen Burkay, "Kentler yaşanmaz hale geldi, cehenneme döndü. İnsanlar fırsat bulunca terk ediyorlar ve haklı, çünkü orası yaşanmaz hale geldi. PKK peki bunu niçin yapıyor, Kürt halkı için mi yapıyor? Kürt halkı için değil, bu Kürt halkına çok büyük zarar veriyor. Onun için PKK'ya bunu niye yaptığını sormak lazım." ifadelerini kullandı.
'AK PARTİ KAYBETTİKLERİNİ GERİ ALDI AMA GERİLİM YATIŞMADI'
Cihan Haber Ajansı (Cihan) muhabirinin sorularını cevaplayan Burkay, bölgede yaşanılanlar için bugüne birden bire gelinmediğini söyledi. Ayak seslerinin 7 Haziran seçimleri öncesi görüldüğünü vurgulayan Burkay, şunları kaydetti: "Önce Suruç olayları yaşandı. O büyük bir olaydı, onu kim düzenledi hala aydınlığa kavuşmuş değil. İki polisin öldürülmesi, arkasından Ankara olayları. Ankara olaylarını da IŞİD yaptı söylendi ama arkasında kim vardı, onlarda henüz netleşmedi. 7 Haziran seçim öncesi Diyarbakır mitingine bomba kondu. Bunlar çok ciddi provokasyonlardı. Bingöl'de olaylar oldu, başka olaylar oldu. Daha 7 Haziran seçimleri öncesi görülüyordu ki birileri ortamı germek istiyor. Seçimler bitti, HDP barajı aştı, bu önemli bir başarıydı. Ama olaylar durulmadı. Ok yaydan çıktı, devlet-hükümet de buna operasyonları başlattı. Böyle olmayabilirdi, eğer iki taraf da soğukkanlı, sorumlu davransaydı. Devlet-hükümet, PKK-HDP kesimi eğer sorumlu davranmasaydı işler buraya varmazdı. HDP bakımından büyük başarı vardı, 80 milletvekili. Koalisyon kurulamadı, hükümet seçim sonuçlarını sindiremedi, AK Parti liderleri bunu sindiremedi. Eğer o dönem bir koalisyon kurulsaydı bu gerilim böyle büyümeyebilirdi. Ne yazık ki öyle olmadı yeni bir seçime gittik. Bu seçimde AK Parti kaybettiklerini geri aldı ama öte yandan doğan gerilim yatışmadı, tam tersine büyüdü. Başlayan operasyonlar tırmanarak bugün yaşadığımız manzarayı yarattı. Bu manzara hiç de hoş bir manzara değil. Şehirler bir yangın yerine döndü. Benim endişem de buydu."
PKK SİLAHLARI BIRAKSA BİLE KÜRT SORUNUNUN ORTADAN KALKTIĞI ANLAMINA GELMEZ
Türkiye'nin Suriye'ye dönme riski olduğunu daha önce söylediğini belirten Burkay, şöyle devam etti: "Bu bir yandan Suriye politikasına belki yanlış bir biçimde bulaşmaktan geliyor. Bir yandan da içerde krizleri çözememekten, bir bakıma gerilimi büyütmekten geliyor. Bunun böylesine şeylere yol açabileceği, komplikasyonlara yol açabileceği, krizlere yol açabileceği o dönemden belliydi. Sağduyu çağrıları ne yazık ki birşeye yaramadı. Hükümeti şunun için eleştirdim. Bir Kürt sorunu var. Sadece mesele PKK'nın silahları meselesi değil. Böylesine basit şekliyle bakmamak lazım. PKK yarın silahları tümden bırakabilir, hatta tümden sahneden çekilebilir ama bu Kürt sorununun ortadan kalktığı anlamına gelmez, çözüldüğü anlamına gelmez. Hükümet bence Öcalan'ı fazla büyüttü, çok büyük bir rol verdi. Yani bir sihirli değnek gibi gördü. Ben bunu çeşitli konuşmalarımda, yazılarımda dile getirdim. Öcalan bir sihirli değnek değil. Sorun Kürt sorunudur. Öcalan diyebilir, örgüt üzerinde etkili olabilir, nitekim oldu. Bir dönem cezaevlerinde açlık grevleri oldu ve Öcalan müdahalesiyle bunlar kapandı. O arada Öcalan'ın rolü bir kez daha abartıldı. Yani Öcalan ne söylerse PKK yapar; PKK da zaten Kürt siyasi hareketidir; o ve uzantıları öyle bir bakış. Bunlara Öcalan söyler, onlar da silahı bırakır mesele biter. Mesele bitmez halbuki. Çünkü devrede başka aktörler de var. Kürt halkı PKK'dan ibaret değil. Başka siyasi örgütleri var, aydınları var, Hak isteyen bir kitledir ve büyük bir kitledir. Kürt sorununu çözmediğiniz sürece PKK'nın ehlileştirilmesi eğer mümkünse, kaldı ki onun da o kadar kolay olmadığı görülüyor, tek başına işe yaramaz. PKK silah bıraksa bile Kürt sorunu çözülmüş olmaz. Ne yazık ki bunu anlatamadık."
PKK SÜRECİ SABOTE ETTİ; HÜKÜMET İSE KRİZİ YÖNETEMEDİ
"Devlet kanımca hendekler kazılmaya başladıktan sonra müdahale etti ama daha öncesi var." diyen Burkay, şu ifadeleri kullandı: "O asayiş birlikleri kurmak, silahlarını sınır ötesine götüreceğine aksine sınırın bu tarafına şehir merkezlerine aktarmak çok olumsuz şeyler yaşandı o dönemde. Diyarbakır'ın ortasında PKK'ya bağlı olan bir takım unsurlar kimlik kontrolleri yapıyorlardı. Buna benzer çok şeyler. Doğal olarak bunlar olmaz. Çünkü o bölge herhangi bir anlaşma uzlaşma sonucu PKK'ya bırakılmış değil. Eğer Kürtlere bir öz yönetim, demokratik özerklik hakkı tanınacaksa bunun için bir uzlaşma gerekiyor. Şimdi bunlar yok, silahlara dayanarak bir oldu-bitti yaratmak olacak şey değil. Çok yanlış bir tutum. Üstelik bunlar barış sürecinin içinde yapılıyor. PKK bir bakıma süreci sabote etti. Hükümet ise krizi yönetemedi ve gerilimin ortaya çıkmasında olumsuz bir rol oynadı."
PKK'NIN YAPTIKLARI KÜRT HALKININ YARARINA DEĞİL ZARARINA
Eğer görüşmeler olmuşsa Dolmabahçe mutabakatının neden tanınmadığını soran Burkay, tanınmayınca ortaya bir güven sorununun da çıktığını anlattı. "PKK ne yaptığını biliyor mu? Hendek kazarken, buralara silah depo ederken, gençleri bu şekilde sokak savaşlarına iterken. Bu Kürt halkının yararına mı; bence değil." diyen Burkay, şunları söyledi: "PKK savaşı, yangını Kürt kentlerine taşıdı. Bir de daha öncesi var 80'li yılların sonu ve 90'lı yıllar var. PKK o zamanda bütün bölgeyi kurtarıyorum falan diyordu; çok büyük iddialarda bulunuyordu. Ne oldu sonuç, sonuçta Öcalan Suriye'den çıkarıldı, yakalandı, İmralı'ya kondu, pişmanlık dile getirdi ve bütün o tahriklerini terk etti. PKK da buna 'evet' dedi. Şaşılacak birşeydi, yani herkes şaşırdı. 4 bin köy boşalmıştı, milyonlarca insan göç etmişti, niçin? 50 bin insan ölmüştü, niçin peki? Yanlış mı yapıldı? Bir yanlış uğruna mı bütün bunlar oldu?
Şimdi kentler boşalıyor, dün halk savaşı diye kırlar boşaltıldı, şimdi halk savaşı diye kentler boşaltılıyor. Kentler yaşanmaz hale geldi, cehenneme döndü. İnsanlar fırsat bulunca terk ediyorlar ve haklı, çünkü orası yaşanmaz hale geldi. PKK peki bunu niçin yapıyor? Kürt halkı için mi yapıyor? Kürt halkı için değil, bu Kürt halkına çok büyük zarar veriyor. Bu bölgeyi boşaltmak demek Kürt kentlerini boşaltmak demektir, olacak şey değil. Onun için PKK'nın bunu niye yaptığını sormak lazım. Başta PKK'ya bunu herkesin sorması lazım, biz soruyoruz. Halk da artık tepki gösteriyor. Bu yanlış politikaya, yanlış uygulamaya Kürt halkı da tepki gösteriyor."
PKK'NIN İÇİNDE İRAN, SURİYE, ERGENEKON, TÜRK DERİN DEVLETİ ETKİLERİ VAR
"İşin içinde başka unsurlar var." diyen Burkay, şöyle konuştu: "PKK yönetimi dediğimiz şey kimdir? Öcalan mıdır, Kandil midir, siyasi plandaki aktörler midir? Bunlar arasında bile birlik var mı? Bence PKK'nın tek bir merkezi yok ve söz birliği de yok. Bir karar oluşturulacak, merkezi politika oluşturulacak ve herkes bunu izleyecek; böyle bir durum yok. PKK'nın içinde birçok etken var. HDP'de de bütünlük yok. Farklı görüşler var. Bazıları Kandil'deki gibi şahinler gibi düşünüyor, bazıları tam tersine. Kandil'deki etkilerde farklı yönlerden geliyor. İran'ın, Suriye'nin ve bizzat geçmişten kalan Ergenekon'un etkileri var, Türk derin devletinin etkileri var. Şimdi devreye başkaları da girdi; mesela Rusya girdi. Rusya nasıl etkiler, bilmiyorum. Hatta bir Amerika girdi devreye. Diyelim ki güya PYD'yi destekliyor, koruyor. Bu kadar etkili dış etken içerisinde PKK'nın manevra yaparken, karar alırken bir bütünlük içinde hareket etmesi mümkün değil. Orda da bir bütünlük yok. O yüzden PKK'nın bu politikalarını makul bulmak, akla yatkın bulmak mümkün değil. Birçok el PKK'da rol oynuyor. Onun içinde yapılanlar, yapılması gereken şeyler değil. Kimin işine yarıyor, bunu sormak lazım. Kürt halkının mı işine yarıyor? Hayır. PKK'nın izlediği politikalar bir tek Kürt halkının işine yaramıyor. Onun dışında bir takım çevrelerin işine yarıyor. Bunlar çok farklı çevreler." CİHAN