YÜKSEL DURGUT
AİHM Büyük Dairesi, Türkiye'de onbinlerce KHK mağdurunu ilgilendiren öğretmen Yüksel Yalçınkaya davasında karar vermek için toplandı. Hükumeti savunan Adalet Bakanlığı Daire Başkanı Hacı Ali Akgül, AİHM'nin suç saymadığı ByLock, sendika üyeliği ve Bank Asya hesabının terör örgütü üyeliği için yeterli olduğunu öne sürdü.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin 17 hâkimden oluşan Büyük Dairesi, Türkiye’de çok sayıda mağduru ilgilendiren KHK’lı öğretmen Yüksel Yalçınkaya davasında karar vermek için toplandı. Bold Medya, Strasburg’taki gelişmeleri duruşmanın yapıldığı AİHM’deki Büyük Daire salonundan takip ediyor.
Türkiye’de 15 Temmuz sonrası çıkartılan OHAL ile yürürlüğe konulan Kanun Hükmünde Kararnamelerle (KHK) kamu görevlerinden ihraç edilen 100 binlerce insanın geleceğini ilgilendiren kararın verileceği ilk duruşma Avrupa İnsan Hakları mahkemesinde bu sabah başladı. 17 üyeden oluşan Büyük Daire yargıçları sabah Avrupa saati ile 9:15’de başlayan duruşma için kalabalık bir izleyici topluluğunun önünde yerlerini aldı.
Yalçınkaya davasının ilk bölümünde AKP Hükümeti adına Adalet Bakanlığı İnsan Hakları Dairesi Başkanı Hacı Ali Açıkgül ile Yalçınkaya’nın avukatları Heymans ve Vande Lanotte savunma yaptı. Savunmaların ardından hakimler taraflara sorular sordu ve 20 dakika ara verildi.
Hükümet tarafı, AİHM’nin suç saymadığı ByLock, sendika üyeliği ve Bank Asya konularının üzerini kapatıp, Yalçınkaya’nın terör örgütü üyeliğinden mahkum edildiği yönünde savunma yaptı.
DURUŞMAYI İRLANDALI BAŞKAN YÖNETTİ
Yüksel Yalçınkaya başvurusunun Büyük Daire’de görülmeye başlaması bu tür davalar için önemli bir gelişme olarak görülüyor. Büyük Daire, AİHS’nin uygulanması ciddi sorunlar içeren başvurulara bakmakla görevli. Bu davanın 17 farklı ülkeden yargıç önünde görülmesi, ciddi suçlamaların olduğunu da gösteriyor. Sabah başlayan duruşma da her iki tarafın avukatlarının yanı sıra Avrupa’da yaşayan birçok izleyici salonu doldurdu. Türkiye’yi iki yabancı Avukatın da temsil ettiği duruşma başkanlığını İrlanda’dan Siofia O’Leary yönetti. İlk olarak Türkiye tarafı savunmasını yaparak başladı.
Mahkeme Başkanı, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne ilk başvuru 17 Mart 2020 tarihinde yapıldığını ve 19 Şubat 2021’de ise Mahkeme Türk Hükümetine, cevaplaması için bazı sorular gönderdiğini söyleyerek, davanın 3 Mayıs 2022 tarihinde bu önemli duruşmayı Büyük Daire lehine devrettiğini anlattı.
HÜKUMET TEMSİLCİLERİ AİHM’NİN DELİL SAYMADIĞI BYLOCK’U KANITLAMAYA ÇALIŞTI
Ardından Türkiye Hükümeti adına söz alan Hacı Ali Açıkgöl, söz alarak Bylock hakkındaki sorulara cevap vermeye çalıştı. Açıkgöl, ByLock kullanmanın suç olduğunu kanıtlamaya çabaladı. Açıkgöl ve diğer avukatlar, ByLock’un Hizmet Hareketi üyelerince kullanıldığını, üyelik için yeterli bir kanıt olduğunu iddia etti. Yalçınkaya’nın avukatları Heymans ve Vande Lanotte ise Yalçınkaya’nın ihraç sürecini ve ByLock’un yasa dışı bir
Hizmet Hareketi’ne üyelik iddiasıyla yürütülen soruşturmalar kapsamında yargılanan ve 672 sayılı KHK ile ihraç edilen Yüksel Yalçınkaya, Bylock kullanımı, yasal bir banka olan Bank Asya’ya para yatırma, KHK ile kapatılan yasal bir sendika ve derneğe üyeliğinin yanı sıra bir tanığın ifadesi sonrası 6 yıl 3 ay hapis cezasına çarptırıldı. Yargıtay tarafından cezası 30 Ekim 2018’de onaylanan Yalçınkaya, bir yıl sonra Anayasa Mahkemesi’ne başvurdu. AYM, Yalçınkaya’nın bireysel başvurusunu reddederek AİHM’e başvuru yolunu açmıştı.
Yalçınkaya’nın adil yargılanma, toplantı ve dernek kurma özgürlüğü ve özel ve aile hayatına saygı haklarının da içinde olduğu başvurusu karar için AİHM Büyük Dairesi’ne havale edilmişti. Başvurunun Sözleşme ve Protokoller ve genel yapısal sorunları ilgilendiren ciddi ihlalleri içerdiği için Büyük Daire tarafından daha kapsamlı bir şekilde 17 yargıç tarafından incelenmeye başladı.
Ceza yargılamalarının yanı sıra KHK ile ihraç davaları açısından da olumlu bir gelişme olan bu duruşmanın karara bağlanması ise zaman alıyor.
AİHM, AKP hükümetine “Başvurucunun adil yargılanıp yargılanmadığını”, “ByLock’la ilgili, Hizmet Hareketi üyelerince kullanıldığı sonucuna varılmasına yol açan sebeplerin neler olduğunu”, “ByLock delillerinin nasıl ve kim tarafından toplandığı, nasıl muhafaza edildiği”, “Bylock!a ilişkin deliller yasal şekilde elde edilmiş midir?”, “Başvuranın davasına bakan mahkemeler ‘bağımsız ve tarafsız’ mıdır?”, “Türk hukukunda, başvuranın davasına bakan ulusal mahkemeler üzerindeki baskıya karşı hangi güvenceler mevcuttur?” ve “Başvuranın davasına bakan ulusal mahkemeler bağımsız mıdır?” şeklindeki bazı soruları yazılı olarak daha önce iletmişti.
AİHM, 15 Temmuz sonrası AKP hükümetinin yüzbinlerce insanı terör örgütü üyeliğine delil olarak gösterdiği yasal bir banka ve sendikaya üye olmak, herkese açık bir haberleşme programını kullanmanın ‘terör örgütü üyeliği’ suçlamasına nasıl delil yapıldığını da sorgulanıyor.
Duruşma saat 11’de sona erdi ve Mahkeme başkanı bir sonraki duruşmanın ne zaman yapılacağını daha sonra açıklanacağını söyleyerek duruşmayı kapattı.
AİHM: BYLOCK TUTUKLAMAYA YETERLİ DEĞİL
Hukukçular, 17 hâkimden oluşan Büyük Mahkeme’nin Türkiye aleyhine karar vermesi durumunda, Türkiye’de hukuksuz şekilde yargılanan Hizmet Hareketi’ne üyelik iddiasıyla yürütülen davaların etkileneceğini söylüyor. AİHM, daha önce Hizmet Hareketi üyelerine yöneltilen ByLock ve TCK’nın 312. maddesinden yapılan terör örgütü üyeliği yargılamalarında hukuksuzluklar yapıldığına hükmederek, hak ihlali kararları verdi. AİHM, ByLock’un tutuklamaya yeterli bir delil olmadığına hükmetmişti.