AKP Hükümeti’nin hazırladığı Yargı Reformu Strateji Belgesi’nin içeriğini oluşturup, 38 madde ve 15 ayrı kanunda değişiklik öngören kanun teklifi, 2 Ekim’de getirildiği Meclis gündeminde görüşülmekte. Taslak metinde öne çıkan maddelerden biri Kanun Hükmünde Kararnameler (KHK) ile kamu görevinden ihraç edilenlerin pasaport başvurusu yapabilecek olması oldu.

OHAL döneminde yayımlanan KHK’lerle kamu görevinden ihraç edilen 130 binin üzerindeki kişinin pasaportlarına el konulmuştu. Yapılan düzenlemede ise, haklarında herhangi idari veya adli soruşturma veya kovuşturma bulunmayanlar, kovuşturmaya yer olmadığına, beraatine, ceza verilmesine yer olmadığına, davanın reddine veya düşmesine karar verilen KHK ile kamu görevinden ihraç edilenler pasaport başvurusu yapabilecek.

Fakat düzenlemeye göre bu kişilere kolluk makamlarınca yapılacak soruşturmaya göre İçişleri Bakanlığı’nca pasaport verilebilecek.

KHK ile görevlerine son verilen akademisyenlerden olan Esra Ergüzeloğlu ve Atilla Güney söz konusu bu düzenlemeye dair konuştu.

Mezopotamya Ajansı'nda yer alan habere göre KHK’lerle her türlü yurttaşlık hakları ellerinden alınan akademisyenlerin haklarını kullanamaz hale geldiklerini dile getiren Esra Ergüzeloğlu, seyahat özgürlüklerinin de bunların bir parçası olduğunu ifade etti. Ergüzeloğlu, "Toplumda bir çeşit ‘sivil ölüm’ denilen, ötekileştirilen, ayrımcılığa uğrayan kişiler var. Yargı paketinden de çıka çıka pasaportla ilgili düzenleme çıktı. Pasaport, seyahat hakkımız. Bu ülkede yaşadıkları acıları başka bir ülkeye giderek bir nebze de olsa unutmak isteyenler var. Sağlık hakkını kullanmak için gitmek isteyenler var. Bunun da ötesinde yurtdışında bir iş bulmuşken KHK da ismi çıkıp tekrar yurda dönemeyenler var. Çünkü buraya döndüklerinde onlarda aynı şekilde 'sivil ölü' kategorisine girecekler” dedi.

Pasaport almak isteyen KHK’lilerden beraat etmiş veya tahliye olmuş olmaları gibi çeşitli kriterlerin istendiğine dikkat çeken Ergüzeloğlu, bu duruma “Bu kriterler üzerinden üstüne üstlük bir de İçişleri Bakanlığı inceleme yapacak. İçişleri Bakanlığı uygun görürse bir düzenleme olacak.  İçişleri Bakanlığı adli bir kurum değildir. İnsan haklarıyla ilgili bir karar vermeye yetkisi yoktur. İçişleri Bakanlığı'nın bu yetkisi anayasanın üstünde bir yetkidir” sözleriyle tepki gösterdi.

Bu nedenle de yapılan düzenlemeyi “hak kayıplarını görmezden gelmek için yapılan küçük bir oyun” olarak gördüğünü söyleyen Ergüzeloğlu, şunları ekledi: “Umarım Meclis’teki diğer partiler akli selim bir tarzı düşünerek bu düzenlemeden vazgeçerler. Şartsız, şurtsuz KHK’lilerin pasaport hakları dahil olmak üzere diğer bütün haklarının iade edilmesi gerekmektedir.” 

Akademisyen Atilla Güney ise, iktidarın son on yıldaki yasama ve yürütme uygulamalarının endişe verici olduğunu ifade etti.

Anayasayı hiçe sayan bir hükümetle karşı karşıya olduklarını dile getiren Güney, ihraç edilen kamu emekçilerinin, yurtdışı yasaklarının kaldırılması ve pasaportlarının geri verilmesine yönelik düzenlemelerin hala çok ciddi muğlaklıklar taşıdığını vurguladı.

Kamu personellerinin davaları düşse bile pasaport iadesi ve yurtdışına çıkışlarının tamamen idareye bırakıldığını söyleyen Güney, “Hali hazırda bir kamu personeli olmadığım için hangi koşullarda ve nasıl bir süreç izleyerek pasaportumu alacağımı bilmiyorum. Bunun haklarımızın iadesi anlamına gelen bir paket olduğundan bahsetmek de pek mümkün değildir" dedi.