Kılıçdaroğlu, Halk TV'de Uğur Dündar ile Halk Arenası programında, yayın öncesi yaşanan arbedeye değinip, yaşananların 24 Haziran korkusu olduğunu öne sürerek, Türkiye'nin 25 Haziran'da güzel bir Türkiye'ye uyanacağını söyledi.
Halkın gücüyle 24 Haziran'dan sonra Türkiye'nin yönünü demokrasiye çevireceğini ifade eden Kılıçdaroğlu, özgürlük isteyen gençlerin mutlaka sandığa gitmeleri ve oy kullanmaları gerektiğini söyledi.
Kılıçdaroğlu, seçim sonuçlarına ilişkin doğru ve kesin bilgileri kendilerinin vereceğini aktararak, şöyle konuştu:
Millet İttifakını oluşturan tüm partiler, meslek kuruluşları artı gönüllü kuruşlar bir araya geldik, bütün sandıkların güvenliğini sağladık. Özellikle sorunlu olan 30 bin sandık var, onların üzerinde durduk. Bütün sandıklarda gerekli güvenliği sağladık. Sandıklar konusunda hiç tereddüt etmesinler, sandık güvenliği sorununu çözeceğiz, yurttaşlarımız hiç endişelenmesinler. Alınacak sonuçlar değerlendirilecek ve hızla genel merkeze ulaştırılacak ve kamuoyu ile paylaşılacak. Sandık görevlilerinin hepsine gerekli eğitimler de verildi.
'GEREKİRSE BEDEL ÖDEYECEĞİZ'
Kılıçdaroğlu, genel merkez ve bütün illerde seçim izleme koordinatörlüğü oluşturduklarını belirterek, "Eğer bir algı operasyonuna başvurulursa bunu çıkıp kamuoyuyla paylaşacağız. Demokratik olarak ne gerekiyorsa onu yapacağız. Öyle pabuç bırakmayacağız. Çünkü demokrasi kolay elde edilen bir şey değil. Demokrasiyi kazanmak için bazen bedel ödemek gerekir, gerekirse bedel ödeyeceğiz. Demokrasi konusunda asla gerim adım atmayacağız, kararlı, yürekli daha ileriye yürüyeceğiz. Daha çok demokrasi isteyeceğiz. demokratik kuralları kendi ülkemize getireceğiz" diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, kendisine ve CHP Cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce'ye "Bay" şeklinde hitap ettiğinin hatırlatılması üzerine Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:
'ORTADOĞU'YA BARIŞ DİYORUM'
Ben ona ne söyleyeyim? Ne derse desin. Kaybedeceğini gösteriyor. Kısır kavgaların içine bizi çekmek istiyor. Kısır tartışma çekişmelere girmeyeceğim. Bu ülkenin insanlarına bir vizyon koyuyorum bir gelecek vaat ediyorum. İyi bir eğitim, kadın erkek eşitliği, Orta Doğu'ya barış diyorum. O bana, 'Bay Kemal' diyor. Ne derse desin ama öz güveni varsa yürekli adamsa çıkar karşıma tartışırız. Benim karşıma çıkmaya cesaret edemiyor niye arkamdan konuşuyor. Otursun karşıma tartışalım bakalım kimin ufku daha geniş. Benim ufkumu yakalayamazlar. Biz 21. yüzyılın güçlü Türkiye'sini inşa etmek istiyoruz. Bz çocuklarımıza eşit eğitim vermek, kadın erkek eşitliği sağlamak istiyoruz, Biz, cumhurbaşkanı tarafsız ve 80 milyonun cumhurbaşkanı olsun istiyoruz. Bir cumhurbaşkanı az ve öz konuşur, günün 24 saatinde konuşmaz. Kendisine de 'Bay Erdoğan' dedi. Dua edelim de 'bayan Erdoğan' demedi."
'NARSİST BİR KİŞİLİK'
Kılıçdaroğlu, "Cumhurbaşkanı Erdoğan, sürekli bir davadan bahsediyor, bu dava neyin davası?" şeklindeki soruya, şöyle cevap verdi: "Dikta yönetimi davası. 'Ben tek adamım herkes bana riayet edecek. Ben ne söylersen herkes ona uyacak.' diyor. Bu narsist bir kişiliktir. Narsistler yalan söylediklerine inanmazlar, kural tanımazlar, kendilerini yasaların üzerinde görürler. Böyle bir tabloyu asla kabul etmiyoruz. Herkes elbette düşüncesini ifade eder ama hiç bir zaman demokrasiden vazgeçmeyiz. Onun öngördüğü dava ile bizim davamız arasında fark vardır. Bizim davamız demokrasi davasıdır. Erdoğan, 'benim davam demokrasi davasıdır' diyor mu? Hayır bunu söylemiyor. 'Ben tek adam' olacağım, hepiniz bana biat edeceksiniz' diyor. Bizim de bir davamız var, bizim davamız demokrasi davasıdır. Biz bu ülkeye Batı standartlarında demokrasiyi getireceğiz."
'ERDOĞAN, İNCE'Yİ HAZMEDEMİYOR'
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Muharrem İnce'yi hazmedemeğini ileri süren Kılıçdaroğlu, "Çünkü kendisinden daha genç, daha dinamik, daha bilgili, dünyayı daha iyi görüyor. Muharrem Bey gerçekten de dinamik, genç, çalışkan, yaratıcı parlak bir zekaya sahip, yüzlerce binlerce çocuk yetiştirmiş, hazmedemiyor. Bunu için de acaba Kılıçdaroğlu ile İnce'yi kavga ettirebilir miyiz hesabı içinde, Bizans kafası var içinde. Biz öyle insanlar değiliz, biz medeni ve uygar insanlarız. Tartışırız ama tokalaşırız, kendisiyle birlikte biz demokrasiyi savunuyoruz, Türkiye'nin geleceğini düşünüyoruz. O bizi bir türlü anlamıyor. O kendisi gibi görüyor insanları. Bizim düşüncelerimiz belli içimiz neyse dışımızda o. Biz, Bizans oyunlarına gelmeyiz." ifadelerini kullandı.
CHP'nin cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce'nin seçilmesi halinde ilk 100 günde yapacağı icraatleri değerlendiren Kılıçdaroğlu, '48 saat içinde OHAL'i kaldıracağım diyor. Bu ne demektir? Dünyaya şu mesajı veriyor: Artık Türkiye'de yeni bir dönem başladı. Demokrasi konusunda en önemli adımlar atmaya başladı. Bu dünyaya vereceğimiz bir mesaj. Diğer mesajlar da geldiği zaman ekonomi rahatlayacak, insanlar da rahatlayacak." dedi.
'BİR CUMHURBAŞKANI ADAYI DA HAPİSTE'
Seçimlerin eşit şartlarda yapılmadığını söyleyen Kılıçdaroğlu, "Bu seçimler gerçekten demokratik ve eşit şartlarda yapılmıyor. Bunu ben söylemiyorum, bütün dünya söylüyor. Devletin uçağını, arabasını, bürokratlarını, paralarını kullanıyorlar. Diğer partilere bakıyorsunuz. Bazı partilere hazineden hiç para verilmiyor. Bir cumhurbaşkanı adayı da hapiste. " ifadelerini kullandı.
ÇİLLER YORUMU
Eski Başbakan Tansu Çiller'in Yenikapı'da yapılan AKP İstanbul mitingine katılmasını eleştiren Kılıçdaroğlu, "Özel çıkarlar için oraya gidilmiştir. O özel çıkarlar yakında ortaya çıkacaktır." şeklinde konuştu.
Kılıçdaroğlu, "Bizim tarihimizde her dönem başbakan olmuştur. Selçuklu'da da olmuştur, Osmanlı'da olmuştur. İlk kez bu dönemde başbakanlık makamı yok olacaktır." dedi
'ADALET YÜRÜYÜŞÜ DEMOKRASİMİZE KATKI YAPTI'
Gerçekleştirdiği "Adalet Yürüyüşü"ne değinen Kılıçdaroğlu, 435 kilometrenin her santimini bilinçle ve kararlılıkla yürüdüğü için çok mutlu olduğunu anlatarak, "Demokrasi tarihimize katkı yaptığıma inanıyorum. Adaletin, hakkın ve hukukun ne kadar değerli olduğunu, bunların olmadığı bir ülkede insanların mutsuz olacağını, Türkiye'de olmayan adalet duygusunun yeniden tesis etmek için bir mücadele verilmesi gerektiğini ifade etmiştim." değerlendirmesini yaptı.
Kılıçdaroğlu, siste, yağmurda, sıcakta, asfaltta, her yerde bu ülkenin insanları için yürüdüğünü belirterek, "Benim bireysel olarak hiçbir sorunum yok ama bu ülkenin geleceği için kararlılıkla yürümek zorundayız." ifadesini kullandı.
"Hala bu ülkede adalet yok" diyen Kılıçdaroğlu, "Adalet sağlanıncaya kadar biz mücadelemizi sürdüreceğiz. Maltepe'de o gün konuştuk. Geldik ve bir duvarın önündeyiz diye. Şimdi o duvarı 24 Haziran'da darmadağın etme ve yıkma zamanı." dedi.
'ONBİNLERCE KİŞİYİ SİVİL ÖLÜME MAHKUM ETTİLER'
Adaletsizlikten bıktıklarını söyleyen Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti: "10 binlerce çocuk bu ülkede sabah aç karnına okula gidiyor. Baba çocuğuna harçlık veremeyecek durumda. Bu mudur adalet? Bu mudur sosyal devlet? Adaleti arayamıyorsunuz. Görevinize son vermişler, bir kanun hükmünde kararnameyle yüzlerce üniversite hocasını kapı önüne koydular. Açlığa mahkum ettiler. Yurt dışı çıkış yasağı getirdiler. Sadece ona değil, eşine de yasak getirdiler. Sivil ölüme 10 binlerce kişiyi mahkum ettiler. Mağdur ailelerin sayısı 1 milyonu aştı. Adaleti sağlamak zorundayız. Ahlakı ve adaleti sağlamak zorundayız. Bu mücadele bireysel bir mücadele değildir. Kolektif bir mücadeledir, hepimizin mücadelesidir. Adaleti sağladığımız zaman bu ülkede huzur içinde yaşamış oluruz."
'FERİŞTAHINIZ GELSE, BİR GERİ ADIM ATARSAM ŞEREFSİZİM'
Man Adası iddiaları nedeniyle hakkında 3 mahkemeye dava açıldığını ifade eden Kılıçdaroğlu, "3 mahkemenin hakimini değiştirdiler. 3 mahkemeye yandaş hakim atadılar. 3 mahkeme beni tazminata mahkum etti. Yahu sizin feriştahınız gelse, kiminiz gelirse gelsin, hangi davayı açarsa açsınlar bir adım geri adım atarsam gerçekten de şerefsizim. Bir milim geri adım atmayacağım. Ben gücümü halktan ve adalet duygusundan alıyorum." diye konuştu.
'SADECE BİR KİŞİYİ GÖREVİNE İADE ETMEYECEĞİZ'
Kemal Kılıçdaroğlu, Sözcü Gazetesi sahibi Burak Akbay'a ilişkin Uğur Dündar'ın sözleri üzerine, "Sözcü gazetesi bağımsız bir gazete. Sahibi de onurlu bir kişi. 24 Haziran'dan sonra alnının akıyla Türkiye'ye gelecektir. Ailesiyle buluşacaktır. Bütün kanun hükmündeki kararnameleri yerle bir edeceğiz. Bütün üniversite hocalarını görevlerine iade edeceğiz. Hiç kimse endişe etmesin. Bir kişi hariç, onu görevine iade edemeyeceğiz. Sayın İbrahim Kaboğlu, o, milletvekili olacak." dedi.