CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Muğla mitinginde halka hitap etti. "Başbakan Kemal" sloganıyla karşılanan Kılıçdaroğlu, 7 Haziran'da yeni bir tarih yazacaklarını söyledi. 2002 yılında Türkiye'deki toplam servetin yüzde 39'una, nüfusun yüzde 1'inin sahip olduğunu belirten Kılıçdaoğlu, "Yıl 2014, Türkiye'de nüfusun yüzde 1'i, toplam servetin yüzde 54.3'üne sahip. Refah tabanda değil, tavanda toplanmış durumda. Refahı tabana yaymayı biz ilke edindik. Bunu, herkes huzur içinde yaşasın diye yapacağız. Emekliye Ramazan'da ve Kurban'da ikramiye vereceğiz. Vefa borcunu yerine getireyim diye yola çıktı CHP. 11 milyon emekliden bir tek bile fire istemiyorum." dedi.
Üreteni, sabah erdenden tarlaya gideni destekleyeceklerini dile getirerek, "Çiftçimiz alınterinin karşılığını almadı. Çiftçi, sonbaharda düğünü derneğini rahatlıkla yapabilmeli. Mazotu 1,5 TL yapacağım. Bunu nasıl yapacağımı soruyorlar, benim eski maliyeci olduğumu bilmiyorlar. Vallahi onlara kurs açacağım. Nasıl devlet yönetilirmiş, öğreteceğim onlara. Ben de biliyorum dışarıdan geliyor, her şeyi biliyorum. Maliyet, kâr dahil mazotun litresi 1 lira 21 kuruş. Çiftçiye 1,50 liraya vereceğiz. Zarar eden var mı? Yok. Sen yata, gemilere 1 lira 21 kuruşa verirken ben itiraz etmiyorum da çiftçiye 1,50 liraya verirken sen neden itiraz ediyorsun? Burada yuh çekerek değil, 7 Haziran'da oylarınızı bize vererek gösterin. Çiftçi kadar çalışıyor musun? Çiftçi kadar üretiyor musun? Emeğinin hakkını veriyor musun? Sen yakutu, pırlantayı vergilendirmezsin, ben de mazotu vergilendirmiyorum. Aramızda bu kadar fark var. Ağrı Dağı kadar aramızda fark var. Ben emekten yanayım, sen emeğe karşısın. Ben üretimden yanayım, sen üretime karşısın. Ben vatandaştan yanayım, sen yandaştan yanasın. Aramızda Ağrı Dağı kadar fark olacak." ifadelerini kullandı.
Türkiye'de en büyük sıkıntının işsizlik olduğunu belirten Kılıçdaoğlu, "Bir ülke üretmezse, fabrikaları çalışmazsa, dükkânı çalışmazsa, çiftçi tarlaya gitmezse nasıl üreteceğiz? İki Trakya büyüklüğündeki alan, son 10 yıldır ekilmiyor. Hollanda, Konya'dan küçük, yıllık tarım ihracatı 120 milyar dolar, devasa Türkiye'nin tarım ihracatı 12 milyar dolar. Neyimiz eksik? Çünkü bir eksiğimiz var; namuslu, temiz, dürüst ve halka hesap veren siyaset eksik. Asıl eksiğimiz bu. Çiftçimizin yüzü gülecek. Yeter mi? Asgari ücreti bin 500 TL yapacağız. Asgari ücretten vergi almayacağız. Koro halinde bağırıyorlar, 'Nasıl yaparsın bunu?' diye. Hatta Maliye Bakanı diyor ki, 'İşçiye bin 500 lira asgari ücret vermek, işçiye zulümdür.' Ben de Muğla'dan kendisine sesleneyim, sen ayda 14 bin lira alırken zulüm değil de işçiye bin 500 lira verince mi zulüm oluyor? Böyle bir anlayış olabilir mi?
Gidip propaganda yapıyorlar, 'Efendim, işveren mahvolacak, işçilerin işine son verecek.' Buradan bütün işveren kardeşlerime sesleniyorum, size demokrasiyi getireceğim. Siz istediğiniz gibi bir siyasal partiyi rahatlıkla eleştirebileceksiniz. Ürettiğiniz andan itibaren, istihdam yarattığınız andan itibaren her türlü teşviki vereceğiz. Asgari ücret bin 500 lira olacak ama senin sırtına ekstra bir yük gelmeyecek. Bunun sözünü veriyorum." şeklinde konuştu.
CHP Genel Başkanı, sadece simit ve çay alan beş kişilik bir ailenin ayda 900 lira ödeyeceğini kaydederek, "Asgari ücret 949 TL. Geriye kalan 49 lirayla bu aile nasıl geçinecek? Ev kirasını nasıl verecek, çoluk çocuğunu nasıl geçindirecek, elektrik, su parasını nasıl verecek? Emin olun bunlarda vicdan yok, vallahi de billahi de yok. 949 liraya mahkum ediyorsun. Ben diyorum ki bin 500 lira yapacağım, 'zulümdür' diyorlar. Senin gerekirse 14 bin liranı keseceğim, asgari ücretliye vereceğim. İtiraz ediyorlar. Gören de diyecek ki biz kepçeyle dağıtıyoruz. Yok öyle bir şey. Emekliye ne veriyoruz Allah aşkına? Aylık geliri bin liranın altında olan emekli sayısı 8 milyon; 450 lira, 350 lira aylık alan var. Yazık günah değil mi bu insanlara? Bu ülkenin kalkınmasında o insanların emeği, alınteri, gözyaşı yok mu? Yahu altı üstü vereceğin bir maaş. Sanki dünyayı veriyoruz da koro halinde itiraz ediyorlar. Sözüm söz, bu ülkede huzuru, barışı sağlayacağım. Bu ülkede yoksulluğu tarihe gömeceğim." diye konuştu.
Yabancı İstihdamı Kanun Tasarısı'nı eleştiren CHP Lideri Kılıçdaroğlu, "Bir ayıplarını daha dile getireceğim. Sanki Türkiye'de hiç işsiz yok, bir kanun tasarısı getirdiler. Düşünün, hani bizde meşhur bir atasözü var ya, 'Ayranı yok içmeye...' diye başlar. Yahu sen önce kendi ülkendeki 6 milyon 200 bin işsize iş bul, ondan sonra yabancıları getir çalıştır. Bunu her yerde anlatın. Vatanseverlik ayrı bir şeydir. Vatanseverlik, önce kendi insanının karnını doyuracaksın. Vatanseverlik, önce kendi insanına iş bulacaksın. Vatanseverlik, kendi bayrağını dalgalandıracaksın. Vatanseverlik, Türkiye'nin onurunu kurtaracaksın. Vatanseverlik, önce sen üreteceksin. Bir ülke üretirse, istihdam yaratırsa güçlü olur. Biz üreteceğiz, hakça bölüşeceğiz." dedi.
Kılıçdaroğlu, banka kredisi ya da kredi kartı borcunu ödeyemeyenlerin sayısının yüzde 27 arttığını söyleyerek, "Müthiş bir rakam. Kimse borcunu ödeyecek noktada değil. 550 bin vatandaş mahkum oldu, 89 bin vatandaşımız hapse girdi çıktı. Diğer vatandaşlar da sıra bekliyor ama 550 bin kişiyi hapse atacak yer yok. Biz ne diyoruz? Seni borç batağından kurtaracağız, o tefeci faizinin en az yüzde 80'ini sileceğiz. Kendi siyaset anlayışımızda, halka her kuruşun hesabını vereceğiz. Eğer bir siyasetçi, sizden topladığı vergilerin hesabını size vermiyorsa bilin ki sizi değil cebini düşünüyor, sizi değil yandaşı düşünüyor, sizi değil, 'Köşeyi nasıl dönerim?' onu düşünüyor." diye konuştu.
Muğla'da turizm konusunun öncelikli olduğunu belirten Kemal Kılıçdaroğlu, şunları söyledi: "Olağanüstü güzel doğanız var. Koylar var satıyorlar, koylar var yiyorlar, koylar var peşkeş çekiyorlar. Bunu düzeltmenin yolu 7 Haziran'dan geçiyor; sandığa gitmekten, CHP'ye oy vermekten geçiyor. Çevre dostu, doğa dostu, insan dostu tek parti var, CHP. Güzel, onurlu bir Türkiye için, çocuklarımız, torunlarımız için destek vereceğiz. Kapanan belde belediyelerini de yapılacak referandum soncuna göre yeniden açacağız. Köy tüzel kişiliklerini de yeniden ihya edeceğiz. Köyün ihtiyar meclisinin yetkilerini arttıracağız. Bu da büyükşehir belediyelerinin daha rahat etmesi demektir. Köylüye hizmet götürürken muhtarı köyün kanaat önderi olarak kabul etmesi demektir."
Kılıçdaroğlu, seçmenlerden sandığa giderken bir önceki seçimlerde CHP'ye oy vermemiş bir vatandaşı da ikna etmelerini isteyerek, "Diyeceksiniz ki, '4 yıl için yetki istiyor; 13 yıl, 15 yıl, 20 yıl değil. 4 yıl için gidelim, yetki verelim, bakalım yaşanacak Türkiye nasıl oluyormuş hep beraber görelim.' 4 yılda güzel, huzurlu, kavgasız bir Türkiye inşa edeceğiz. Özel güvenlik görevlilerine de seslenirken, 'Hakları elinden alınacak.' dendi. Hiç kimse meraklanmasın, onların hakkını savunacak olan parti yine biziz. Halkın partisi CHP, sizin haklarınızı sonuna kadar savunacak." ifadelerini kullandı.
Konuşmanın ardından kürsüye çağrılan bir emekli, bir işçi ve bir de asgari ücretli, Kılıçdaroğlu'na birer buket çiçek verdi. Kılıçdaroğlu da çiçekleri meydandaki vatandaşlara attı. CİHAN