Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Benim çocuklarımın yatak odalarında boy boy kasalar olmayacak. Benim bakanlarımın evlerinde, ayakkabı kutularında dolar olmayacak. Benim bakanlarım birilerinin önünde yan gelip yatmayacak. Hiç kimsenin hakkını yemeyeceğiz." dedi.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin Bartın mitinginde halka seslendi. Kılıçdaroğlu, vatandaşlardan, geçen seçimlerde CHP'ye oy vermemiş 1 kişiyi ikna etmelerini istedi. Kılıçdaroğlu, şunları söyledi: "1, 6 milyon 200 bin işsizimiz var. 2, 17 milyon yoksulumuz var. 3, aylığı bin liranın altında olan 8 milyon emeklimiz var. 4, yanlış dış politika nedeniyle 2 milyon Suriyeli'miz var. 5, 2 milyon Suriyeli'ye ödenen 5 buçuk milyar dolar var. 6, atama bekleyen 350 bin öğretmen var. 7, ektiği ürünün karşılığını alamayan ve bu nedenle de 2 Trakya büyüklüğünde ekilmeyen alanımız var. Deyin ki, bunlar 13 yıldır tek başına iktidar olan partinin önümüze koyduğu tablo. Bu tablo bizim içimize siniyor mu? Eğer bu tablo bizim içimize sinmiyorsa yanında götüreceğiniz kişiye şunu söyleyeceksiniz; 'Bak arkadaş ben sana söyledim bu rakamlarda hiçbir yanlışlık yok. Bu rakamlar bir partinin rakamları değil, bu rakamlar devletin rakamları. 13 yıl kredi açtık. Tek başına yönettiler, hiç kimse önünde engel olarak durmadı. Ama bize yoksulluk bize işsizlik verdiler. Kendi çocukları KPSS sınavına bile girmeden devlette memur oldular. Bizim çocuklarımız bekliyor. Üniversiteyi bitirdiler, 350 bin öğretmen atanma bekliyor. O zaman gel, yeni başlangıç yapalım.' deyin ve onu ikna edin."
"BENİM ÇOCUKLARIMIN YATAK ODALARINDA BOY BOY KASALAR OLMAYACAK"
"Benim dökeceğim her alınteri size helal olsun." diyen Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: "Benim çocuklarımın yatak odalarında boy boy kasalar olmayacak. Benim bakanlarımın evlerinde, ayakkabı kutularında dolar olmayacak. Benim bakanlarım birilerinin önünde yan gelip yatmayacak. Hiç kimsenin hakkını yemeyeceğiz. Her kuruşun hesabını vermek de bizim boynumuzun borcu olacak. Bu güzel ülkeyi şaha kaldıracağız. Bölgesinde dışlanan değil, sorunların çözümü için başvurulan bir Türkiye. Yani Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün görkemli Türkiye'sini yeniden şaha kaldıracağız. Dışişleri Bakanları'nın parmakla çağırıldığı değil, onurlu duran, onurunu koruyan, bayrağını koruyan, halkının hakkını koruyan bir Türkiye'yi yeniden inşa edeceğiz. Bunun yolu üretimden geçiyor. Türkiye üretirse güçlü olur, tüketirse değil. Türkiye saman ithal eden değil, canlı hayvan ihraç eden ülke olursa güçlü olur. Her şeyimiz var, eksik olan namuslu siyaset, eksik olan düzgün siyaset, eksik olan ahlaklı siyaset. İlk 4 ay içinde çıkaracağımız bir numaralı kanunun adı temiz siyaset kanunu olacak. Siyaset cep doldurma sanatı değildir. Siyaset köşeyi dönme saati değildir. Siyaset vatandaşın derdiyle ilgilenmektir. O nedenle sözüm sözdür."
"BENİM SİYASET ANLAYIŞIM, CEBİNİ DÜŞÜNEN SİYASET DEĞİL"
Kendi siyaset anlayışının başkalarının siyaset anlayışına benzemediğini kaydeden Kılıçdaroğlu, "Benim siyaset anlayışım, cebini düşünen siyaset değil, halkın cebini düşünen siyasettir. Benim çocuğum iş bulsun değil. Eğer bu ülkede herhangi bir vatandaşın çocuğu işsizse, o çocuk iş bulamıyorsa o ailenin derdi benim derdim olacaktır." dedi. Mitingdekilere belge gösteren Kılıçdaroğlu, şu ifadeleri kullandı: "Bu bir Bakanlar Kurulu kararı. Başbakan olarak Davutoğlu imzası ve bakanların imzası var. Kanunun adı ne biliyor musunuz? Yabancıların çalıştırılması hakkında kanun teklif tasarısı. Yani 6 milyon 200 bin işsizimiz var, siz 6 milyon 200 bin işsize iş bulacak yerde ben yabancıları nasıl getireceğim ve Türkiye'de nasıl çalıştıracağım onun kanun tasarısı. Ben Bartın'ın insafına sunuyorum. Türkiye'nin insafına sunuyorum. İşsizlik, eğer bir evde işsiz bir çocuk varsa o evde huzur yoktur. Anne bekler, baba bekler, 'çocuğum nasıl iş bulacak da düzenli geliri olacak' diye."
"KAÇAK SARAY İÇİN VAR, YANDAŞIN İÇİN VAR, ÇOCUKLARIN İÇİN VAR"
Bazı rakamlar paylaşan Kılıçdaroğlu, 2002 yılında Türkiye nüfusunun yüzde 1'inin toplam servetin yüzde 39'una sahip olduğunu, 2014 yılında da, Türkiye'de nüfusunun yüzde 1'inin toplam servetin yüzde 54.3'üne sahip olduğunu kaydetti. Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu: "Refah, gelir, kar nerede toplanmış? Yukarıda bir avuç insanın elinde. Biz bunu reddediyoruz. Halk kazanmalı, halkın cebi para görmeli. Yoksulluk olmamalı, işsizlik olmamalı. Her evde tencere kesinlikle kaynamalı. Biz bunu refahı nasıl tabana yayacağız? Eğer siz emekliyi korursanız, emekliye ben Ramazan Bayramı'nda, Kurban Bayramı'nda 2 maaş ikramiye vereceğim derseniz bütçe gelirlerinin bir kısmı tabana girmiş olur. Buna koro halinde itiraz ediyorlar. 'Emekliye parayı nereden vereceksiniz' diyorlar. Hayatımda duyduğum en ayıp sorulardan birisidir. Sen kaçak saray yaparken sana kaynak sorduk mu? Kaçak saray için var, yandaşın için var, çocukların için var, herkes için var, emekliye gelince parayı nereden bulacaksın? Parayı bulacağız, emekliye de vereceğiz. Eğer size 'kaynak yok' diyorlarsa, siz de 'kusura bakma bizden de size oy yok' deyin. Oy vermeyin."
"O KAÇAK SARAYA BAĞLANAN BÜTÜN HORTUMLARI KESECEĞİM, PARAYI DE VERECEĞİM"
Kılıçdaroğlu, konuşmasında şunları kaydetti: "Sanıyorlar ki, emekliye Ramazan, Kurban Bayramı'nda birer maaş ikramiye verdik, götürüp İsviçre bankalarına yatıracaklar. Ya emekliye ne veriyorsun Allah aşkına. Gidecek şurada alışveriş yapacak. Fırından ekmek alacak. Kim kazanacak, emekli kazanacak, esnaf kazanacak, manav kazanacak sonra toptancı kazanacak. Ama bir grup kaybedecek. Hortumcular. Telaşı ondan. Zaten benim amacım da hortumcular kaybetsin. O kaçak saraya bağlanan bütün hortumları keseceğim, parayı de vereceğim. Bu bölgenin kömür yatakları da zengin ama çalıştırılmıyor. O ocakları çalıştıracağız. Dışarıdan kömür geleceğine burada kömür yok mu, var. İş kazalarının olmadığı, bütün güvenlik önlemlerinin alındığı uluslararası standartlara uygun çalıştıracağız."
"YATA BİNİP TARLAYA MI GİDİYORLAR?"
Çiftçi mazotu bir buçuk lira yapacaklarını söylediklerini ifade eden Kılıçdaroğlu, dünyanın en pahalı mazotunun Türkiye'de olduğuna işaret etti. Kılıçdaroğlu şöyle devam etti: "Eğer bir iktidar partisinden milletvekili adayı görürseniz ona 'dünyanın en pahalı mazotu Türkiye'de niye böyle' diye sorun. Yazık günah değil mi bizim insanımıza. Ona da itiraz ediyorlar, 'nasıl vereceksin' diye. Eski maliyecim. Vergi nedir bilirim. Bütçe nedir bilirim. Nasıl harcanır, bilirim. Benim bir özelliğim daha var, kul hakkı yemenin de nemenem bir bela olduğunu da bilirim. Petrol dışarıdan gelir doğru. Dolar ödenir bilirim, rafineride işlenir bilirim. Bunalrın hepsini biliyoruz. Fiyat ne, 1 lira 21 kuruş. Kaça satıyorsun? 4 liradan. Biz kaça taahhüt ediyoruz? 1 buçuk liradan. Dönüp bana kaynağı 'nereden bulacaksın' diyorsun. Sen yatlara verirken sorduk mu? 1 lira 20 kuruşa veriyorsun. Yata binip tarlaya mı gidiyorlar? Yata binip üretim mi yapıyorlar? Sabahın köründe yata mı gidiyorlar? 1 buçuk liraya çiftçiye vereceğiz. Onlar yata ben çiftçiye. Aynı şekilde elmas, yakut, pırlanta, bunlarda ÖTV yok. Çiftçinin mazotunda ÖTV var. Şimdi ben onlara soruyorum. Senin tercihin ne? İnciden, pırlantadan, yattan kattan yana. Benim tercihim, çiftçiden, alın terinden yana."
"4 YILLIK YETKİ İSTİYORUM 13 YIL DEĞİL"
"13 yıl kredi açtık. 13 yılda geldiğimiz nokta iç açıcı değil." diyen Kılıçdaroğlu sözlerini şöyle sürdürdü: "Hepimizin oturup yeniden düşünmesi lazım. Eğer bunlar 13 yılda 6 milyon 200 bin işsiz yaratmışlarsa oturup düşüneceğiz. 4 yıllık yetki istiyorum 13 yıl değil. 4'üncü yılın sonunda bu güzel ülkede hiçbir çocuk yatağa aç girmeyecek. Hiçbir aile ben yoksulum demeyecek. Hiçbir ailenin geliri 720 liranın altında olmayacak. 21'nci yüzyıldayız. Gerginliklerden bıktık, kavgalardan bıktık, yoksulluktan bıktık, yolsuzluklardan bıktık, yasaklardan bıktık. Bütün bunları değiştirmeye hazır mıyız?"
CİHAN