Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, ölümünün 8. yılında Erdal İnönü'nün mezarının başında düzenlenen anma törenine katıldı. Törende konuşan Kılıçdaroğlu, "O dönemde de demokrasiyi savundu. Listesinde birçok kişi askerler tarafından veto edildi. Ama o kararlılıkla yoluna devam etti. Bugün karşılaştığımız birçok sorunu o dönemde fark eden bir devlet adamıydı." dedi.

Kemal Kılıçdaroğlu, Erdal İnönü'nün ölümünün 8. yılı dolayısıyla düzenlenen anma törenine katıldı. İnönü'nün Zincirlikuyu Mezarlığı'ndaki kabri başında yapılan törene Kılıçdaroğlu'nun yanı sıra Erdal İnönü'nün eşi Sevinç İnönü, CHP Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin, CHP İstanbul Milletvekili Barış Yarkadaş, CHP İstanbul İl Başkanı Murat Karayalçın, Şişli Belediyesi Başkanı ve Erdal İnönü'nün yeğeni Hayri İnönü ile çok sayıda vatandaş katıldı. Saygı duruşuyla başlayan törende Kur'an-ı Kerim okundu, Erdal İnönü için dua edildi.

Törende konuşan Kılıçdaroğlu, bürokrat olduğu dönemde Erdal İnönü'yle birçok kez bir araya geldiğini söyledi. Erdal İnönü'nün 12 Eylül döneminde bile demokrasiyi savunduğunu ifade eden Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu: "Erdal İnönü'yü önce bir bilim insanı olarak tanıdım. Yazılarıyla, kitaplarıyla... Daha sonra politikacı olarak onu tanıdım. Siyasete yeni bir hava getirdiğini hepimiz biliyoruz. Daha önemlisi belki ihtiyaç duyduğumuz, bugün çok daha fazla ihtiyaç duyduğumuz uzlaşma kültürünü getirmişti. Aslolanın Türkiye'nin sorunlarını çözmek olduğuna bizi inandırmıştı, geniş kitleleri inandırmıştı. Dolayısıyla kitleler bir anlamda Erdal Bey'i farklı görüşte olsalar bile kucaklıyorlardı. Kendi partisine, kendi tabanına yeni bir anlayış getirmişti. Bilgiye dayalı siyaset, bilgiye dayalı söylem, bunun üzerinde de duruyordu. Eski alışkanlıkların bir tarafa bırakılıp, sürekli yenilikçi bir politikanın izlenmesi gerektiğini değişik söylemlerinde ifade ediyordu."

Hangi görüşte olursa olsun her siyasetçinin Erdal İnönü'yü örnek alması gerektiğini belirten Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: "Belki çok az birlikteliğimiz oldu, birkaç kez bir araya gelme imkanımız oldu. Dediğim gibi ben bürokrattım o siyasetçiydi ama bugün onun bıraktığı boşluğun yeterince doldurulduğu kanısında değilim. Keşke siyaset onun düşlediği gibi gelişebilseydi. Çünkü o askeri dönemden sonra, yani 12 Eylül'den sonra kapatılan partileri en azından sosyal demokrat kültürünün yeniden yeşermesi için bir fedakarlıkta bulundu bilim dünyasını bıraktı ve siyasete girdi. O dönemde de demokrasiyi savundu. Listesinde birçok kişi askerler tarafından veto edildi. Ama o kararlılıkla yoluna devam etti. Bugün karşılaştığımız birçok sorunu o dönemde fark eden bir devlet adamıydı. Ve o sorunları eğer onun düşündüğü gibi biz masaya yatırıp çözme konusunda irade koyabilseydik bugün karşılaştığımız pek çok sorunu çözmüş olacaktık. Ama maalesef kısır siyaset, öngörüsüz siyaset bu tür büyük devlet adamlarının yetişmesine yeterince imkan vermiyor. Ben Erdal beyi hangi görüşte olursa olsun siyasetçilerin örnek alması gereken bir devlet adamı, siyasetçi, bir bilge olarak düşünüyorum. Ve kendisine Allah'tan rahmet diliyorum."



CİHAN