CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, faili meçhullerin aydınlatılması için 24. dönemde 24 kez araştırma komisyonu kurulmasını istediklerini söyledi. Parlamentonun olaya el koymasını istediklerini ifade eden Kılıçdaroğlu, "Kim faili meçhulleri aydınlatmadı, bunu kamuoyuna duyurulmasını istedik. Ama maalesef çoğunluk Adalet ve Kalkınma Partisi olduğu için onların milletvekilleri oy birliğiyle reddediyorlar. Dolayısıyla sizin faili meçhul dediğiniz dosyaların bir kısmı da parlamentoda faili meçhul gibi oluyor." dedi.
Kemal Kılıçdaroğlu, Diyarbakır Baro Başkanlığı'na ziyaretinde ilk olarak merhum Tahir Elçi'nin odasına girdi. Masaya çiçek bırakan Kılıçdaroğlu, dua etti. Burada açıklama yaptıktan sonra gazetecilerin sorularını da cevapladı. Tahir Elçi'nin ölmeden önceki söylemlerini hatırlatan Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu: "Rahmetli barıştan yanaydı. Yollarda barikatların kurulmasının doğru olmadığını defalarca ifade ediyordu. Bunu ben de biliyorum. Eğer bu vasiyetse ona herkesin uyması lazım. Barikatlar sorun çözme, sorun yaratır. Bu ülkede eğer siz belli sokakları, caddeleri kapatırsanız bu doğru değildir. Diyarbakırlı bunu istemiyor, İzmirli de bunu istemiyor. Tahir Elçi'nin söylemiyle Diyarbakır kadim bir kenttir. Sıradan bir kent değildir. Tarihi, edebiyatı, kültürü vardır. Eğer siz bu kentin sokaklarını ayırırsanız, barikatlar kurarsanız bu kabul edilemez ve doğru değildir. Barikatları kuran kişilere de kim yapıyorsa onu bilmiyoruz tabi, kesinlikle siz Tahir Elçi'yi seviyorsanız onun vasiyetinin gereğini yapın. Kaldırın onları."
Kılıçdaroğlu, "Bölgede uzun zamandır sokağa çıkma yasağı uygulanıyor, bunla ilgili görüşleriniz nedir? Barikatların kaldırılması için Öcalan'la devlet arasında bir görüşme olmalı mı?" şeklindeki soruya, "Hükümetin ne yaptığını bilmiyoruz. Neler yaptığını da bilmiyoruz. Ama geldiği süreci biliyoruz, gelinen süreci defalarca ifade ettik. Bu yol haritasıyla giderseniz bu sorunu çözemezsiniz diye defalarca ifade ettik. Sorunun çözüm adresinin parlamento olduğunu söyledik. 2012'de yol haritasını dönemin başbakanını ziyaret ederek kendisine verdim. Dolayısıyla sorunun nasıl çözülmesi gerektiğini biliyoruz, kamuoyuna ifade ettik. Ama onlar daha farklı bir yöntem izlediler ve o yöntem Türkiye'yi bu noktaya taşıdı." şeklinde cevap verdi.
Faili meçhullerin aydınlatılması için 24. dönemde tam 24 kez araştırma komisyonu kurulmasını istediklerini söyleyen Kılıçdaroğlu, "Türkiye'nin bu ayıptan kurtarılmasını istedik. Parlamentonun olaya el koymasını istedik. Kim faili meçhulleri aydınlatmadı bunu kamuoyuna duyurulmasını istedik. Ama maalesef çoğunluk Adalet ve Kalkınma Partisi olduğu için onların milletvekilleri oy birliğiyle reddediyorlar. Bu bizi rahatsız ediyor. Bir ayıptır bir insanlık ayıbıdır. Bir insanın nasıl öldürüldüğünü dosyasını kapatmak insanlık ayıbıdır insana saygısızlıktır. Faili meçhul ne demek? Bütün çabanızı harcarsınız, faili bulursunuz, yargıya temsil edersiniz. Biz yakalanan kişinin linç edilmesini istemeyiz onun da hukuku var. Hukuk içinde herkesin yargılanmasını isteriz. Arzumuz budur. Keşke bizim duyarlılığımız kadar iktidar partisi de aynı duyarlılığı gösterse." dedi.
'DÜŞÜNDÜĞÜ İÇİN ÖLDÜRÜLENLER VAR'
Faili meçhuller konusunda Türkiye'nin karnesinin zayıf olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti: "O nedenle Türkiye'deki demokrasiyi kibrit demokrasi diyorlar. İnsan hayatı bu kadar ucuz olmamalı. Yazık günahtır insanlarımıza. Düşündüğü için öldürülenler var. Bunlar faali meçhul neden peki? Parlamento bu konuda duyarlılığını ortaya koyamayacaksa ne zaman koyacak? Hangi konuda duyarlı olacak. Biz CHP olarak üstümüze düşen bütün görevleri yerine getiriyoruz. Buna bütün samimiyetimle açıklıyorum. Elimizden gelen her çabayı gösteriyoruz ama sonuçta parlamentoda bir sayımız var. Kabul edilmiyor. Dolayısıyla sizin faili meçhul dediğiniz dosyaların bir kısmı da parlamentoda faili meçhul gibi oluyor. Yani dosya kapatılıyor ve bir köşeye konuluyor. Üzülüyoruz ama yapacağımız bir şey yok maalesef."
'DOĞRU HABER YAPTI DİYE GAZETECİLER HAPSE ATILIYORSA HUKUK YOKTUR'
Kılıçdaroğlu, Tahir Elçi'nin ölümünün ardından, 'Su testisi su yolunda kırılır' gibi ifadelerin kullanıldığını hatırlatan bir gazetecinin, "Bir baro başkanı için bunlar söyleniyorsa Türkiye'deki hukuk sistemi için neler söyleyeceksiniz?" sorusuna, "Türkiye'de hukuk var mı? Doğru haber yaptı diye gazeteci hapse atılıyorsa siz Türkiye'de hukuktan demokrasiden söz edebilir misiniz? Türkiye'de yargının tarafsızlığından, bağımsızlığından söz edebilir misiniz? Kaygımız buradan kaynaklanmıyor zaten. Keşke savcılar bağımsız olabilse, tarafsız olabilse. Büyük bir soğukkanlılıkla bütün delilleri toplayabilseler, keşke hakimler hukukun üstünlüğüne inanarak karar verebilseler. Niye ülkede faili meçhuller var? bu nedenle var. Bu nedenle yargıya güvenilmiyor. Eğer bir hakim bir kişinin iki dudağından çıkan söze bakıp karar verebiliyorsa orada adalet mi var? Türkiye'de adaletsizliğin olduğunu herkes biliyor. Vatandaşa sorun, Türkiye'de adalet var mı yok mu?" şeklinde cevap verdi.
AHMET ÖZMEN: ORADAKİ POLİSLER ŞÜPHELİ OLARAK GÖZALTINA ALINMALI
Diyarbakır Baro Başkan Vekili Ahmet Özmen ise, ellerinde delil olmadığını, en büyük delilin basın görüntüleri olduğunu söyledi. Özmen, "Bu görüntüleri izlediğimiz zaman polisle birinin kimliğini henüz bilmediğimiz 2 şahıs arasında çatışma olmadığı görünüyor. Balistikten çıkan sonuç ize 6. kurşunun ters dönüp tutukluk yapığı silah. Çatışma yok. orada ateş eden taraf güvenlik güçleri. Bu da bizi şuraya götürüyor. Bunu yüzde 100 olarak söylemek mümkün değil ancak polis burada şuan töhmet altında. Şüpheli pozisyondalar. O görüntüleri izleyen herkesin nezdinde o polisler töhmet altında. O polislere şüpheli sıfatıyla gözaltı işlemi yapılması gerekir. Beyanları alınması gerekir. Gözaltı işlemi yapılmış değil. Savcılık yapmışsa biz haberdar değiliz." diye konuştu.
Kılıçdaroğlu, Baro'dan çıkışında kendisini bekleyen öğrencilerin ve vatandaşların yanına gitti. Öğrencilerle tokalaşan Kılıçdaroğlu, fotoğraf çektirdi. Bir vatandaş da Kılıçdaroğlu'yla selfi çektirdi.
CİHAN