CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Birleşmiş Milletler İnsani Gelişmişlik Endeksine göre en gelişmiş ilk 20 ülkenin 17'sinin parlamenter sistemle yönetildiğini söyledi. En gelişmiş 20 ülkenin sadece 2'sinde başkanlık sistemi olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, "En geriye dönüyoruz. İnsani gelişmişlikte en sonda yer alan 20 ülkenin 14'ünde başkanlık sistemi, 5'inde de yarı başkanlık sistemi. Başkanlık sisteminin özelliği ülkeyi bölmek ve parçalamak istiyorsan başkanlık sistemini getir. Neyimiz eksik bizim? Parlamenter sistemde 200 yıllık bir tecrübemiz var. Çöpe atıyorsunuz 200 yılı. Varsa bir eksikliğimiz, giderelim. Hayır illa ben başkanlık istiyorum. Ya ülke ateş çemberine döndü. Gencecik fidan gibi çocuklar hayatlarını kaybediyor, her gün şehitlerimiz geliyor. Yurt dışında zaten perişan vaziyetteyiz. O tutturmuş illa başkanlık, illa ben başkan olacağım. Olamayacaksın kardeşim olamayacaksın. Bunu bil." diye konuştu.
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde (TBMM) partisinin grup toplantısında konuştu.
Başbakan Ahmet Davutoğlu ile görüşmelerinde kendilerine yargı bağımsızlığı konusunun dile getirildiğini anlatan Kılıçdaroğlu, "Davutoğlu bu konuyu dile getirdiğinde şu örneği verdim. 'Avukatlardan hakim alıyorsunuz. Nereden seçiyorsunuz o avukatları? AKP'nin il ve ilçe yönetiminde görev yapan avukatları alıyorsunuz, hakim atıyorsunuz. Sonra da kalkıp burada bana yargı bağımsızlığından söz ediyorsunuz. Biz her şeyi samimi ve içten söyleriz. Bunları Davutoğlu'na söyledim. Kuvvetler ayrılığı işlemez hale geldi. Siyasi partiler yasasında lider sultasını egemen kılarsanız ve lider oturur tüm vekilleri kendi belirlerse, o vekil mecliste nasıl bir irade ortaya koyacak? Milletin vekilini millet seçsin mi seçmesin mi? Bu cümleyi aynen kurdum. Milletin vekillerini millet seçecekse lider sultasını kaldıracaksınız. Yüzde 10 seçim barajını kaldıracaksınız. Parlamento yürütmenin arka bahçesi haline nasıl döndü anayasamı döndürdü hayır 12 Eylül darbe yasaları bu hale getirdi. Hakkını yemeyelim Davutoğlu haklısınız dedi. Bize bir söz verdi. 12 Eylül hukukunu tarayacağız dedi." şeklinde konuştu.
Dokunulmazlık konusunda CHP'nin tavrının çok açık ve net olduğunu anlatan Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti: "Kürsü dokunulmazlığı hariç dokunulmazlıklar kalksın. Bir kamuoyu yoklaması, hükümet vatandaşa sorsun. Yolsuzluklara adı bulaşan bir milletvekili istiyor musunuz? Adı hırsızlığa karışan bir milletvekili istiyor musunuz? Siz ihale takipçisi milletvekili istiyor musunuz? Halkı değil cebini düşünen milletvekili istiyor musunuz? Hayır diyorlarsa o zaman dokunulmazlıkları yeniden düzenleyeceğiz. Referandum diyorsunuz ya soralım vatandaşa, yolsuzluğa bulaşan, ihale takipçisi ile ne işin var diyorsa gereğini yapacaksınız. Tabi Allah büyüktür. Başkan, başkan, başkan diye yanıp tutuşan en sonunda başkanlık için Hitler örneğini verdi. Pes yani.. Bir dönemde 'ben evlatlarıma bugüne kadar helal lokma yedirmedim' dedi. Allah büyük. Hitler örneğini verdi ve sonra birileri uyardı. Bu örnek felaket oldu, hadi Türkiye'de idare ederiz de dünyaya ne diyeceğiz? Efendim beni yanlış anladınız dedi. Hadi biz yanlış anladık, dünyada mı yanlış anladı? Çıktı Hitler örneğini başkanlık modeli için verdi. Neden? İçinden o geçiyor da onun için.. O kadar ki kendi cümlesini cumhurbaşkanlığı internet sitesinde sansürlüyor. Kendisine sansür uygulayan bir cumhurbaşkanı.."
SÖZDE İSLAMCILARA SESLENİYORUM 'İSRAİLE İHTİYACIMIZ VAR' SÖZÜNE NEDEN TEK CÜMLE ETMİYORSUNUZ?
Dünyanın en önemli ülkelerinin başkanlık sistemi ile yönetildiğinin söylendiğini ifade eden Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti: "Araştırdık gerçekten böyle mi diye. Birleşmiş Milletler İnsani Gelişmişlik Endeksine göre ilk 20 ülke, en gelişmiş ilk 20 ülke, 17'si parlamenter sistemle yönetiliyor. 2'si başkanlık sistemi ile. En geriye dönüyoruz. İnsani gelişmişlikte en sonda yer alan 20 ülkenin 14'ünde başkanlık sistemi, 5'inde de yarı başkanlık sistemi. Başkanlık sisteminin özelliği, ülkeyi bölmek ve parçalamak istiyorsan başkanlık sistemini getir. Neyimiz eksik bizim? Parlamenter sistemde 200 yıllık bir tecrübemiz var. Çöpe atıyorsunuz 200 yılı. Varsa bir eksikliğimiz, giderelim. Hayır illa ben başkanlık istiyorum. Ya ülke ateş çemberine döndü. Gencecik fidan gibi çocuklar hayatlarını kaybediyor her gün şehitlerimiz geliyor. Yurt dışında zaten perişan vaziyetteyiz. O tutturmuş illa başkanlık, illa ben başkan olacağım. Olamayacaksın kardeşim olamayacaksın. Bir sefer bunu bil."
Mavi Marmara sonrası İsrail'le kanlı bıçaklı olunduğunu hatırlatan Kılıçdaroğlu şunları söyledi: "İsrail çocukları öldüren, terör estiren bir ülke. Astı, kesti, kıyameti kopardı. Gelecek özür dileyecek. Abluka kaldıracak, yoksa mümkün değil uzlaşamayız dedi. Diyorum ya Allah büyük.. Şimdi 'İsraile ihtiyacımız var' diyor.. Şu lafa bakar mısınız, ihtiyacımız var, yani muhtacız diyor. Bu bir teslimiyet ve mahkumiyetin ifadesidir. Ben o bağırıp çağıran sözde İslamcılara sesleniyorum. Niye bu lafa tek cümle etmiyorsunuz, neden konuşmuyorsunuz? Düne kadar asıp kesiyordunuz, mitingler düzenliyordunuz cami avlularında. Neden sesinizi çıkarmıyorsunuz? Vicdan yok mu sizde, ahlak yok mu sizde, ahlak kırıntısı yok mu sizde? Bu soruyu kendine soracaksın. 21. yüzyılın Türkiye'si neden İsrail'e muhtaç hale geldi ve kim getirdi? Sen bu soruyu sormuyorsan adam değilsin, bu soruyu soracaksınız."
CİHAN