Kılıçdaroğlu, "Bakın Akbelen sadece bir Akbelen değil aslında. Akbelen aslında aynı zamanda bir Türkiye’dir. O güzel doğanın yüzde 75-80’i maden arama ruhsatı olarak verilmiş. Ben boşuna mı Beşli Çeteler diyordum?" ifadelerini kullandı.
'TOPRAĞIMIZ İÇİN TERÖRİST DE MARJİNAL DE OLURUZ'
Kılıçdaroğlu'ndan önce kürsüye Akbelen direnişinin sesini Ankara'ya taşımak için Necla Işık çıktı. Işık, Akbelen'deki direnişe çağrı yaparak, "Korkmuyoruz, susmuyoruz, itaat etmiyoruz" dedi.
Kılıçdaroğlu’nun açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
Düşünün coğrafyamızın, güzel Türkiye’mizin bir bölümünde yıllarını vermiş, büyüklerinin mezarlarının olduğu coğrafyada insanlar topraklarına sahip çıkmak istiyorlar. Siz toprağınıza sahip çıkıyorsanız, vatanınıza sahip çıkıyorsunuzdur zaten.
Necla Hanım dedi ki, arıcılık yapıyorduk. Ormanın olmadığı yerde arı balı nereden toplayacak? Size gıda veren hayvanlar nerede beslenecek.
Sizler kendi doğanıza, toprağınıza sahip çıkıyorsunuz. Eğer toprak elinizden alınıyorsa bilin ki vatan elinizden alınıyordur.
Hep seçimi beklediler. Seçimden sonra gereğini yapalım dediler. Seçimi hile ile aldılar. Şimdi o devasa araçlarla o ağaçların nasıl yıkıldığını gördük.
Ormana baktığınızda ayrı bir hayat görürsünüz, içinizde bir şeylerin kıpır kıpır olduğunu görürsünüz.
Orman ağaç değildir aslında. Ormanın ayrı bir hayatı vardır. Ağaç olsaydı tek başına hadi kes diyelim. Ormanın içinde ayrı bir hayat var.
Siz orayı katlettiğinizde aslında hayatı tümüyle yok ediyorsunuz. Türkiye olarak Paris İklim Anlaşmasını da imzalamışsınız. Söz vermişsiniz. Parlamentodan geçmiş. Ama buna rağmen ‘ben yoluma devam ediyorum’ diyorlar.
'BEŞLİ ÇETELER SARAY'DAN GÜÇ ALARAK POLİS VE ASKERİ DE SİZE KARŞI KULLANIYOR'
Beşli Çeteler Saray’dan güç alarak, askeri de polisi de size karşı kullanıyorlar.
Bakın Akbelen sadece bir Akbelen değil aslında. Akbelen aslında aynı zamanda bir Türkiye’dir. O güzel doğanın yüzde 75-80’i maden arama ruhsatı olarak verilmiş. Ben boşuna mı Beşli Çeteler diyordum?
Ormanların yanında duranı marjinal ilan ediyorsunuz. İnsanda biraz, erdem, ahlak olur ya.
Kömür bacalarından çıkan dumanı koklamak mı daha güzel, yoksa ormanın güzel havasını teneffüs etmek mi daha güzel.
'KÖMÜR DUMANI SOLUMAK İSTEYENİN BU ÜLKEDE YAŞAMA HAKKI YOK'
Siz eğer kömür bacasından tüten dumanı solumak istiyorsanız, sizin bu ülkede yaşama hakkınız yok.
Eğer bir ülkede siyasal iktidar kendisini beşli çeteye teslim etmişse, marjinalleşmiş demektir.
2013’te Hacettepe Üniversitesi’ne Akbelen için bir rapor hazırlatıyorlar. Raporda diyor ki, 'sakın yapmayın, Bodrum susuz kalır.' Bunlar raporu da dinlemiyorlar. Gözlerini dolar bürümüş. Bu kadar kendi coğrafyasına ihanet eden bir ülke hiç görmedim.
Buradan çağrı yapalım. AK Parti’nin vicdanlı vekillerine çağrı yapalım, MHP’nin Yeniden Refah Partisi’nin vicdanlı vekillerine çağrı yapalım. Siz de gidin görün. Köylüleri ben dinledim siz de dinleyin.
Ama şöyle yapacaklar, Genel Kurul’a gelmeyecekler. Bu koridorda kapının önünde bekleyecekler. Çoğunluk sağlanırsa, ‘hayır’ demek için koşa koşa gelecekler. Hayır derseniz, iki elim yakanızda olur. BU sıradan bir olay değil. Bu bir toprak meselesi, vatan meselesi, su meselesi, hava meselesi.
(Akbelen için direnen yurttaşlara) Hoş geldiniz, şeref verdiniz, onur verdiniz. Birazdan arkadaşlarımız gidecek, sizin için mücadele edecek, mücadele etmeye de devam edecek. Asla unutmayın, siz asla yalnız değilsiniz. Saray’ın dışında 85 milyon vatandaşımızın yüreği sizinle atıyor.