Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, dış politikadaki yanlışlıkların en büyük bedelini Hatay'ın ödediğini söyledi.
Kemal Kılıçdaroğlu, Hatay'ın merkez ilçesi Defne'de Uğur Mumcu Meydanı'nda partisinin düzenlediği mitingde halka hitap etti. Konuşmasına "Huzur ve refah isteyenler çoğunluk bu ülkede. Biz varız ve biz varız milyonlarız, birlikteysek yaparız ve yapacağız." diye başlayan Kılıçdaroğlu, hükümetin dış politikasında yanlışların bedelini Hatay'ın en ağır şekilde ödediğini söyledi.
1 Kasım'da halkın kendisine yetki vermesi halinde Suriye sorununu çözeceğini vurgulayan Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti: "En ciddi sorunları yaşayan ketlerimizden birisi Hatay. Dış politikada izlenen yanlışın faturasını siz ödüyorsunuz. En büyük maliyeti siz ödüyorsunuz. Kardeş kavgasına son vereceğim. Hiçbir derdimiz yok bizim Suriyeli kardeşlerimizle. Derdimiz başımızda yönetici olanların Suriye'nin içişlerine karışması. Neden Suriye'ne silah gönderiyoruz. Hangi akılla mantıkla kardeşi kardeşe kırdırıyoruz. 20 bine yakın çocuk öldü, 2 milyonun üzerinde Suriyeli Türkiye'de. Kimisi sokaklarda sürünüyor, büyük bir kısmı da 'ben uygar dünyaya gitmek istiyorum, huzurlu bir yaşam sürdürmek istiyorum' diyerek Avrupa kapılarında. Kim bu tabloya izin verdi. Ben de biliyorum siz de biliyorsunuz. 1 Kasım'da sandığa gedeceğiz. Bu seçimler sıradan seçimler değil. Sandığa gidip Türkiye'nin kaderini değiştireceğiz."
24 Ağustos 2012'de dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan'a mektup yazdığını ve Suriye'nin iç işlerine karışılmamasını söylediğini aktaran CHP Genel Başkanı, şu ifadeleri kullandı: "Mektupta 'dış politika yanlış' dedim, 'Suriye ile birlikte ülkeyi felakete sürüklüyorsun bunun bedelini 78 milyon yurttaşımız öder, başka ülkenin iç işlerine karışmayın' dedim. 'Sorunu Türkiye'de çözelim, Rusya'yı, İran'ı, ABD'yi, Arap Birliği'ni Avrupa ülkelerini davet edelim, sorunu akıl ve mantıkla çözelim' dedim. Orada akrabalarımız var yazık değil mi? 'Biz çözeriz' dediler. Şimdi ABD aradan, Rusya oradan, İran oradan Türkiye kapının dışında. Dış politikada hatanın faturasının 78 milyon insan öder. Turist gelmiyor diyorlar bu dış politikayla niye gelsinler. Nakliyecilerin mal götüreceği ülke kalmadı. En son Mısır'a gemiyle götürüyorlardı, bizimkiler oraya da el attı. Mısır'da ne işin var oranın içişlerine neden karışıyorsun? 5 ülkede ilk kez elçiliğimiz yok. Yazık değil mi bu ülkeye. Her yerden dışlanıyor Türkiye. Suriye'den, Irak'tan, İran'dan, Libya'dan, Mısır'dan dışlanıyoruz."
MEYDANLAR GENÇLERE SERBEST OLACAK
Meydanların gençlere serbest olacağını belirten Kemal Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu: "İşsizlik var diyorlar, onların çocukları işsiz değil, sizinkiler işsiz. Onlar fakirliğin ne olduğunu bile bilmiyor. Bütün meydanlar gençlere serbest olacak, yasağı kaldıracağım. İnternet yasağı ne? Sosyal medyaya yasak bunların tamamını kaldıracağım. Onlar gençleri olağan şüpheli görüyor ben ülkenin onur gururu olarak görüyorum. Okullardaki beslenme çantasını kaldıracağım. Çocuklar öğle yemeğini öğretmenleriyle birlikte ücret ödemeden yiyecek. Okul aile birliklerini yasal statüye kavuşturacağız. Anne babalar okulun yönetiminde söz sahibi olacak. Aile sigortasını getireceğim, hiçbir ailenin geliri 700 liranın altında olmayacak, fakirliği bu topraklardan kaldıracağız. Emekliye dini bayramlarda birer maaş ikramiye vereceğiz, asgari ücret bin 500 TL olacak, taşeronu kaldıracağım, her işçinin sendikalı olma hakkı var dedik. İtiraz ettiler bunu yapamazsın dediler, şimdi onlarda bizim bildirgemizi örnek aldılar onlar da bunları söylemeye başladı. Neymiş, ülkenin sorunlarına en iyi teşhis koyan parti CHP imiş, ülkeye en iyi yönetecek parti CHP imiş."
Meclis'te 4 parti bulunduğunu hatırlatan Kılıçdaroğlu, "Meclis'teki partilerden biri 13 yıldır iktidarda, meşruiyeti tartışılıyor. Ülkeyi nereye getirdiğini herkes görüyor. Artık sorun çözmekten ziyade kendisi sorun olmaya başlayan bir parti. İkinci parti her şeye hayır diyen bir parti. Her şeye hayır diyeceksen neden seçime giriyorsunuz. Üçüncü parti denklem dışı. Geriye sadece CHP kalıyor. Ülkeyi yönetecek Mustafa Kemal'in partisi CHP'dir. Parlamento'da iki zıt kutup var. MHP ve HDP. Asla yan yana gelmiyor. İkisinin de ortak fikri 'CHP mutlaka koalisyonda olmalı' diyor. Bu bizim ülkenin sorunlarına ne kadar sağlıklı yaklaştığımızı gösteren tipik bir örnek." dedi.
Eskiden ülkede PKK belası varken şimdi de İŞİD belasının çıktığını kaydeden Kılıçdaroğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Ankara'da bomba patladı. 102 kişi hayatı kaybetti, '2 bakan istifa etsin' dedik. Biri pişkin pişkin gülüyor. İnsanlar hayatını kaybetmiş sen nasıl gülersin. Diğeri 'güvenlik zafiyeti yok' diyor. Öyleyse bu insanlar nasıl öldü. Letonya'da bir alışveriş merkezinde çatı çöktü, insanlar öldü, bakan istifa etti. Norveç'te canlı bombada insanlar öldü, bakanlar siyasi sorumluluğu üzerine alarak istifa etti çünkü orada ahlak var. Güvenlik zafiyeti var. Davutoğlu'na neden önlem almadınız diyorum 'biz Kızılay'da aldık' diyor. O da kabul etmiyor sorumluluğu. Ancak 102 insanın sorumluluğu bunların boynunda. Gençler sokakta özgürce eylem yapacaksa gerekli güvenlik önlemini iktidarın alması gerekir."
7 Haziran seçimlerinde CHP'ye oy vermeyin istikrar bozulur, dolar yükselir, işsizlik artar, faizler yükselir diye propaganda yaptıklarını dile getiren Kemal Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti: "Hepsi bunların döneminde oldu. CHP olsaydı bunların hiç biri gerçekleşmeyecekti. Ben siyaseti zenginleşme aracı olarak görmedim halka hizmet etmek istiyorum. Siyaset köşeyi dönme aracı halka hizmet aracıdır. 13 yılda AKP iktidarının getirdiği durum ortada. CHP iktidarında bütün öğretmenleri baş tacı yapacağız, bütün ihtiyaçları karşılanacak. 13 yıldır 12 kez eğitim politikasını değiştirdiler. Aileler hangi okula çocuklarını göndereceğini bilmiyor. Sandığa gidin ve eğitimi size zehir eden bu hükümete ders verin. 2 milyon 200 bin Suriyeli için biz size para verelim bunlar burada kalsın diyorlar. Türkiye toplama kampı mı Allah aşkına. Her 4 üniversite mezunundan biri işsiz. Büyük umutlarla okudular ama durum ortada. Mazotun litresi 1.80 TL olacak. Buna da itiraz ediyorlardı artık kabul ettiler. Hangi ürünün kaç liraya alınacağını da bir yıl önceden ilan edeceğiz. Ona da itiraz ettiler biz yaparız biz kendimizi değil vatandaşı, ülkemizi düşünürüz. 13 yılda yapamadılar 4 yılda bunu yapacağım. 4 yılda ülkenin kaderini değiştireceğim. Davutoğlu saray için, Kılıçdaroğlu halk için çalışır, zaten kendi de inkar etmiyor artık." CİHAN