AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın mitinginde kendisi hakkında gösterilen videodan sandıktan zaferle çıkması halinde yardımcılığını üstlenecek İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu'na yönelik taşlı saldırıya birçok provokatif girişim hakkındaki soruları yanıtlayan Kılıçdaroğlu, halkı sükunete davet etti.
Sözcü yazarı İsmail Saymaz'ın yönelttiği sorular ve ana muhalefet partisi liderinin bunlara verdiği yanıtlar şöyle:
¦ Erzurum olayları hakkında elinize yeni bir bilgi ulaştı mı?
Bir provokasyondu orada yapılan. Erzurumlular zaten son derece rahatsız. Erzurum dadaşların kentidir, Nene Hatunların yetiştiği topraklardır. Bizi üzdüğü kadar Erzurumluları da üzmüştür. Biz asıl faillerin yakalanmasını istiyoruz. Onları alana süren, çocuklara taş attıran failleri istiyoruz.
Şunu anlamakta zorluk çekiyorum. Küçük bir çocuk, elinde Türk bayrağı var ve onu terörist diye taşlıyorsunuz. Aklın alacağı bir şey değil bu. Veya bir kadın, elinde Türk bayrağı, onu taşlıyorsunuz. Veya yaşlı bir insan, elinde Türk bayrağı, kafasına taş atıyorsunuz ve kafasını yarıyorsunuz. Akılla, mantıkla bağdaştırılacak bir şey değil.
“Kendi kendine yaptılar” diyorlar. Belediye başkanı belediye başkanı değil, vali vali değil. Devlette ciddi bir çürüme var. Ekrem Başkan'ın miting yapması gerekiyor, miting alanına belediye otobüslerini yığıyorsunuz. Hangi akıl, hangi demokrasi, hangi insan hakları… Kaybedeceklerini biliyorlar. Kaybedeceklerini bildikleri için sertleşiyorlar. Ama biz sağduyuyla hareket ediyoruz.
Sağ olsun Ekrem başkan, toplumu sağduyuya davet etti. Seçimlere kadar hepimiz sabredeceğiz. Bu tür taşkınlıklar bundan sonra da büyük bir ihtimalle olacaktır. Çünkü Saray ve onun yandaşları, bu tür taşkınlıklardan, “Acaba prim toplayabilir miyiz? CHP'yi ve Millet İttifakı'nı korkutabilir miyiz diye arayış içindeler. Onlar bizim Kuvâ-yi Milliyeci olduğumuzu bilmiyorlar. Siz kimsiniz ki bizi korkutacaksınız? Biz yine bildiğimiz yolda, insanlara hizmet etme yolunda, insanların hakkını, hukukunu savunma yolunda ve Türkiye'ye demokrasiyi getirme yolunda mücadelemizi sürdüreceğiz. Ama hukuk içinde sürdüreceğiz.
'ASIL FAİLLERİN BULUNMASI LAZIM'
Polisten, milletvekili arkadaşımıza gelen bir mesaj vardı, “Biz emir kuluyuz” diyordu. Polisler, elinde taş olan insanlarla yan yana duruyorlardı. Polislere, “Müdahale etmeyeceksiniz” diye bir talimat verilmiş. Biz onun için diyoruz, asıl faillerin bulunması lazım.
¦ Saldırganlar arasında bir uzman çavuşun olmasını nasıl yorumluyorsunuz?
Bu, devletteki çürümeyi gösteriyor. Siz uzman çavuş alıyorsunuz, hukuku sağlayacak olan, adaleti sağlayacak olan bir kamu görevlisi, tam tersine hukuku ve adaleti çiğniyor. Birilerinden cesaret alıyor.
'BU SAATTEN SONRA CİDDİYE ALINIR MI?'
Bu saatten sonra Erdoğan ciddiye alınır mı? Söylediklerinin hangisi doğru? Uzman çavuşu biz mi kiraladık? Biz mi gönderdik uzman çavuşu oraya? Biz mi o gençleri topladık, üzerimize taş atın diye? Aklın kabul edileceği bir şey mi? Erdoğan artık ülkeyi yönetme kapasitesini kaybetmiş. Seçimi kaybedeceğini biliyor, o korku içinde her tarafa saldırıyor, “Acaba bir şey yapabilir miyiz?” diye. Yapamazsın kardeşim, bitti artık. Yeni bir dönem başlayacak Türkiye'de. Huzurlu bir dönem başlayacak. Erzurum'da yaşayan AK Partili kardeşlerimizin de rahatsız olduğunu düşünüyoruz.
'CİDDİYE ALINACAK BİRİ DEĞİL'
Onun unvanı meşhur biliyorsunuz, fotoroman Süleyman. Ciddiye alınacak birisi değil.
¦ Trabzon'da adaylarınızın tartaklandığı, Şanlıurfa'da mermi bırakıldığı, İzmir'de iki grubun karşı karşıya geldiğine dair bilgiler ulaştı. Kasıtlı bir kışkırtma süreci mi yaşanıyor? Ne oluyor?
Tüm vatandaşlarımı sükûnete davet ediyorum. Bunlar gidecekler ve hepimiz farkındayız, biliyoruz. Taşkınlık yapıyorlar. Taşkınlıklardan uzak durmamız lazım. Sağduyulu hareket etmemiz lazım. Sandığa bir bayram havası içinde gidip oyumuzu kullanmamız lazım. Sonra hep birlikte seçim sonuçlarını, oy kullandıkları okulda izlemelerini istiyorum. Bütün vatandaşlarımız bunu yapsınlar. Tahriklere kapılmasınlar. Tahriklere kapılanlar var, görevlendirilenler var. Bunlardan uzak dursunlar.
¦ “Son 10 günde çok pis işleriniz olacak, biliyorum” şeklinde ifadeniz oldu. Bu da ona dahil mi acaba?
Görünüyor zaten.
'TARAFSIZ OLMALARI LAZIM'
İletişim Başkanlığı'nda çalışanların tamamı kamu görevlileri. Ama hiçbirisi devlet memuru pozisyonunda çalışmıyorlar. Erdoğan'a seçimi nasıl kazandırırız diye. Bunun için çalışıyorlar. Oysa onların tarafsız olması lazım.
ERDOĞAN'A: KORKAK İNSAN
Bunun ahlakla bağdaşır yönü var mı? Cumhurbaşkanlığı koltuğunda oturan bir insanın bu kadar düşük bir düzeye inmesini nasıl izah edeceğiz? Sen cumhurbaşkanlığı koltuğunda oturuyorsun, nasıl bunu yapıyorsun? İnsanda biraz utanma olur, ar olur, edep olur, vicdan olur, ahlak olur ya. Bunları yapıyor. Yapacağını da biliyorum zaten. Onun için ciddiye almıyorum. Korkak insan. Niye korkuyorsun? Bir terör örgütünün arkasına niye saklanıyorsun sen?
¦ Art arda bakanlar tuhaf karşılaştırmalar yapmaya başladılar. Bu seçimin işgalcilerle İstiklal Savaşı verenlerin, aile kurumunu savunanlarla insanla hayvanın çiftleşmesini savunanların rekabeti olduğunu söylediler. Cumhurbaşkanı danışmanı, “İktidar değişirse tam bağımsızlığımız zarar görür, sınırlarımız, siyasi birliğimiz parçalanır' dedi. Bunlar acaba bir yerlere mesaj mı?
İktidardayken kendi söylediklerini yapıyorlar. Biz de onların tam tersini yapacağız. Bu ülkeye huzuru, bereketi, kardeşliği, üretimi getireceğiz. Alın teri dökenin hakkını teslim edeceğiz. Türkiye'nin itibarının saygınlığını koruyacağız. Küfür ettiği adamın kapısına gidip hiç kimse para dilenmeyecek. 85 milyonun yüzünü yere eğdirmeyecek. Bizim hedefimiz bu zaten.