Siirt'te kaybolan iki kız çocuğunun, iki polisin alıkoyduğunun ortaya çıkmasına tepkiler devam ediyor. Diyarbakır'da bir araya gelen kadın kuruluşları, olayı düzenledikleri yürüyüşle protesto etti. Kadınlar yürüyüş boyunca skandalı örtmeye çalışmakla suçladıkları Siirt Emniyet Müdürlüğü'ne tepki gösterdi, "Tecavüzcü polisler hesap verecek" sloganları attı.
Siirt Emniyet Müdürlüğü'nde görevli iki polis memurunun 16 ve 18 yaşlarındaki iki kız çocuğunu alıkoydukları ortaya çıkmıştı. Olayın duyulmaması için adeta sıkıyönetim uygulayan emniyet, polis memurları hakkında 'çocuğun cinsel istismarı' yerine 'hürriyeti tahdit' suçundan işlem yapmıştı. Olayın medyaya yansımasının ardından sivil toplum kuruluşları sert tepki gösterdi. Diyarbakır'da bir araya gelen ve aralarında Özgür Kadın Kongresi (Kongreya Jinên Azad- KJA), DİKASUM, DBP, kadın avukatların da olduğu çok sayıda sivil toplum kuruluşu skandal olayı düzenledikleri yürüyüşle protesto etti. Yenişehir ilçesindeki Ofis semtinde bir araya gelen kadınlara polis engel olmak istedi. Polis yürüyüş için valilikten izin alınması gerektiğine ısrar etmesi üzerine Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Diyarbakır İl Eş Başkanı Hafize İpek, protesto haklarının olduğunu ve böyle bir süreçte izin almaya gerek olmadığını belirtti.
"KADINLAR YOLU TRAFİĞE KAPATIP SLOGAN ATTI"
Buna tepki gösteren kadınlar yürüyüşe başlayınca emniyet kenara çekilmek zorunda kaldı. Kadınlar Ofis semtinden Şehitlik semtinde bulunan Sümerpark'a kadar yürüdü. "Kadına şiddet ideolojiktir, öz savunma meşrudur" pankartını taşıyan kadınlar sık sık "Tecavüzcü polisler hesap verecek" sloganları attı. Ekinciler ve İstasyon Caddesi'ni trafiğe kapatan kadınlar, sloganlar atarak ilerledi. Diyarbakır Emniyet Müdürlüğünün TOMA ve zırhlı araçlarla yoğun önlem aldığı görüldü.
"EMNİYETİN AÇIKLAMASI TOPLUMUN AKLIYLA DALGA GEÇME GİBİ"
Sümerpark'ta açıklama yapan DİKASUM yetkilisi Eylem Karaaslan, AKP'nin kirli politikalarının bölgede her gün deşifre olduğunu, kadın katliamlarına, tacize, tecavüze, kaçırılmalara dönük yaşananların üstünü örterek ve yaşanan olayları çarpıtarak toplumda faklı bir algı yaratma ve kendisini meşru kılmanın peşinde olduğunu söyledi. Karaaslan, "Adaletin yerini bulmasını engelleyerek 'kendi rızasıyla' gibi yeni söylemlerle 'tahrik indirimleri" uygulayarak kadın katliamların önünü açmakta ve katliamları meşrulaştırmaktadır. Siirt Emniyet Müdürlüğü basit, traji-komik ve toplumun değerleriyle, aklıyla dalga geçercesine bir açıklama yapmıştır. Açıklamada kayıp kız çocukların kendi rızalarıyla zaman geçirmek için polisin evine gittikleri belirtilmiştir. Yapılan bu açıklama sözün hükmünü yitirdiği, anlamını kaybettiğinin somutlaşmasıdır. Kadınları ve kız çocukları için cinsel köleliğe mahkûm eden zihniyet karşısında yaşam adeta kâbusa dönmektedir. Yaşananlar kadın bedeni, davranışı, giyim ve yaşam tarzına bir saldırı olup adeta kadına özgür yaşam hakkı tanımamaktadır." diye konuştu.
"KADINA MÜDAHALEDE AKP İKTİDARI DÖNEMİNDE ARTIŞ OLDU"
Kadına dönük saç telinden tırnağına, gülmesine, katliamına kadar her türlü müdahaleye açık hale getirilmesinde özellikle AK Parti iktidarı döneminde çok ciddi bir artış olduğunu belirten Karaaslan şunları söyledi: "Bu durumun yaşanmasında erkek iktidarını temsil eden AKP'nin kadın düşmanı tutumunun, sosyal, siyasal politikalarının yarattığı yaşam algısının ciddi bir etkisi olmuştur. AKP iktidarıyla birlikte kadın kırımı günden güne bir tırmanış göstermiş kadın türlü cinsel ve psikolojik şiddete maruz kalmıştır. Siirt'e yaşanan olayı nefretle kınıyor ve bir an önce bu olayın tüm detaylarıyla ortaya çıkartılmasını ve toplumun ikna olabileceği bir açıklamanın yapılmasını bekliyor, bu davanın sonuna kadar takipçisi olacağımızı belirtiyoruz. Kadınlar olarak yaşanan bu olaylar karşısında en güçlü cevabımızın örgütlü mücadelemizi yükseltmek olacağını bir kez daha vurguluyoruz." CİHAN