Kocasakal, "Ey Cumhurbaşkanı! Benim için iyi bir şey söylese zaten şaşırır ve kendimden şüphe ederdim. Kendisi ne yazık ki her gün yaptığı açıklamalarla ülkeyi germeyi, toplumu parça parça bölerek kamplaştırmayı, kişileri kurumları hedef göstermeyi herhalde iyi bir şey zannetmekte. Ama ülkeye büyük zarar vermekte. Anayasa ve hukuku tanımıyor." ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, muhtarlar buluşmasında yaptığı konuşmada İstanbul Baro Başkanı Ümit Kocasakal’ı hedef almıştı. Kocasakal da bir grup avukatla birlikte kameraların karşısına geçerek Erdoğan’a cevap verdi. Baro binasında yaptığı açıklamada Kocasakal şu ifadeleri kullandı: “Hiçbir hedef gösterme, hedef saptırma, üstü kapalı tehdit, beni ve baromuzu doğru bildiklerimizi söylemekten ve yapmaktan, hukuk devleti mücadelemizden alıkoyamaz. Anayasanın 8. maddesine göre Bakanlar Kurulu ile birlikte yürütme görev ve yetkisine sahip Cumhurbaşkanı gelenekselleşmiş muhtarlara seslenişinde şahsımla ve avukatlarla ilgili bazı sözler sarf etmiştir. Kendisi bana, ‘Ey baro başkanı!’ diye seslendiği için, mütekabiliyet esasına göre ben de, ey Cumhurbaşkanı, benim için iyi bir şey söylese zaten şaşırır ve kendimden şüphe ederdim. Kendisi ne yazık ki her gün yaptığı açıklamalarla ülkeyi germeyi, toplumu parça parça bölerek kamplaştırmayı, kişileri kurumları hedef göstermeyi herhalde iyi bir şey zannetmekte. Ama ülkeye büyük zarar vermekte. Anayasa ve hukuku tanımıyor, kendisini her şeyin üstünde görüyor ve zannediyor. Belirtmek isterim ki kartallar yüksek uçar, ancak çakılmaları da şiddetli olur.”
Erdoğan’ın kendisini hala Başbakan zannettiğini ifade eden Kocasakal şöyle devam etti: “Kendisini hala Başbakan zannediyor. Birilerinin kendisine Başbakan olmadığını ettiği yemin ışığında tarafsız olması gereken bir Cumhurbaşkanı olduğunu hatırlatmasında yarar görmekteyim. Sözlerine gelince, ben olay yerine kendiliğimden gitmedim. Faillerin bazı kişilerle birlikte beni talep ettiklerinin başsavcılıkça tarafıma iletilerek yapılan davet ve rica üzerine, bir zorunluluğumda bulunmadığı halde insani ve vicdani bir görevi yerine getirmek üzere gittim. İnanın bana sonuçlarını da hiç düşünmedim. Cumhurbaşkanı’nın konuşmasında açıkça güvenlik güçlerinin her yola başvurduğu, baro başkanını yani şahsımı babayı getirttiğini görüştürdüğünü bizzat kendisi ifade ediyor. İnsan yaşamı söz konusuyken hesap yapılmaz. Bugün olsa yine yaparım. Vicdanen de son derece müsterihim. Bu kişilerle emniyet görevlileri de görüştü. Peki onlar netice alabildiler mi? Netice almanın garantisi var mı? Benim suçu önleme suçla mücadele gibi görev yetkim yok. O görev yetki siyasi iktidara emniyet ve savcılara mı ait? Bunu sormak isterim. Benim sözüm dinleniyor olsa bu ülkedeki hukuksuzluklar olmazdı. Keşke dinlense.”