Ülkeler ablukanın kaldırılması için sunulan taleplerle ilgili süreyi uzatma kararını, krizin çözümü için arabuluculuk rolünü üstlenen Kuveyt’in ek süre talebi üzerine aldı.
Katar Dışişleri Bakanı Şeyh Muhammed bin Abdülrahman bin Cassim Al-Tani, Cumartesi günü yaptığı açıklamada, talepleri reddettiklerini açıklamış ancak doğru şartlar altında diyaloğa girmeye hazır olduklarını ifade etmişti. Katarlı Bakan, bugün Doha’nın resmi yanıtını bir mektupla Kuveyt Emiri’ne iletecek.
13 maddelik talep listesinde İran’la diplomatik ilişkilerin seviyesinin düşürülmesi ve Mısır’daki halk ayaklanması sonrası iktidara gelen ancak askeri yönetim tarafından görevden alınan Müslüman Kardeşler’e olan desteğin kesilmesi de şart koşuluyor.
Son gelişmeler, on yıllardır Körfez’de yaşanan en büyük kriz olarak değerlendiriliyor. Suudi Arabistan öncülüğündeki bazı Arap ülkeleri, terörü desteklediği gerekçesiyle Katar’la tüm ilişkilerini kesti. Doha Yönetimi ise başından bu yana suçlamaları reddediyor.
ANKARA YÖNETİMİ KATAR’IN YANINDA
Bu krizde Türkiye net bir şekilde Katar’ın yanında pozisyon aldı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Katar'a karşı yaptırımları doğru bulmadığımızı peşinen söylemek istiyorum. Karşılıklı diyalogla çözülmelidir. Katar'ın soğukkanlı tutumunu takdirle karşılıyoruz” demişti. Erdoğan, 13 maddelik talep listesinde yer alan “Katar’daki Türk üssü kapatılsın” maddesini ise “Türkiye’ye saygısızlık” olarak nitelendirmişti.
Öte yandan Türkiye İran’la birlikte abluka altına alınan Katar’a en çok yardım eden ülke. Zira gıda ihtiyacının yüzde 90’ı ithalata dayanan ülke, bu açığını Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri’nden sağlıyordu.