Sadece Türkiye ve Lübnan’ın topraklarına aldığı Suriyeli mültecilerin sayısı 3 milyonu geçerken, Ortadoğu’nun en zengin 5 Arap ülkesi, hiçbir Suriyeliyi mülteci olarak kabul etmedi. Bu durum uluslararası insan hakları örgütlerinin yanı sıra Arap kamuoyundan da tepki çekmeye başladı.
Suriyelilere başta Türkiye olmak üzere bölge ülkeleri Lübnan, Ürdün, Mısır ve Irak (özellikle Kürt Bölgesel Yönetimi) kapılarını açarken, sadece Ortadoğu’nun değil dünyanın en zengin ülkeleri arasında yer alan Körfez Arap yönetimleri hiçbir Suriyeliyi mülteci olarak kabul etmedi. Körfez ülkelerinin bu tavrı Uluslararası Af Örgütü’nün ve İnsan Hakları İzleme Örgütü’nün de tepkisini çekti. Af Örgütü, ‘Rakamlarla Suriye’nin göçmen krizi’ başlıklı bir rapor yayınladı. Raporda Suriyeli 4 milyondan fazla mültecinin yüzde 95’inin Türkiye, Lübnan, Ürdün, Irak ve Mısır’da olduğu belirtildi.
Hürriyet'in haberine göre, Türkiye’nin en çok Suriyeli mülteciye ev sahipliği yapan ülke olduğu bilgisi de raporda not düşüldü. Af Örgütü, Katar, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), Suudi Arabistan, Kuveyt ve Bahreyn gibi Körfez İşbirliği Teşkilatı üyesi ülkelerin ise Suriyeli mültecilere sağladığı yerleşim sayısının ‘sıfır’ olduğunu vurguladı.
Danimarka Finans Bakanı Claus Hjort Frederiksen geçtiğimiz hafta verdiği bir röportajda “Para içinde yüzen ancak çok az mülteci kabul eden Arap ülkelerine en kızgın olan benim. Mesela Suudi Arabistan gibi ülkeler. Bu tam bir skandal” ifadelerini kullandı. Birleşik Arap Emirlikleri’nden bir yetkili, eleştirilere cevap verirken, savaştan kaçan birçok Suriyeli ve Filistinlinin ülkelerine turist vizesiyle girdiğini, bu kişilerin mülteci statüsünde olmasa da bu vizelerin yenilenerek ülkede kalmalarının mümkün olduğunu anlattı. Ancak İngiliz yayın kuruluşu BBC, turist vizesi alma sürecinin masraflı olduğunu, bunun yanısıra Körfez ülkelerinin Suriyelilerin başvurularına karşı yazılı olmayan engeller koyduğunu ifade etti.
TERCİHLERİ BATI
Suriyeliler Körfez ülkeleri yerine çoğu zaman batıya gitmeyi tercih ediyor. Suriye’den Lübnan’ın başkenti Beyrut’a gelen Yassir Batal, Suudi Arabistan’a ya da başka bir Körfez ülkesine gitmeyi düşünmüyor. Bloomberg’e konuşan Batal, “Avrupa’da çocuk felci tedavisi alabilirim, çocuklarımı okula gönderebilirim, barınak ve onurlu bir yaşam bulabilirim” ifadelerini kullandı. Royal United Services Savunma ve Güvenlik Çalışmaları Enstitüsü’nde Ortadoğu araştırmacısı olarak çalışan Michael Stephens, özellikle Katar ve BAE’de yerli nüfusun halihazırda azınlıkta kaldığını ve 30 bin civarında mülteci kabul etmenin bile bu ülkelerde demografik dengeyi değiştireceğini kaydetti.
‘VİCDANLAR ÖLDÜ MÜ’
Zengin Arap ülkelerinin Suriyeli göçmenlere kayıtsızlığı ülkelerin kendi medyasında da eleştiri konusu olmaya başladı. BAE’li yorumcu Sultan el-Kassemi, “Büyük güç büyük sorumluluk gerektirir. Yeniden bir Filistin krizi olmasını ve mülteci kamplarında nesiller yetişmesini istemeyiz” dedi. Kassemi, Körfez ülkelerinin 2 milyon mülteciye ev sahipliği yapabilecek güçte olduğunu kaydetti. Twitter’da 7 milyon takipçisi olan Suudi din adamı Selman Aloda, “Vicdanlar öldü mü? Neden Körfez ülkeleri mültecilere ev sahipliği yapamıyor?” diye Tweet attı. Buna karşılık Körfez Uluslararası İlişkiler Konseyi adlı lobi grubunun Suudi başkanı Tarık el-Şammari, eleştirileri ‘saçma’ ve ‘haksız’ buldu. Şammari, “Avrupalılar, kriz onların kıyılarına ulaşana kadar Suriye’de olanlara gözlerini kapadı. Suçu başkasına atmak istiyorlar” ifadelerini kullandı.