Amerika Başkanı Donald Trump’ın anti-viral ilaçların yeni tip Koronavirüs (Covid-19) tedavisinde kullanılabileceğini açıklaması dünyayı umutlandırdı.
Ancak tıp dünyası bu ilaçlara şüpheyle yaklaşıyor.
Amerika'nın Sesi Türkçe'nin (VOA) sorularını cevaplandıran Harvard Üniversitesi Tıp Fakültesi doktorlarından Mehmet Furkan Burak sebebini şöyle açıklıyor: “Güvenip tıbbi kararımızı değiştirecek bir ilaç yok. O sebeple bilimsel kalitesi düşük, daha az hasta üzerinde yapılmış tıbbi anekdotlar üzerine çıkarımlar yapmaya çalışıyoruz. Bunun riskleri var.”
“EBOLA İLACI KORONA TEDAVİSİNDE UMUT VAAT EDİYOR, FAKAT…”
Başkan Donald Trump’ın başka virüsler için geliştirilen ilaçların Koronavirüs tedavisinde kullanılma ihtimalinin bulunduğuna dair beyanları tüm dünyayı heyecanlandırdı.
Trump’ın “Denemekle ne kaybederiz!” dediği ilaçlar, Ebola tedavisinde kullanılmış "Remdesivir" ve sıtma tedavisinde kullanılan "Hidroksiklorokin".
Dr. Burak özellikle Ebola tedavisinde kullanılan ilacın umut vaat ettiğini, ancak tamamen güvenmek için daha çok çalışma gerektiğini söylüyor: “Remdisivir, çalışma mekanizması açısından umut vaat ediyor. Maymunlarda denenmiş, SARS ve COVID virüsü enfekte edilip maymunlarda etkinliği gösterilmiş. Bu bir umut ama ciddi manada nereye varacağını kimse bilmiyor.”
“TIP PERSONELİ OLARAK RİSK ALIYORUZ”
Dr. Mehmet Furkan Burak, Amerika Birleşik Devletleri'nin (ABD) Seattle şehrinde bir Koronavirüs hastasının tespit edilen ve daha önceden astım benzeri hastalığı olan 35 yaşındaki kişiye Remdisivir tedavisine cevap verdiğine işaret ediyor.
Dr. Mehmet Furkan Burak evde kalanların aynı zamanda hayat kurtardıklarının altını çiziyor.
Ancak bu bir kişinin tedaviye kendi seyrinde mi cevap verdiğini, yoksa ilacın mı etkili olduğunun? bilinmediğini kaydediyor: “Zor zamanlar. Dolayısıyla tıp personeli olarak risk de alıyoruz. Umut vaat ediyor tabii ki.”
“SITMA İLACI BAŞKA İLAÇLARLA ETKİLEŞİME GEÇİP ÖLDÜRÜCÜ OLABİLİR”
Harvard Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde iç hastalıkları uzmanı olarak görev yapan doktor Burak, sıtma tedavisinde kullanılan Hidroksiklorokin’in ise akciğerlerde enflamasyon (iltihaplanma) ve virüs yükünü azalttığı, 25 kişi gibi çok küçük bir grup üzerinde yapılan bir araştırmada görüldüğünü vurguluyor.
Dr. Burak, “Karar vermek çok zor ama elimizdeki bu olduğu için belli ölçüde güvenmek zorundayız. Umut vaat ediyor tabii ki. Ancak Hidroksiklorokin başka ilaçlarla etkileşip ciddi kalp ritim bozukluğu da yapabilir. Ölümcül olabilir. Basit bir antibiyotik bile bu ilaçla etkileşip ciddi sıkıntı oluşturabilir.” diyor.
"TÜRKİYE KORONA TESTİNDE ABD'DEN İYİ DURUMDA”
Birçok çevre, ABD'nin salgının hızlı ilerlemesini test kiti yetersizliğine bağlıyor.
Burak, Koronavirüs test kiti eksikliği eleştirilerine katılırken, Türkiye’nin bu konuda Amerika’dan daha iyi konumda olduğuna dikkati çekiyor: “Türkiye ABD’den çok daha iyi durumda Test kiti açısından. Hâlâ test yeterli yapılamıyor Amerika’da. Türkiye’nin elinde çok daha fazla test kiti var.”
Sağlık Bakanlığı tarafından bugün açıklanan hızlı test kitlerini de değerlendiren Burak, bu testlerin güvenilirliklerinin daha az olduğunu, ancak semptom, maruz kalma, seyahat hikâyesi gibi etkenler bir araya getirildiğinde "iyi bir tarama testi" olabileceğini söylüyor.
“HAVALİMANI YA DA HASTANEDE ÇALIŞANLARIN BULAŞICILIĞI EN ÜST SEVİYEDE”
Korona ile ilgili dikkat çekici bilgilerden biri de taşıyıcı kişinin virüsün kendisine bulaştığında dair hiçbir belirti göstermemesine rağmen 14 gün boyunca çevresindekilere bunu bulaştırabilme ihtimali.
Dr. Burak’a göre, bu oran bazı sektörlerde çalışanlar için çok daha yüksek.
Burak, “Havalimanında hastanede çalışan birinin bulaştırıcılığı çok korkunç. Boyutlara bulaşabilir. İlk 5 gün semptomsuz, özellikle ikinci gün bulaştırıcılığı yükseliyor. Bu ciddi bir risk. Zaten toplumu asıl tehdit eden bu.” ifadelrini kullanıyor.
“KORKULAN SENARYOYU AMERİKA DAHİL HİÇBİR ÜLKE KALDIRAMAZ”
Burak, kaliteli sağlık personelinin de avantaj olmasına karşın çok ciddi bir salgın ve buna bağlı hasta yükünün tüm ülkeler gibi Türkiye’yi de ciddi bir şekilde zorlayacağını söylüyor.
“Yüzde 80’i hastaneye bile gerek duymuyor, yüzde 20 hastaneye, yüzde 5 yoğun bakım ihtiyacı." diyen Burak, "Enfekte olanların yüzde 95’i hastaneye gelmeyecek. Korkulan senaryoların gerçekleştiği takdirde ne ABD ne Türkiye ne de dünyada hiçbir ülkenin sağlık sisteminin bu yükü kaldırma şansı var.’’ diyor.
“İZOLASYONU BECEREBİLEN TOPLUMLAR ERKEN KURTULACAK”
Harvard Tıp Fakültesi doktoru, Corona sağlığı ile mücadele insanlığın en büyük ihtiyacının ‘zaman’ olduğu görüşünde.
“Zaman kazanmamız gerekiyor mevcut ilaçları denemek, hastaneye gelen hasta sayısını azaltıp sağlık personelini kaybetmemek için, ölüm sayısını minimumda tutmak için." diyen Burak, "İzolasyonu becerebilen toplumlar erken kurtulacak, beceremeyenler çok uzun süre mücadele edecek. Enfeksiyon durumlarında toplumun bir kısmı evde durup diğeri dışarıda devam ediyorsa bir çuval inciri berbat ediyor.” tespitinde bulunuyor.
"ÜÇ HAFTA EVİNDE DURAN BİLSİN Kİ HAYAT KURTARIYOR"
Corona hakkında görüş bildiren bütün doktorlar gibi Dr. Mehmet Furkan Burak da evde kalmanın ve sosyal izolasyonun bu hastalıkla mücadele hayati bir role sahip olduğunun altını çiziyor.
Burak, "Sosyal izolasyon toplumun yaşlı ve hasta astım gibi genç hastalar. Siz hiç semptomsuz geçirebilirsiniz. Ben şu anda dışarıda dolaşarak taşıyıcılığımı sürdürüyorum. İnsan hissetmediği üzerine aksiyon alması zor. Yaratılışı gereği." şeklinde konuşuyor.
Burak, "Burada her şeyi devletten beklemeden herkesin kendini izole etmesi lazım ki rakamlar sağlık personelinin mücadele edebileceği düzeyde kalsın. İki üç hafta evinde duran biri bilsin ki dışarıda birilerinin hayatını kurtarıyor." diyor.