Korona psikolojik iz bırakıyor: Uzmanından beş öneri…

Eve kapanma, sürekli hijyen, virüs kapma korkusu, hastalanma endişesi… Toplum ve bireysel psikolojiye bırakacağı etkiler neler, nasıl korunulur…

SHABER3.COM

Psikolog Sevgi Türkmen, salgınla başlayan olguların süreç sonunda “sosyal izolasyona” neden olabileceği uyarısında bulundu.

Koronavirüs (Kovid-19) tedirleri nedeniyle başta çocuklar olmak üzere pek çok insanı fiziksel ve psikolojik olarak etkilendi. Önlemlerin çocuklar, sağlık emekçileri ve toplumdaki yoksul kesim üzerindeki psikolojik etkisini ve çözüm yollarını psikolog Sevgi Türkmen değerlendirdi.

Mezopoamya Ajansı’na konuşan Türkmen, koronavirüsün toplumun sağlığını ve gündelik yaşamını doğrudan etkilediği gibi, insanların psikolojisini de etkilediğini belirtti:

“Gündelik yaşam içerisindeki alışkanlıklarımızdan kültürel kodlarımıza, duygusal tepkilerimizden fiziksel alanlarımıza kadar birçok şeyin değişimi gerekiyor. Rutin içinde karşılaşılan her değişimin duygusal yaşantımızda da değişimlere neden olur. Koronavirüs etkisinin sağlıkla ilgili olması ve hatta yaşamını kaybetme riski olduğu fikrinin toplumda yayılması kaygı ve korkuları arttırmaktadır. Haliyle kaygının, kirlendim hissinin, virüs bulaşacak korkusunun eşlik ettiği kırılgan bir ruh hali içindeyiz”

TAKINTILAR BAŞLAYABİLİR
Türkmen, koronavirüs günlerinde ve sonrasında kimi sıkıntılarla baş etmek zorunda kalınabileceğine işaret ederek, “Temizlik takıntıları, her yerin, her şeyin pis, mikroplu, virüslü olduğu fikriyle zihinsel meşguliyet. Bu durum gündelik hayatı oldukça zorlar, sosyal ilişkileri sınırlar ve bir süre sonra kişiyi hem psikolojik hem fizyolojik olarak tüketir. Hasta olma fikri daha yaygınlaşabilir. Hastalık algımız değişebilir. Bedendeki her değişim bir tür hastalık gibi algılanabilir. Çeşitli somatik semptomlarla karşı karşıya kalabiliriz. Bu yakınmalarla sağlık kuruluşlarına başvuruyu arttırabilir. Psikolojik destek ihtiyacı hisseden insan sayısı artabilir. Psikiyatrik ilaç kullanımı yine artabilir. Aile ve çevreye gerçek durumla uyumlu olmayan hassasiyetler gelişebilir. Sevdiklerini kaybetme korkusu, onları koruyamama düşünceleri oluşabilir. Bu da daha steril hayatlara neden olabilir çünkü ‘dışarıdakiler’ artık siz ve yakınlarınız için birer virüs bulaştırıcısıdır. Bunların tümü sosyal izolasyona neden olabilir. Toplum içinde uzaklaşmalar başlayabilir. Bu ve bunun gibi sonuçlar da yine insanları dağıtır, huzursuz eder, psikolojik olarak zayıflatır ve hasta eder” şeklinde sıraladı.

PSİKOLOJİYİ TOPLAMAK İÇİN 5 ÖNERİ

Aşırılık duygusunun tehlikeli olduğu, insanı yıprattığı, hata yapmayı arttırdığı, öfke ve bencilliği ortaya çıkardığı ve hastalıklara karşı zayıflattığını ifade eden Türkmen, bunlardan korunmak için şu önerilerde bulundu:

“Sakin olalım. Psikolojik olarak güçlü kalmaya çalışalım. Kaygılandığımız durumların zihinde meşguliyetini azaltalım. Ev içinde yapılabilecekleri düşünelim. Gündelik yaşamımızda çok köklü değişimlere henüz girişmeyelim.”

ÇOCUKLARI KORONA VİDEOLARINDAN UZAK TUTUN
Alınan tedbirler kapsamında konuşulmayan meselenin çocuklar olduğuna dikkat çeken Türkmen, okulların tatil olması ve evde zorunlu kalmanın en çok çocukları olumsuz etkileyeceğini ifade etti. Çocukların bununla baş edip, koşulları neyse ona çabucak alışabileceğini söyleyen Türkmen, “Buraya kadar sıkıntı yok. Sıkıntı ailelerin kaygılarının çocuklara nasıl geçtiği. Sürekli olarak oraya dokunma, burayı elleme şeklindeki müdahaleler hem çocuğun hareket alanını sınırlayacak hem de çocuğu yoracaktır. Ev içi etkinliklerinde dahi çocukların ebeveynler tarafından zorlandığını görüyoruz. Ev içinde devamlı olarak hastalık ve salgın ile ilgili konuşmak, televizyonda devamlı olarak buna ilişkin haberler izleyip yorumlar yapmak, çocuklarda alarmda olma hali yaşatıyor. Çocuklara dış dünya güvensiz geliyor. Bununla birlikte kötü şeyler olacak hissi yaşayıp kendini güçsüz hissediyor” diye konuştu.

Çocuklarla ilgili ailelerin önlem alması gerektiğini belirten Türkmen, bir uyarı bir de öneride bulundu: “Onların böylesi durumlarda ne yapıp ne yapamayacaklarına dair farkındalık yaratmaya çalışacağız ama hastalıkları anlatarak, virüsleri detaylandırarak, onlara her davranışlarında virüsü anlatarak değil” uyarısı yaptı.

 
Türkmen, çocukların, sosyal medyada yer alan “çocuklar için korona farkındalık” benzeri konulu videolardan uzak tutulması gerektiği uyarısında da bulunarak, “Bunlar sosyal farkındalığa değil sosyal hastalığa neden olur. Korkan, tedirgin olan, sosyal ilişki kurmakta zorlanan, kendine güveni sınırlı olan, kendini ifade etmede zorlanan bireyler olarak yaşamına devam etmek zorunda kalırlar” diye ekledi.

Virüs ve benzeri gündemlerin çocuğun gündelik hayatında yeri olmadığını dile getiren Türkmen, “Onlar kendi gündelik yaşamı içinde asgari uyması gereken hijyen koşullarını bilse yeterli olacaktır. Diğer kısmı bizim kontrolümüz ve tedbirlerimizle alakalı” önerisinde bulundu.
<< Önceki Haber Korona psikolojik iz bırakıyor: Uzmanından beş öneri… Sonraki Haber >>
ÖNE ÇIKAN HABERLER